‘Kızıl Goncalar’ın 16. bölümünde Faniler suç unsuru bulunamadığı için salınırken Alkanlılar Zeynep’in koruyucu ailesi oldu. Kutuplaşan grupların eylem yaptığı sahnelerden ötürü dizinin yeni bir tartışmayı körükleyip körüklemeyeceği merak ediliyor.

Geçen bölümde, kızı okumaktan vazgeçer diye kaygılanan Meryem (Özgü Namal) kendini de yakmak pahasına kızının reşit olmayan evliliğini ihbar etmişti. Yeni bölümde iddiada adı geçenler sorgulanırken dışarıdaysa tekbir getirenler ve laiklik sloganları atanlar arasında kıyamet koptu. Kutuplaşma ekranlarımızda hortlarken gerçek hayatta da hortlamasın diye hop oturup hop kalktık. Karizmatik savcımız Evren’in (Didem İnselel) Kenan Evren göndermesiyse, yine çok konuşulacak bir bölümün habercisiydi.

Zeynep’e koruyucu aile

Zeynep’te (Mina Demirtaş) istismar bulgusu olmadığı için eşi Cüneyd (Mert Yazıcıoğlu), ebeveynleri ve tarikatın önde gelenleri serbest bırakıldı. Ancak Zeynep’in menfaatini düşünen doktorumuz Levent (Özcan Deniz), bir plan yaparak ‘çocuğun üstün yararı ilkesi’ uyarınca Zeynep’i ailesinden aldırmayı başardı. Zeynep artık bir koruyucu ailenin, Levent’in himayesinde! Zeynep’in ölü doğduğu sanılan ikizini yıllar önce nüfusuna alan Alkanlı ailesi, durumdan bihaber ikiz kardeşlerimizi aynı evde buluşturacak yani.

Vakt-ı Muaraza

Geçen bölümde tarikat post kavgasıyla kızışmıştı. Sadi Hüdayi Hoca (Erkan Avcı) türlü oyunlarla hem rakibi hem yeğeni olan Cüneyd’i yolundan çekmişti. Yeni bölümde bizzat mürşit hazretlerinin ağzından Sadi Hüdayi kararını duyan Cüneyd’in bu kararı tanıyıp tanımayacağını merakla bekledik. Biat etmeyen Cüneyd, postun sahibinin belirlenmesi için seçim yapılmasını isteyerek tarikata demokrasi şöleni yaşattı. Diren Cüneyd!

Dizi yansıması

🔴 Dört bir yanı toplumsal mesajla dolarken kurgudan ve estetikten ödün vermeyen bir dizi izlemek bizler için çölde vaha olsa da bölümün başındaki kutuplaşma sahnesi kimilerimizi tedirgin etti. Buna gerek var mıydı sorusunu soranlar olduğu kadar ‘gaza gelen’ izleyiciler de vardı.

🔴 İzleyicilerden bazıları evlilik görünümlü çocuk istismarının bu bölüm resmî kurumlara taşınmasının H. K. G. davasına gönderme olabileceğini düşünüyor.

🔴 Levent’in Hanımanne Müyesser’e (Asiye Dinçsoy) çarptığı laf kutuplaşmayı körükleyici bir tonda olsa da ilgili grubun ikiyüzlülüğünü deşifre etmesi bakımından değerli bulundu: “Canınız istemediğinde dış dünyayla ilgili her şeyi anlıyorsunuz, canınız istediğindeyse ayrı dünyalardanız. İşinize geldiğinde bütün kanuni haklarınızı arıyorsunuz. Vergisiydi, algısıydı, binasıydı, vakfıydı. Bütün kanunları biliyorsunuz. Ama işinize gelmediğinde ‘bu kanunları gavurlardan aldık’.”

