532 yılında kilise olarak inşa edilen, 1453’ten sonra camiye dönüştürülen Ayasofya Cumhuriyet döneminde müze haline getirilmiş, 2020’de hükümet kararıyla statüsü değiştirilip tekrar cami olarak yeniden ibadete açılmıştı.
Yüzyıllar içinde defalarca onarımdan geçen, birçok restorasyon gören Ayasofya’nın bir kez daha restorasyona ihtiyacı olduğu tespit edilince bir bilim kurulu kuruldu ve kurulun kılavuzluğunda bir plan hazırlandı. Bu planı çerçevesinde 2023’ün eylül ayında Ayasofya’da kapsamlı bir restorasyon başlatıldı. Bilim kurulu üyesi Yüksek Mimar İhsan Sarı restorasyon başlarken restorasyonun birkaç nesil sürebileceğini söylemişti.
Önce koruyucu yapılacak sonra kubbe sökülecek
Bir yıldır devam eden restorasyonla ilgili olarak bilim kurulu üyesi Prof. Dr. Ahmet Güleç bugün açıklama yaptı ve Ayasofya’nın tarihi kubbesinin söküleceğini söyledi: “Kubbenin alt tarafı mozaik, oralardan statik olarak müdahale etmek çok zor. Onun için üst kısımdan müdahaleler yapılacak ve kubbe sağlıklı hale getirilecek. Bununla ilgili çalışmalar, projelendirmeler de hemen hemen tamamlandı. Onaydan sonra üst kısma kubbeyi koruyucu bir çatı düşünülüyor. O da büyük bir uygulama olacak. Hesaplamaları şu anda yapılıyor. Böylece kubbeyi açtığımız zaman çevre koşullarından yağmurdan, kardan, sudan etkilenmeden uygulamalar yapılabilecek. Bu çalışmanın da mart, nisan gibi olacağını düşünüyoruz.”
Osmanlı sıvası kullanılacak
Prof. Dr. Güleç genel olarak onarımlarda Osmanlı döneminde yapılan sıvayı kullanacaklarını belirterek “Şimdiye kadar elde ettiğimiz verilere göre Ayasofya’da duvar yüzeyindeki koşullara baktığımızda sıvalı değil de derzli olduğunu söyleyebiliriz. Genel olarak en yoğun kullanılmış olan kısımlarda derz olarak ne harcıysa biz de onu kullanmaya çalışacağız. Ama sıva olarak da Osmanlı’nın kullanmış olduğu sıvayı düşünüyoruz. Bugünkü koşullara yani daha dayanıklı olmasını sağlayacak biçimde kullanmayı düşünüyoruz” dedi.
2. Bayezid minaresi sökülecekti vazgeçildi
Ya minareler? Prof. Güleç “2. Bayezid minaresinin hem statik hem de malzeme problemi olduğunu söylüyor. İlk olarak minarenin malzeme problemiyle ilgili şerefe ve şerefe altına kadar sökülmesine karar verdiklerini anlatan Güleç “Bu söküm işlemi yapıldıktan sonra minare örgüsünde zıvanalar olmadığı için özellikle Zeynep Ahunbay hocamız sökümün devam etmesini, zıvana olup olmadığının kontrol edilmesini istedi. Birkaç sıra daha söktükten sonra minarenin zıvanasız, çift kenetli yapıldığı anlaşıldı ve burada söküm işi durdurularak artık koruma bu haliyle nasıl yapılır, onun üzerine projeler hazırlandı. Proje onayından sonra koruma uygulaması, minarenin tekrar ayağa kaldırılması süreci devam edecek” dedi.
2. Selim minaresine deprem önlemi alınacak
Prof. Dr. Güleç yapının tüm minarelerinin sökülmeyeceğini söyleyip 2. Selim minaresi için neler yapıldığını da anlattı: “2. Selim minaresinde, tuğla minarelerde genel olarak dışarıdan birtakım desteklerle depreme karşı önlem alınacak. 2. Bayezid minaresinde söküm yapıldı ve burada depreme karşı kullanılacak gergiler gövde içinden düşünülüyor. Konu projelendirildi, kuruldan onay çıkarsa gövde içinden devam ederek metal gergilerle minare, depreme karşı gayet sağlıklı hesaplanan değerlere ulaşmış olacak.”
Ayasofya hep onarılıyor ve restore ediliyor
Ayasofya Müzesi Son Müdürü Hayrullah Cengiz 2021’de Ayasofya’nın geçirdiği onarım ve restorasyonları tarih tarih açıklamıştı:
🔴 Konstantiyye’nin Latin işgalinde (1204-1261) gördüğü zararla bir daha belini doğrultamamış, 1346 yılında meydana gelen depremden sonra imparatorluğun iktisadi durumu iyi olmadığı için halktan toplanan özel bir vergiyle (1353) onarılmıştır. Bu Ayasofya’nın Doğu Roma döneminde gördüğü son büyük onarımdır.
🔴 Osmanlı Devleti döneminde son büyük onarım Sultan Abdülmecid tarafından 1847-1851 arasında İtalyan asıllı İsviçre vatandaşı Fossati’ye yaptırılmıştır.
🔴 Cumhuriyet döneminde 1931’de onarımlar başladı. Harvard Üniversitesi Bizans Enstitüsü adına Thomas Whittemore ve ekibi tarafından yapılan onarımlarda Ayasofya’daki mozaikleri tekrar ortaya çıkarıldı.
🔴 1955-1982 yılları arasında Ayasofya ve külliyesinde onarımların arttığı ancak bunların yine yapıyı dış tesirlere karşı korumayı amaçladığı, yıpranan ve değişmesi gereken minarelerin kurşun külahlarının da değiştirildiği görülmektedir.
🔴 1982-88 tarihleri arasında ana kubbe ve yarım kubbelerin kurşunları değiştirilmiş, çatlaklar onarılmış ve galeriye iniş ve çıkışı sağlayan rampalar yeniden tanzim edilmiş; ana kubbe kasnağının bordür taşları ve kalem işleri onarılmıştır. Kilise döneminde vaftizhane, cami döneminde kandil yağhanesi ve sonrasında türbe olarak kullanılan mekânın döşemeleri ve ahşap saçağı yenilenmiştir. 1985 yılında, müzeye dönüştürüldükten hemen sonra yıkılan Ayasofya Medresesi’nin, yapılan kazılarda temelleri bulunmuştur.
🔴 1992’de Ayasofya ana kubbesi ve pandantifleri için UNESCO ile Kültür ve Turizm Bakanlığı İstanbul Restorasyon ve Konservasyon Merkez ve Bölge Laboratuvarı tarafından desteklenen uluslararası bir ekip, restorasyon ve sağlamlaştırma çalışmalarına başlamıştır. Fasılalarla 17 sene süren bu çalışmadan sonra Türkiye, artık kendi yetişmiş uzmanlarından istifade etmeye başlamıştır.
🔴 2000’de Ayasofya güneybatı cephesi restorasyonu yapılmış, 2004’te İmparator Kapısı üzerindeki VI. Leo figürlü mozaik bezemesinin (10. yy ait) koruma ve onarımı yerine getirilmiştir.
🔴 2006- 2008 arasında mabedin 5 bin 122 metrekarelik kurşun örtüsü yenilenmiş, minarelerin şerefe ve külahlarında onarım yapılmıştır.
🔴 2008-2009 arasında iç narteksin (son cemaat yeri) bezemeli yüzeyleri restore edilmiş, ayrıca batı cephesi mermer pencereleri onarılmıştır.