Fransız popüler müziğinin ikonik ismi Françoise Hardy 80 yaşında hayatını kaybetti. Hardy bugün bile hala Fransa'da albümleri en yüksek satış rakamlarına ulaşan bir müzisyen. Hardy 1965’te İstanbul’a gelmiş Fitaş Sineması'nda konser vermişti.

Fransız popüler müziğinin unutulmaz ismi, oyuncu ve moda ikonu Françoise Hardy 80 yaşında hayatını kaybetti. Bir süredir lenf kanseriyle mücadele eden Hardy 2015’te komaya girmişti, o günden beri konuşma, yutkunma ve solunum sorunları yaşıyordu. Hardy’nin ölümünü oğlu Thomas Dutronc annesiyle çocukluk fotoğrafını “Anne gitti” notuyla paylaşarak duyurdu.

Hardy 2021’de ötanaziyi savunmuş ve Fransa’nın uygulamaya izin vermemesinin “insanlık dışı” olduğunu söylemişti. Yaşadıkları ve ötanazi talebi tartışma başlatmıştı.

Hardy takvimler 1944 yılını gösterirken Nazi işgali altındaki Paris’te bir hava saldırısının ortasında doğdu. Kendisini büyüten annesiyle yaşadı, 16 yaş hediyesi olan gitarıyla kariyerini ve hayatını şekillendirecek ilk adımı attı. O gitarla şarkılarını yazmaya, seslendirmeye ve plak şirketleri için seçmelere katılmaya başladı. 1961’de Vogue Records isimli şirketle plak anlaşması yaptı.  ‘Tous les garçons et les filles’ adlı hit şarkısıyla uluslararası üne kavuştu. Plak iki buçuk milyondan fazla kopya sattı.

Hardy kendine özgü müzik tarzıyla adından hep söz ettirdi. Kariyeri boyunca Serge Gainsbourg, Catherine Lara, Patrick Modiano, John Paul Jones, Charles Blackwell, Del Newman ve Michel Berger gibi müzisyen ve bestecilerle çalıştı. Hardy 1963’teki Eurovision Şarkı Yarışması’nda Monaco’yu temsil etti ve beşinci oldu. Fransız pop müziğinin öncü isimlerinden birine dönüşen Hardy’nin yetenekleri bununla da sınırlı kalmadı.

‘Ölümle Yarışanlar’ (Grand Prix -1966), ‘Une balle au Cœur’ (1966), ‘Erkek, Dişi (Masculin Féminin – 1966) gibi filmlerde oyuncu olarak kamera karşısına geçti. Müzikleriyle de filmlere konuk oldu. Hardy’nin seslendirdiği şarkılar yıllar sonra François Ozon’un 8 Kadın (8 Femmes – 2002), Bertolucci’nin ‘Düşler, Tutkular, Suçlar’ (The Dreamers – 2003) ve Wes Anderson’ın ‘Ay Işığı Krallığı’ (Moonrise Kingdom – 2012) filmlerinin soundtrack’lerinde yer aldı.

Yves Saint Laurent ve Paco Rabanne gibi modacılar için modellik yaptı. Hardy öyle bir ilham perisiydi ki tasarımcı Rei Kawakubo meşhur modaevi Comme des Garçons’a ismini bir Hardy şarkısından yola çıkarak verdi. Albümleri Brezilya, Güney Afrika, Türkiye ve Japonya’da ilgiyle dinlenen Hardy 1965’te İstanbul’a da gelmişti.

İstanbul Fitaş Sineması’nda konser vermişti

Derya Bengi bu ziyaretle ilgili Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkan ’60’lı Yıllarda Türkiye: Sazlı Cazlı Sözlük’ kitabında şöyle yazmıştı:  “Françoise Hardy kalabalık orkestrasıyla Klöb X’te ve İstanbul’un yeni sineması Fitaş’ta bir hafta boyunca konserler verdi. İzleyicinin gözüne girmeyi beceremediği, Cumhuriyet’teki konser eleştirisinden anlaşılıyordu: Bu değerli şantöz için hareketsiz ve şarkıları tuhaf denmişti. Evet bir anlamda gerçekten hareketsizdi. Shake-Surf söylemedi kendini yerden yere atmadı, zıplayıp hoplamadı. Gereken yerde gereken hareketi yaptı o kadar. Söylediği kendi melodileri bizim konser dinleyicimizin alıştığı melodiler değildi. Hiçbir şarkının sonunda büyük ses oyunları ve gürültülü finaller yoktu. Melodi başladığı gibi devam ediyordu ama bu monotonluk değildi. Güzel bir program yaptı, sahneye Avrupa havasını getirdi ve kendisiyle beraber götürmesini de bildi.”

Bunun yanı sıra kitapta Tülay German ve Ajda Pekkan’ın da yorumları yer alıyor, Tülay German şöyle demiş onunla ilgili: “Fransız müziğine yeni bir melodi anlayışı, yeni bir söyleyiş tarzı getirmiş bir şarkıcı. Konuştukça seviyor insan bu kızı, Açık, dürüst, gerçeklerden korkmayan, gerçeklerden kaçmayan biri.”

Ajda Pekkan ise: “Rahatça itiraf edeyim ona âşık olduğumu, eğer erkek olsaydım onu görünce ‘işte kafamdaki kadın tipi’ derdim. Ben uzun boy ve güzel göz hayranıyım. Bunları gördüğüm zaman dayanamam. Françoise’da ikisi de mevcut. Boy 1.82, şahane gözler ve nefis saçlar” demiş onun hakkında.

Fransızca, İngilizce, İtalyanca ve Almanca şarkı söyleyen Hardy’nin dünyaca ünlü hayranları da vardı. Bob Dylan ilk albümü ‘Another Side of Bob Dylan’ın arka kapağında bir şiirle ona hitap ederek Hardy’e hayranlığını tüm dünyaya duyurmuştu. David Bowie de hayranlarındandı. Bir röportajında “Çok uzun süreler büyük bir tutkuyla ona âşıktım. Yeryüzündeki tüm erkeklerin ve bir miktar kadının da öyle olduğunu biliyorum. Hâlâ da öyleyiz” diyerek Hardy’e duyduğu sevgiyi anlatmıştı.

Françoise Hardy bugün hâlâ Fransa’da albümleri en yüksek satış rakamlarına ulaşan müzisyenlerden. 1968 yılında sahnelere veda eden sanatçı yazdı, albümler yaptı, müzikle bağını koparmadı. Kariyerinin  28. ve son stüdyo albümünü ise 2018 yılında yayımlandı.

Yeşilçam’dan bir veda daha: Murat Soydan hayatını kaybetti