Festival seçkisi hazırlarken ‘Ölüyor mu Ne’ oyunu için “Şahika Tekand’ın Antik Yunan tragedyalarını yaramaz bir çocuk merakı ama aynı zamanda olgun bir bilgelik ve keskin bir kadın bakışıyla ele alıp tasarlayışı her seferinde müthiş heyecanlandırır beni…” diye bahsetmiştim.
Şahika Tekand’ın yönetiminde, kendi başına bir ekol olan Studio Oyuncuları’nın son üretimi olan oyun 28. İstanbul Tiyatro Festivali’nin son düzlüğe girdiği dün gece seyirci karşısına çıktı.
Tanrı Zeus Olimpos’un zirvesinde
Alan Kadıköy’de elbette ki şaşırmadığımız üzere kapkaranlık bir sahne bekliyor bizi. Karanlık ve çıplak. Ama sessiz değil. Oyun Şahika Tekand’ın alametifarikası diyebileceğimiz ses vuruşlarıyla hazırlıyor seyirciyi. Az sonra o vuruşlara siyah elbisesi, çizgili çorapları ve beyaz önlüğü ve ittirdiği siyah çöp konteyneri eşliğinde sahneyi boydan boya seri adımlarla kat edecek bir kadın eşlik edecek. İçeriden ona huysuzca seslenen, kıpkırmızı tulumun içinde az sonra sahnede belirecek; evet, beklediğimiz kişi Olimpos’un zirvesinden, ölümsüz Tanrı Zeus…
Dur durak bilmeden, devasa bir çöküş halindeki Olimpos’un çöpünü, atıklarını topluyor hizmetçi Sisifa. Bir yandan da 60 dakika boyunca tabiri caizse Zeus’u ‘eğlemekle’ meşgul… Zira Zeus tahtıyla fiziki temasını kesmeden hareket ederken kendini ruhsal olarak zorlayan ama kibrinin yine de eksik olmadığı devasa bir ‘sıkıntı’ içinde…
Selam olsun Aristofanes’e, Ionesco’ya ve Beckett’e
‘Ölüyor mu Ne’ Olimpos tanrı ve tanrıçaları düzleminde de ‘aşağıdaki’ sıradan, ölümlü insanların ‘gerçek’ dünyasında da nihai yıkımın başladığı bir zamanın oyunu. Tanıtım metninde de duyurulduğu üzere Aristofanes, Ionesco ve Beckett’e selam duran ve hatta dikkatli izleyicinin yakalayacağı bolca gönderme içeren bir oyun.
Hizmetçide Arda Kurşunoğlu’nun, Zeus’ta Nedim Zakuta’nın, Tekand’ın imzası niteliğindeki performatif oyunculuğa dair adeta ders verdiği, müzikal dokunun üçüncü oyuncu olarak sahnedeki oyunculara eşlik ettiği (müzik masası oyuncusu Ahmet Sarıcan) ‘Ölüyor mu Ne’ Studio Oyuncuları’nın dilini birebir gösteren bir iş. Sahnede o esnada yaşanmakta olan güncel yıkım üzerine konuşan, yer yer tanrıların (en çok da Zeus’un) parlak dönemlerine de değinen diyaloglar boyunca sahnede elleri kolları, boyunları, belleriyle; bedenlerinin her eklemiyle birer ‘nota’ gibi hareket halinde olan iki oyuncuyu izliyoruz. Tekand bir kez daha ışık, müzik, ses ve bedenlerle sahnede notalarla çarpıcı bir hareket tasarımı kurguluyor.
Ve oyun sonu
Finale doğru hizmetçinin ağzından uzunca dinlediğimiz tirad; yer yer tüyleri diken diken edecek seviyede, bugünün dünyasının yaşadığı ekolojik, etik, vicdani, insani çöküşü seriyor önümüze. Bildiğimiz dünyanın bildiğimiz sonunu dinlesek de etkilenmemek mümkün değil. İğneyi de çuvaldızı da hem Tanrılara hem ölümlülere batırıyor Tekand. Ama Zeuslar hep, finalde de olduğu gibi, mealen “Yeter, yarın devam ederiz” der. Ve oyun sonu…
Şahika Tekand’ın dünyasına meftun olanlar ama asıl, daha önce hiç Şahika Tekand oyunu izlememiş olanlar sezonda ‘Ölüyor mu Ne’yi muhakkak yakalasın.
🔴 ‘Ölüyor mu Ne’ bugün Alan İstanbul‘da saat 20.00’de.