‘Kızıl Goncalar’ın 25. bölümünde çocukları için birlik olan Meryem ve Levent arasında beklenen kıvılcım nihayet ortaya çıktı. Cüneyd ise babası Vahid’i alt etmek için taktik değiştirip onun güvenini kazanmaya başladı.

Geçen hafta Vahid (Tolga Tekin), tarikattaki çocukları okutmaktan başka çaresi kalmayınca bir özel okula ortak olmuştu. Yeni bölümde derslerin konularına, oturma düzenine ve teneffüs saatlerine müdahale etti; ancak tek güç onda değildi. O okulda veli olan Levent de (Özcan Deniz) okul aile birliği temsilcisi olarak güç dengesini sağlamaya çalıştı.

Çatışma gençler arasında da devam etti ve tarikattan gelen ‘işgalci’ çocuklar, diğerleri tarafından alaya maruz kaldı. Bizim Zeynep’se (Mina Demirtaş) özgüvenini düşürmeyip ilk derste Zenon paradoksunu çözerken konuyu yine toplumsal bir mesaja bağladı. Hem zeki hem çevik hem ahlaklı Zeynep’in sporcu olmasına ramak kaldı bizce.

Beklenen ilişki geliyor

Geçen hafta Levent ve Meryem (Özgü Namal) göstermelik olarak evlenmeye karar vermişti; böylelikle Meryem biyolojik kızı olduğunu öğrendiği Mira’nın (Esma Yılmaz) yanında kalabilecek, velayeti Meryem’de olan Zeynep de tarikattan çıkıp onlarla yaşayabilecekti. Yeni bölümde bu göstermelik evlilik ciddiye bindi. Meryem’le bir atışmaları sırasında Levent’ten gelen evlenme teklifi, daha en başta dizinin tanıtımları dönerken bize vadedilen asıl ilişkinin ateşini yakmış oldu.

Bükülemeyen elle başa çıkmak

Cüneyd’in dissosiyatif bozukluk nedeniyle kimliğini ve yerini yurdunu unuttuğu süreçte tarikat içinde onun gelmesini bekleyen Cüneydiler adlı gizli bir hizip doğmuştu. Eski kimliğine dönemese de tarikata dönen Cüneyd’in kendine rakip olmasını istemeyen babası Vahid, yeni bölümde heyetteki bir doktoru ayarlayarak Cüneyd’in akıl sağlığının yerinde olmadığı teşhisini kesinleştirdi. Cüneyd rotasını yeniden oluşturdu ve babasının güvenini kazanıp kaleyi içten çökertmeye karar verdi. İlk iş olarak kendisine bağlı Cüneydileri, babasının gözünün önünde feshetti.

Dizi yansıması

🔴Levent’in okuldaki yeni güç dengesine dâhil olması izleyicinin içine su serpti elbet. Tarikattan gelen öğretmenlerden birinin Birgül (Sitare Akbaş) olduğunu da öğrenince çocukların hâlâ emin ellerde olduğuna el birliğiyle kanaat getirdik. Hatırlarsanız Birgül, zamanında tarikata rest çekip eğitimini tamamlamış, İslami feminizm çalışmaları yapmış, sırf yeğenini gözetmek için tarikata dönmüş aydın ve cesur bir karakter.

🔴 Cüneyd (amiyane tabirle) deli mi dahi mi meselesi ilk bölümden beri dizinin çatışmalarından biri. Bunu ‘psikiyatr Levent’in gözünden Cüneyd’ ve ‘tarikatın gözünden Cüneyd’ olarak işliyorlardı. Kim olduğunu unutan yeni Cüneyd’le birlikte bu ikilemi artık onun gözünden izliyoruz. Cüneyd kendisinin ‘kurtarıcı’ olmadığını ancak ‘deli’ de olmadığını düşünüyor. Cüneyd kim olduğunu unutmuş olabilir, ama kimliğinin iradesini elinde tutuyor.

🔴 Cüneyd’in Zeynep’le bebeği olduğunu sanması izleyicinin kafasını birkaç noktadan karıştırıyor: Eski Cüneyd kimseyle temas edemiyordu ve babası Vahid ile amcası Sadi Hüdayi (Erkan Avcı) bunu biliyordu. Buna rağmen Cüneyd ve Zeynep’in bebeği olduğuna inanmışlardı. Sadi Hüdayi gerçeği yeni öğrendi; peki Vahid yalan olduğunu biliyor da susuyor mu? İkincisi, bu bölümde Cüneyd, eski Cüneyd’in temastan kaçtığını bildiğini ima etti. O halde nasıl baba olabildiğinden şüphelenmedi mi? Her şeyi geçtik, yeni Cüneyd tarikatın kanıksadığı birçok şeyi tuhaf bulurken, reşit olmayan Zeynep’ten bebek yapmış olduğuna niye üzülmedi veya şaşırmadı?

