Gabby, sosyalleşme yerine kitap okumanın, sayfalar arasında kaybolmanın zevkini, hissiyatını daha çok önemseyen bir kişiliğe sahiptir. Bu açıdan küçük kızın, annesi, babası, ablası ve erkek kardeşiyle birlikte her yaz gittikleri göl kenarındaki evde geçireceği yeni tatilin beklentisi diğer aile üyelerine göre farklıdır…
Öte yandan gelen bir telefonla yeni bir dert de kapılarını çalmaya başlamıştır; bir kâğıt işletmesinde yönetici olan babasının çalıştığı tesis kapatılacak, onlar da başka bir şehre taşınmak zorunda kalacaklardır. Özellikle çocuklar için bu yeni okul, yeni arkadaşlar edinme kaygısı, yeni evle eğitim görecekleri yer arasındaki yeni uzaklıklar demektir. Ama önlerinde koca bir yaz vardır ve şimdilik bu cennet tadında özel köşede geçirecekleri tatilin tadını çıkarmak daha mantıklıdır.
Yeni arkadaş Paige
Derken yörede yeni bir ailenin varlığından da haberdar olurlar… Onların çocukları Paige ve Bryan’ın, Gabby ve haylaz kardeşi Simon için yeni yâren olma ihtimalleri yüksektir. Nitekim özellikle Gabby’le Paige arasında, kimi çatışmalardan beslenen, karakter farklılıklarının da sağlamlaştırdığı yavaş gelişen ama giderek sağlam temellere doğru ilerleyen bir dostluk inşa edilir.
Her ne kadar Gabby, sosyalleşmekten kapanıp kitap okumaya ve sonrasında polisiye roman yazmaya çabalasa da Paige’in renkli kişiliği onu da içine çeker ve daha hareketli günler yaşamaya başlarlar. Aslında bu hareketli sürecin ilham kaynağı çevredeki mimarisiyle farkını ortaya koyan bir evin varlığı ve yörenin sabit sakinlerinden Gene’in bu yapı ve eski sahiplerini ilişkin onlara verdiği bilgilerdir.
‘İzinsiz’ malikâne ziyaretleri…
Gabby, malikânenin artık ortalıklarda olmayan sahibi mimar Walter Goldsworth ve eşi Angela üzerinden polisiye romanını şekillendirir. Nihayetinde yazdıklarını okuyan Paige de kitabın ait olduğu türün temelleri üzerinde getirdiği eleştirilerle ve yer yer özgün fikirlerle metne daha bir soluk aldırır, gizemini ve heyecanını arttırır.
Gabby, yeni arkadaşının önerilerine sık sık karşı çıksa da zamanla hak verir ve romanının bu fikirler sayesinde daha ilginç, akıcı ve ilgiye değer olduğunu düşünür… Öte yandan metnin daha gerçekçi olması için bazen ana dörtlü (Gabby, Paige ve kardeşleri Simon’la Bryan) bazen de iki kız arkadaş o esrarlı ve etkileyici eve ‘izinsiz’ girerek yerinde incelemelerde bulunurlar… Ve zaman içinde öykü, yaşlı Gene’i de kapsayan, kimi şüphelerle dolu bir yapıya ulaşır…
Her yaştan okura sesleniyor…
Desen Yayınları’nın yeni grafik romanı ‘Göldeki Evin Gizemi / Trespassers’in konusu böyle. Breena Bard’ın yazıp çizdiği bu ilgi çekici çalışma her ne kadar ergenlik çağındaki okurlara sesleniyor görünse de satır aralarına serpiştirdiği mesajlarla aslında gençler kadar hayatın her dönemindeki okura da uyarılar ve hatırlatmalarda bulunuyor.
Öykünün ana karakteri Gabby ilkeli ve kendi rotasında ilerleme yoluna kararlı bir profil. Ama böylesi bir duruş, içe kapalı olmak, kendi doğrularında ısrar etmek ve yardımlaşmayı ortadan kaldırmak demek değildir. Nitekim yaz tatili dolayısıyla edindiği yeni arkadaşı Paige renkli kişiliği ve farklı fikirleriyle ona yeni patikalar açıyor, farklı güzergâhlar sunuyor. Breena Bard bu iki karakteriyle zıt kişiliklerin ve farklılıklardan doğan birlikteliklerin ne denli verimli, üretici ve zenginleştirici olabileceğine dikkat çekiyor. Dostluğun, arkadaşlığın temelinde de bu türden gelgitler, bu türden çeşitlilikler var demeye getiriyor.
‘Muhteşem Gatsby’yi hatırlatan parti
Öte yandan kitabın sürükleyici havasını içten içe, sanki bir paralel kurgu biçiminde ilerleyen Gabby’nin kaleme aldığı polisiye romanın eskizleri sağlıyor. Bu açıdan Paige’in arkadaşına uygun gördüğü ‘Küçük Agatha’ lakabı, ‘Göldeki Evin Gizemi’nin bence en zekice ve ince ifadesiydi. Ayrıca polisiyeye ilham kaynağı olan Walter ve Angela çiftinin geçmişte verdikleri parti ve bu organizasyonun yakın çevrede yarattığı etkide de ben ‘Muhteşem Gatsby’nin izlerini gördüm!
Keşke diğer kitapları da basılsa…
Biraz da Breena Bard’ın öyküsünde gezinelim: Wisconsin’de doğup büyüyen yazar-çizerin ilk kitabı ‘Picket Line’ 2011’de basılmış. 2016’da hamileliğinin ve ilk çocuğunun doğum serüvenini anlatan ‘Hey Baby’yi çıkarmış. ‘Göldeki Evin Gizemi’nin baskı tarihi ise 2020.
Son yapıtı ‘Wildfire’ ise önümüzdeki eylülde okurlarıyla buluşacakmış. İki çocuk ve bir kedi annesi (ismi Charles’mış) Breena ve eşi Zech’in halen Portland’da yaşadıklarını, meraklısına ileteyim. Gönül isterdi ki Desen Yayınları, yazarın diğer yapıtlarını da Türkiye’deki grafik roman okuruyla buluştursun: Ben özellikle ‘Hey Baby’nin ilgi göreceği kanısındayım…
Sonuç olarak Gözde Koca’nın çevirisiyle Türkçeye kazandırılan ‘Göldeki Evin Gizemi’, eğlenceli birçok detayı da barındıran yapısı ve sürükleyici üslubuyla okunması zevkli bir polisiyecik (!) diyebilirim.