🔴 İzleyiciler de bu çelişkili duruma katkıda bulunacak yorumlar yaptı: Tarikat kadınlarının geri planda kalması için var gücüyle çırpınan Müyesser, bir kadın olarak tüm tarikatı örgütleyip ardına dizmekte sorun görmüyor.

🔴 İzleyici için takibi en zorlaştıran konu ‘derin devlet’ olduğunu düşündüğümüz gizemli yapı. Son durumu aktaralım: Derin devletin bir temsilcisi, postun asıl sahibinin ne Cüneyd ne Sadi Hüdayi olduğunu söyledi. Postun asıl sahibinin Cüneyd’in babası çıkması, ama kardeşi Sadi Hüdayi tarafından engellenmiş olması pek olası. Peki derin devlet neden bu üçüncü kişiyi kollasın?

Gözden kaçmayan detaylar

🔴 Bazen tarikatlardan bazen de (son dönemdeki adlandırmayla) sekülerlerden tepki alan dizinin bu bölümü bu kez tüm çevrelerden “Kutuplaştırmayı artırmaya yönelik” denerek tepki alabilir. Bölüm izleyicinin en beğendiği bölümlerden olsa da kutuplaşma meselesi ekran dışına toplumsal ölçekte nasıl yansıyacak, diziye RTÜK’ün gölgesi düşecek mi göreceğiz.

🔴 Bu bölüm Hande’nin (Duygu Sarışın) meslek etiğini sorguladığı sahne arada kaynadı, biz göz önüne getirelim: “Belki de en başından beri (Zeynep, Meryem ve Cüneyd’le) bu kadar bağ kurmamalıydık. Ne bende gazetecilik objektifliği kaldı ne sende doktorluk etiği,” diyerek prensiplerimiz, vicdanımız ve mesleğimiz arasında yaşadığımız çelişkileri aktardı.

🔴 Eski ‘yetmez ama evet’çi Hande’nin “Bu ülkede hakkıyla gazetecilik yapamadığım için mutsuzum. Başıma bir şey gelecek mi, tutuklanır mıyım kaygısı olmadan özgürce haber yapabilmek isterdim,” demesi, zamanında aldığı kararların bedelini bizzat ödediğini gösteren bir detay.

🔴 Eylemler sırasında “İstanbul Sözleşmesi” yazan pankart dikkatimizi çekti. Hanımanne Hasna’nın (Selen Öztürk) bir kadın olarak “Alın İstanbul Sözleşmenizi de gidin buradan!” demesi önemli bir detay ve toplumdaki yelpazeye işaret ediyor: Misal, Hasna’yla aynı tarikattaki Birgül (Sitare Akbaş) bu konuda onunla zıt düşünen biri. Aynı tarikatta buluşsalar da kadın haklarında buluşamıyorlar. Kutuplaştırılmak istenen toplum yapısı, yakından bakıldığında pek heterojen.

17. bölüm fragmanı

Künye
Yayın mecrası: NOW TV
Yapım: Gold Film
Yapımcı: Faruk Turgut
Yönetmen: Ömür Atay, Özgür Sevimli
Senaryo: Şükrü Necati Şahin, Melih Özyılmaz, Ceylan Güleç, Deniz Gürlek
Müzik: Ender Gündüzlü, Metin Arıgül, Can Sanıbelli
Oyuncular: Özgü Namal, Özcan Deniz, Mert Yazıcıoğlu, Erkan Avcı, Mert Turak, Hazal Türesan, Selen Öztürk, Şerif Erol, Duygu Sarışın, Sitare Akbaş, Tuğrul Tülek, Yakup Turğut, Asiye Dinçsoy, Mina Demirtaş, Melisa Doğu, Esma Yılmaz, Zehra Kelleci, Batuhan Bozkurt Yüzgüleç, Cemre Melis Çınar, Can Kızıltuğ, Mısra Tüfek, Oğulcan İnan, (konuk) Hamdi Alkan, Didem İnselel.

Kızıl Goncalar: Tarikata baskın!