Kızıl Goncalar: Ey Türk gençliği birinci vazifen Cumhuriyet’i korumaktır!

‘Kızıl Goncalar’ın 24. bölümünde tarikattaki kızları okutmaktan başka çaresi kalmayan Vahid oyunu kendi kuralına göre oynadı. Bu plan Cumhuriyet düşmanı Vahid’i 29 Ekim vesilesiyle bir kez daha Cumhuriyet neferi Levent’le karşı karşıya getirdi.

Dizi 29 Ekim 2024
Bu haber 1 ay önce yayınlandı

Vahid (Tolga Tekin) peşinde olduğu gizemli kitabın yerini geçen hafta bulmuş, ama oğlu Cüneyd (Mert Yazıcıoğlu) kitabı yakmıştı. Yeni bölümde, kitaptan aklında kalanları söylemesi için Lokman’ın (Emin Gürsoy) canıyla tehdit edilen Cüneyd, Vahid’e hem bildiklerini açıkladı hem kitaptaki bilmeceyi çözdü. Bilmeceyi çözenin Hatemül Evliya olduğu rivayet edildiğinden Lokman, Cüneyd’e biat etti. Ancak Vahid tabii ki cevabın üzerine konup utanmasa peygamberliğini ilan etme derdinde.

Dâhilî bedhah orduları

Vahid 29 Ekim’i sabote etmeye yönelik bir plan hazırlayacağının sinyalini verince hem karakterler hem izleyiciler yeni bir şiddet eylemi bekledi. (Daha önce bir Cumhuriyet sergisini tahrip etmişlerdi.) Kitaptaki şifrenin ‘Hz. Süleyman’ın orduları’ olmasından yola çıkan Vahid’in, ‘ordularını’ gönderip Cumhuriyet Bayramı kutlamaları sırasında bir okula saldıracağını düşünen Cüneyd peşine polisleri taktı, ama herkes ters köşe oldu. Vahid, tarikattaki kızları okula göndermek dışında seçeneği kalmayınca meğer bir okula ortak olmuş ve öğretmenlerden bazılarını kendi ‘ordularından’ seçmiş.

Cumhuriyet’in neferleri

Söz konusu okul, dizide Atatürk’ün yılmaz takipçisi Levent’in (Özcan Deniz) kızının gittiği özel okuldu. Vahid, Levent’le olan düşmanlığından ötürü bu okulu özellikle seçmiş belli ki. Vahid’in okula ayak basması yüzünden bölünmüş olsa da, Levent’in ağzından dinlediğimiz ve tüylerimizi diken diken eden Gençliğe Hitabe hâlâ kulaklarımızda yankılanıyor. Tam Levent’e ve tam gününe yakışır bir sahneydi.

Dizi yansıması

🔴 Tüm bu gerginlik ve gizem ortamında bölüm izleyiciye bir rahatlama sağladı neyse ki: Zeynep Mira’yla (Mina Demirtaş, Esma Yılmaz) ikiz kardeş olduğunu öğrendi. Kardeşlerin bir barışık bir kavgalı halleri devam etse de Meryem’in (Özgü Namal) ak kuzusuyla kara kuzusu birleşir diyoruz.

🔴 Geçen haftaki heterojenlik vurgusu bize bu bölüm de hatırlatıldı: Sadi Hüdayi (Erkan Avcı), abisi Vahid’le kendisinin bir tutulmaması gerektiğinin, aynı mahallede görünseler de abisinin Cumhuriyet karşıtlığına katılmadığının altını çizdi.

🔴 Peygamberler ve kıssaları, Hatemül Evliya tevatürü, bir bilmecenin peşinde düşmek derken dizinin gizemli ve ruhani havasını yoğunlaştıran, ezoterizm tonlu bir bölüm izledik. Bilmece meselesi ayrıca bölüme bir kalite kattı. (Dizinin ilk bölümlerinde Zeynep, mantık denklemi aracılığıyla Suavi dedeye (Şerif Erol) toplumsal bir ders vermişti, o kesit de epey konuşulmuştu.) Bu tür sahneler yerli dizi izleyicisinin beklentisinin entrikadan ibaret olmadığını kanıtlıyor.

