Pergamon Antik Kenti'nin restorasyonuna bir milyar TL ayrıldı. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy'un duyurduğu restorasyon projesiyle antik kentteki pek çok tarihi eser yenilenecek ve bölge gece müzeciliğine kazandırılacak.

Antik Çağ’ın en önemli yerleşim merkezlerinden Bergama ya da diğer adıyla Pergamon kapsamlı restorasyondan geçecek. Kuzey surları, Zeus Sunağı, antik tiyatro, akropol ve Dionysos Tapınağı’nda yenileme çalışması başlıyor. Müjdeyi Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy verdi. Pergamon antik kentinde yaptığı açıklamada çevre düzenlemeleri ve restorasyon için bir milyar TL bütçe ayırdıklarını söyledi.

Bergama geceleri de ziyaret edilebilecek

Bakanı Ersoy’un daha önce duyurduğu gece müzeciliğine Pergamon da dahil ediliyor. Efes, Side, Patara, Afrodisias ve Aspendos gibi antik kentlerin yanı sıra Bergama da akşam saatlerinde ziyaret edilebilecek. Bin hektarlık alana yayılan antik kentin gece müzeciliğine uygun altyapıya sahip olması için çalışmalar başlıyor.

Pergamon Antik Tiyatrosu 14 bin kişilik kapasiteye sahipti.

Dünya tarihinde bilim alanında önemli ilklerin yaşandığı antik kent baskı teknikleri ve tıp konusundaki ilerlemeler Antik Çağ’a yön vermişti. Pergamon (Bergama) adının Luvicedeki “barga” yani yüksek tepe kelimesinden türediği düşünülüyor. Yazılı belgelerde ilk kez milattan önce 4. yüzyılda anılan antik kent kısa sürede büyük gelişme kaydetmişti. Parayı bulmasıyla ünlenen Lidyalılar ile büyümeye başlayan kent Pers fetihlerinden sonra duraklama dönemi yaşasa da Büyük İskender ve sonrasındaki komutanları yönetimindeki Helenistik Çağ’da gelişmeye devam etti.

Pergamon (Bergama) bu dönemde özellikle tıp alanında büyük ilerleme kaydederken Mısırlıların papirüsüne parşömenle cevap verdi. Parşömen ince hayvan derisinden elde edilen ve üzerinde rahatlıkla yazı yazılabilen tabakaydı. Latincede Pergamon kağıdı anlamına gelen parşömen sayesinde antik kent entelektüel anlamda büyük ilerleme kaydetti. İlaç tarifleri yazılan bu parşömenler Orta Çağ’a kadar batılı üniversitelerde tıp eğitiminde ana kaynak olarak kullanıldı.

Pergamon’daki Trajan Tapınağı,milâttan sonra ikinci yüzyılda Roma İmparatoru Traianus tarafından yapımına başlamıştı.

Stratejik konumu nedeniyle Pergamon (Bergama), imparatorluğun Efes’le birlikte bölgedeki en önemli iki kentinden biriydi. Efes’in aksine denize kıyısı olmayan, dolayısıyla da liman ticaretinden faydalanamayan kent kendisini ticaretten çok entelektüel yönüyle ortaya koydu desek abartmış olmayız. Zira Roma İmparatorluğu döneminde burada en az üç gymnasium vardı. Yine Roma dönemine denk gelen milattan önce. I. yüzyılda kent nüfusu 120 bini aşmıştı. Antik Çağ için bu nüfus çok büyük bir sayı anlamına geliyordu.

Anadolu’daki üç kolezyumdan biri Pergamon’da

Pergamon (Bergama) 14 bin kişilik antik tiyatrosuyla Efes’ten sonra dünyanın bu alandaki en iddialı yapılarından birine ev sahipliği yapıyordu. Ancak kenti iddialı kılan tek mimari yapı antik tiyatro değildi. Anadolu’da sayısı sadece üç olan kolozyumlardan biri burada, diğer ikisi Nysa ve Kyzikos’tadır. Tepedeki daha yoğun nüfuslu yerleşimin yanı sıra aşağı kent denen ve ovalık alanda konumlanan bölümde de daha mütevazı bir tiyatro bulunuyordu. Dört bin kişilik kapasiteye sahip bu tiyatro yapısı da bazı antik kentlerin ana tiyatrolarının kapasitesinden daha fazla kişiyi ağırlayabiliyordu.

Pergamon’da (Bergama) bulunan görkemli Traianus Tapınağı’nın yapımına milattan sonra 2. yüzyılda aynı isimli Roma İmparatoru döneminde başlatılmıştı. Ancak İmparator Traianus’un ömrü yaptırdığı bu tapınağın açılışını görmeye yetmedi. Halefi Hadrianus döneminde tamamlanan tapınak imparator tarafından selefini onurlandırmak için Traianus Tapınağı olarak adlandırılmıştı.

Berlin’deki Pergamon Müzesi’nde sergilenen Zeus Altarı kentin en çok turist çeken eseri konumunda.

1878 yılından bu yana derin boşluk

Pergamon bahsi her geçtiğinde can sıkan o yapıya geldi sıra. Pergamon’un yukarı şehir kısmında yer alan ve müthiş manzarasıyla günümüzün Bergama merkezine hakim yamaçtaki Zeus Altarı toprağa gömülü olarak binlerce yıllık görkemini tevazuyla gizliyordu 1867 yılına kadar. Almanların bölgede 1868-1878 yıllarında yaptığı kaçak kazılarla parça parça yurdundan sökülen altar Berlin’e götürüldü. Daha doğrusu kaçırıldı. Zeus Altarı günümüzde Berlin’in en çok ziyaret edilen müzesi ve anlamsız biçimde kentin de simgesi. Pergamon Krallığı’nı yöneten Attalos Hanedanı’nın milattan önce 2. yüzyılda inşa ettirdiği altarın freskleri Antik Çağ sanatının başyapıtları arasındadır. 36 metre yüksekliğindeki Zeus Altarı’nın sadece merdivenli kısmının yüksekliği 20 metre.

Efes’ten sonra Afrodisias da geceleri aydınlanacak