🔴 Tarikatçıların geldiğini öğrenen öğretmen ve veliler okulun geleceğiyle ilgili kaygılandı haliyle. Ancak dizinin bunu yansıtış biçimi tuhaftı. Yaşını başını almış insanlar çarşaflı kız çocuklarına niye bağırır mesela? Bunun saçma olduğunu idrak eden yetişkinler bu kez Levent’e, Meryem’in duyacağı şekilde “Okula niye bununla geldin?” dedi. Kaba bir kutuplaşma sahnesi yazmadan birleştirici mesaj verilemiyor mu? ‘Kızılcık Şerbeti’nin karikatürize ilk bölümleri geldi aklımıza.

🔴 Yan karakterlerden Hande (Duygu Sarışın) bu bölüm karnındaki fetüsün Down sendromuyla doğacağından emin oldu. ‘Bahar’ dizisinin maruz kaldığı ‘kürtaj sahnesine cesaret edememe’ eleştirisinden sonra meselenin bu dizide nasıl işleneceğini merak ediyoruz. Hande kürtaj düşünüyor, ama Meryem ulvi tavırlarıyla ortalarda gezindiğinden bu imkânsız olacak, belli.

🔴 Son olarak Hande’nin kullandığı Latince terim ‘sapere aude’ idi. Hande bunu kürtaj yaptırmayıp hayatında neler olacağını görmek anlamında “Bilme cesaretini göster” olarak kullandı. Ancak ifade daha ziyade Kant’ın kullandığı anlamda, dogmalara karşı aklını kullanma cesareti göstermekle ilişkili.

Gözden kaçmayan detaylar

🔴Dizide çelişki gibi duran önemli bir detay var. Tarikatçı kesimin çocuklarını resmî kurumlarda okutmaması karşı mahalleden çokça eleştiri alıyorken, şimdi neden rahatsız oluyorlar? Naim’in de dediği gibi “Çocuklarımızı okula göndersek dert, göndermesek dert.” Buradaki mesele bize kalırsa iyi yansıtılamamış. Sorun tarikat çocuklarının okullara gönderilmesi değil; okulların, dönemin yeşil sermaye ruhuna uygun şekilde aniden el değiştirmesi ve müfredata müdahale edilmesi. Bu derdin daha açık anlatılması iyi olabilir.

🔴 Levent’in ısrarla okulun yarısı Vahid’inse yarısının da kendilerinin olduğunu hatırlatması da önemli bir detay. Son seçimlerdeki oy oranlarını düşünürsek bu ‘yarı’ ifadesiyle sadece okul kast edilmiyor ve Levent’in mahallesine enseyi karartmama mesajı veriliyor. Söz konusu özel okulda kutuplaşmış kesimlerin bir arada barınmaya çalışması bizce çok net bir Türkiye simülasyonu.

🔴 Bitirirken, açılış sahnesindeki cümle muhtemelen Cüneyd rolü yapan Cüneyd’i ima ediyor: “Cisimden çıkan ışınlar yansırsa, algılanan şey cismin kendisi değil, görüntüsüdür.” Düz Ayna Teoremi

26. bölümün fragmanı

Künye
Yayın mecrası: NOW TV
Yapım: Gold Film
Yapımcı: Faruk Turgut
Yönetmen: Ömür Atay, Özgür Sevimli
Senaryo: Şükrü Necati Şahin, Melih Özyılmaz, Deniz Gürlek, Gamze Arslan
Müzik: Ender Gündüzlü, Metin Arıgül, Can Sanıbelli
Oyuncular: Özgü Namal, Özcan Deniz, Mert Yazıcıoğlu, Erkan Avcı, Mert Turak, Hazal Türesan, Selen Öztürk, Şerif Erol, Duygu Sarışın, Sitare Akbaş, Tuğrul Tülek, Yakup Turğut, Asiye Dinçsoy, Mina Demirtaş, Esma Yılmaz, Zehra Kelleci, Can Kızıltuğ, Selen Kurtaran, Mısra Tüfek, Oğulcan İnan, İnci Sefa Cingöz, Selçuk Karaca, Barış Yurtsever, Tolga Tekin, Emin Gürsoy.

Kızıl Goncalar: Ey Türk gençliği birinci vazifen Cumhuriyet’i korumaktır!