🔴 En duygusal sahneler, anne-kız olarak kaynaşmaya çalışan Mira ve Meryem’den geldi. Mira, Meryem tarafından öldü sanılıp doğumda terk edilmesinin ardından ikinci annesi Beste de ölünce, iki kez terk edilmiş olduğunu söyledi, ciğerleri dağladı.

Gözden kaçmayan detaylar

🔴 Önce Faniler’in, ardından Vahid’in kime çalıştığını, derin devletle işleri olup olmadığını dizi başladığından beri merak ediyorduk. Bu bölümde de öğrenemedik, ancak Horasan’dan Roma’ya uluslararası bir yapılanma olduğunu anladık. Bu işin takibini de yapalım ki arada kaynamasın.

🔴 Peki dizi Vahid’i kötü karakter olarak göstermesine rağmen senaryoya onu dâhil etmek, Cumhuriyet karşıtlığını ekrana taşıyarak tartışmaya açmış olmadı mı? Siz ne dersiniz?

🔴Bölümün gözden kaçan teması farklı anneliklerdi. Mira, onu büyüten Beste’nin sevgisinin bile sert olduğunu söyleyerek gerçek anneliğin biyolojik olduğu görüşünü beslemiş oldu. Üstüne Meryem Mira’nın annesiz büyüdüğünü söyledi; ancak iyi veya kötü Beste, Mira’nın annesi olmuştu. Bu annelik teması, karnındaki fetüsün Down sendromlu olma ihtimaliyle sınanan Hande’yle de (Duygu Sarışın) devam edecek gibi.

🔴 Açılış sahnesine seçilen isim George Orwell oldu: “Efsaneler, inanıldıkça gerçekleşir.” Bu söz, Vahid’in dışarıya kendini evliya gibi gösterme planıyla örtüşüyor: “Mühim olan senin değil, insanların inanması.” Bu inanma/inandırma meselesi Cüneyd’in durumuyla da örtüşüyor. Cüneyd, annesi Gülayşe’nin (İnci Sefa Cingöz) ve eski Fanilerin (şimdiki Cüneydilerin) düşündüğü gibi bir kurtarıcı mı, yoksa Levent’in düşündüğü gibi sadece psikozları olan entelektüel ve zeki bir genç mi? Kendini gerçekleştiren kehanet misali, hangisine inanılırsa o belki de.

25. bölümün fragmanı

Künye
Yayın mecrası: NOW TV
Yapım: Gold Film
Yapımcı: Faruk Turgut
Yönetmen: Ömür Atay, Özgür Sevimli
Senaryo: Şükrü Necati Şahin, Melih Özyılmaz, Deniz Gürlek, Gamze Arslan
Müzik: Ender Gündüzlü, Metin Arıgül, Can Sanıbelli
Oyuncular: Özgü Namal, Özcan Deniz, Mert Yazıcıoğlu, Erkan Avcı, Mert Turak, Hazal Türesan, Selen Öztürk, Şerif Erol, Duygu Sarışın, Sitare Akbaş, Tuğrul Tülek, Yakup Turğut, Asiye Dinçsoy, Mina Demirtaş, Esma Yılmaz, Zehra Kelleci, Can Kızıltuğ, Selen Kurtaran, Mısra Tüfek, Oğulcan İnan, İnci Sefa Cingöz, Selçuk Karaca, Tolga Tekin, Emin Gürsoy.

Kızıl Goncalar: Kimlik bunalımı, eğitim, mahallelerin diyaloguKızıl Goncalar: Kimlik bunalımı, eğitim, mahallelerin diyalogu

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.