2022'de yolculuğuna başlayan WOW Festivali üç yaşında. Bu sene 2-3 Mart tarihleri arasında Beykoz Kundura'da gerçekleşen festivalde Benim Sesim Benim Şehrim projesinin yürütücülüğünü üstlenen Beril Sarıaltun ile bir araya geldik.

Birkaç gün sonra 8 Mart. Dünyanın çok az ülkesini ayrı tutarsak dört bir yanda kadınların eşitlik ve özgürlük konusunda yaşadıkları sorunlar devam ediyor. Birleşmiş Milletler, Avrupa Konseyi ya da anayasada hak ve hürriyetler güvence altına alınsa da gerçekler ne yazık pek de öyle değil. Sanatın özgün bakış açıları kazandırma gücüne dayanarak kültür ve sanat alanını sivil toplumla bir araya getiren, kadın ve kız çocuklarını kutlayan, karşılaştıkları güçlükleri görünür kılan iş birliklerini teşvik etmeyi hedefleyen WOW bu sene 2-3 Mart tarihleri arasında Beykoz Kundura’da gerçekleşen organizasyon çeşitli etkinliklere evsahipliği yapmakta. British Council’in destekleriyle ücretsiz gerçekleşen festivalin programına internet sitesinden erişmek mümkün.

Türkiye’deki yolculuğu 2021’de online başlayıp 2022’deyse Müze Gazhane’de fiziki olarak devam eden festival, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) desteğiyle 19-20 Mart tarihlerinde Müze Gazhane’de ilk kez yüz yüze gerçekleştirildi. 5 bin kişinin katıldığı festival, basın ve medya aracılığı ile toplamda 2.2 milyonun üzerinde kişiye ulaştı. Atölyelerin, performansların ve söyleşilerin gerçekleştiği WOW İstanbul’da ‘Benim Şehrim, Benim Sesim’ projesinin yürütücülüğünü üstlenen Beril Sarıaltun ile hem projelerini hem de festivali konuşma fırsatı bulduk.

Beril Sarıaltun

– WOW İstanbul’da “Benim Şehrim, Benim Sesim” projesi yürütücüsü olarak yer alıyorsunuz. Sizler için WOW Festival’in önemini nedir? 

İçinde bulduğumuz koşullarda toplumsal cinsiyet eşitliğini merkeze alan bir festivalin varlığı oldukça önemli. WOW Festivali, Benim Şehrim Benim Sesim projesinin çıktığı ilk yer olduğu için bizdeki değeri de büyük. Festivaller katılımcılarına ve izleyicilerine böyle ifade alanları açtığı müddetçe içinde yaşadığımız şehirlerde nefes alanları yaratmış oluyoruz.

Ankara’dan Balkanlara geniş bir coğrafyaya yayılıyor

– Benim Sesim Benim Şehrim projesinin detaylarını da sizden dinlemek isteriz. Bu proje nasıl doğdu? WOW Festival içerisindeki konumunun yanı sıra dünya genelinde gerçekleştirdiğiniz faaliyetler bulunuyor mu?

Benim Şehrim Benim Sesim, WOW İstanbul 2022 kapsamında, o zamanki adımızla Beats By Girlz Türkiye olarak geliştirdiğimiz bir proje. Katılımcıların yaşadıkları şehirleri müzikleriyle anlatmalarına olanak sağlıyoruz. Küratörlüğünü üstlendiğim projede şu ana kadar ü. yılda 55 müzisyenle uzun dönemli bir müzik programı oluşturduk. Bu yıl proje Ankara’nın yanında Balkanlardan katılımcılara da açık; uluslararası gerçekleştirdiğimiz ilk proje de Benim Şehrim Benim Sesim oldu. Projenin önümüzdeki dönemde de bağımsız yolculuğunu sürdürmesi için çalışmalarımızı devam ettiriyoruz.

– Yakın zamana Beats by Girlz Türkiye olarak faaliyet yürütüyordunuz. Artık Kreşendo olarak yola devam ediyorsunuz. Bu süreci de sizlerden dinlemek isterim?

Kasım 2023’te İBB destekleriyle hayata geçirdiğimiz festivalimizin ardından kurumsal bir değerlendirme sürecine girdik. Burada müzik sektörünün geneline hitap etmek istediğimizi; yalnızca müzisyenler için değil müzik dinleyicisi, yapımcısı, menajeri, müzik emekçisi kısacası büyük bir ekosisteme hitap edebileceğimizi düşündük. Bir taraftan global olarak ilişkide olduğumuz ağın potansiyeli ve etki alanı dışında da projeler yapmakta olduğumuzu ve yapacağımızı tespit ettik. Anlayacağınız, gelecekte yolumuz daha bağımsız daha müzik dolu olacak. Kreşendo, bizim ilk çıktığımızda yayımladığımız e-posta bültenin adıydı. Bu ismi sürdürmenin yeni yola yakışacağını düşündük. Çok yakında müzik sektörünün arkaplanına yönelik büyük bir proje başlatacağız. Bunun Kreşendo adını Türkiye çapında daha da duyuracağını düşünüyorum.

– Son olarak WOW İstanbul bu yıl 2-3 Mart tarihlerinde Beykoz Kundura’da katılımcılarla fiziksel olarak buluşacak. İki güne yayılmasının yanında oldukça yoğun bir etkinlik programı göze çarpıyor. Siz de programa katkı sunan danışma kurulu üyeleri arasında bulunduğunuz için bu programları hazırlarken öncelikleriniz neler oluyor? 

Öncelikle burada Esra A. Aysun’un titizlikle oluşturduğu danışma kurulunun toplumsal cinsiyetle kesişen faaliyetler gerçekleştiren pek çok önemli kurum temsilcisi ve aktivisti bir araya getirdiğini söylemem gerekiyor. Yayıncılık, sivil toplum, girişimcilik, kültür-sanat vs. alanlarında, yolculuklarını heyecanla takip ettiğim kişilerle danışma kurulunun bir parçası olmak da oldukça gurur verici. Danışma Kurulu, WOW İstanbul öncesinde bir araya gelerek 2023-2024 döneminde toplumsal cinsiyet perspektifinden festivalin vurgu noktalarını oluşturduktan sonra programlama aşamasına geçiliyor. Bu yılda da benim zihnimde kalan en vurucu konu dalgalanmanın, sarsıntıların ardından ve bunlara rağmen dayanıklı kalabilmenin önemiydi. Sanırım dayanıklılığımızı dayanışmanın gücünden alıyoruz.

Metallica bu sene olmadı, seneye yüzde 90 geliyor: ‘2025 yılı, 1993’ü aratmayacak’