İstanbul Dijital Festivali özel bir sergiye evsahipliği yapıyor. Atatürk Kültür Merkezi’ndeki (AKM) sergide Türkiye Cumhuriyeti’in ilk yüzyılında üretilen sinema eserlerinden hazırlanan ‘100 Yılın 100 Sinema Eseri’ kitabı, yapay zekaya sergiye taşındı. Sergide, kitapta yer alan filmlerin yapay zekayla yeniden oluşturulan ve LED ekranlarda gösterilen afişleri, Türk sinemasının bir panoramasını yansıtıyor.
İstanbul Dijital Sanat Festivali’nin sinema küratörlerinden Samed Karagöz, yaptığı açıklamada, kitabın AA tarafından Cumhuriyet’in 100. yılında gerçekleştirilen ‘100 Yılın 100 Eseri’ projesi kapsamında yayınlandığını söyledi. Karagöz, çalışmayı festivale özel bir sergi olarak da tasarladıklarını belirterek, “Cumhuriyetimizin 100 yıllık tarihi boyunca yer alan yüz filmin konusu, oyuncuları ve yönetmen bilgileri yapay zekaya yüklendi. Bunların hareketli birer afişlerinin hazırlanması istendi. Ortaya çıkan tablodan sanatçı, ufak dokunuşlar yaparak eseri oluşturdu” dedi.
7’den 70’e herkese hitap ediyor
İstanbul Dijital Sanat Festivali’ne bu yıl 41 farklı ülkeden 55 sanatçının katıldığına işaret eden Karagöz, “Uluslararası bir festivalden bahsediyoruz. Umduğumdan daha yoğun bir ilgi olduğunu söyleyebilirim. Bu tarz festivallerde yoğunluk çoğunlukla hafta sonu olur. Hafta içi olmasına rağmen yoğun bir ilgi var. Hafta sonu ilginin daha da artacağını düşünüyorum. Festivalimizde 7’den 70’e herkese hitap eden eserler, etkinlikler, paneller, söyleşiler var. Herkesi bekliyoruz” dedi.
Samed Karagöz, yapay zekayla çalışırken üzerinde durdukları konulardan bahsederek, şunları kaydetti: “Eserlerde, mesela Yılmaz Erdoğan’ın ‘Kelebeğin Rüyası’ filmini görüyoruz. Kıvanç Tatlıtuğ oynuyor filmde. Yapay zekaya Tatlıtuğ’un görselini yüklemedik, sadece Tatlıtuğ’un nasıl biri olduğunu, özelliklerini metin olarak yükledik. Filmin konusunu da yükledik ve bunun üzerine yapay zeka çalıştı. Her filmde aynı yaklaşımı görebiliyoruz. Nuri Bilge Ceylan’ın ‘Kış Uykusu’ filmi de var. Filmde Haluk Bilginer oynuyor. Haluk Bilginer’i de yapay zekaya fotoğraf olarak vermedik, eğer verseydik bambaşka bir şey çıkardı. Tam olarak bir yapay zeka üretimi olmazdı. O daha farklı bir manipülasyona girerdi. Yapay zekanın ortaya çıkartacağı eser, filmin kendisiyle çok benzer bir şey olacaktı. Bizim yaklaşımımız bunun olmamasıydı”
