Türkiye’de ve hatta dünyada benzeri olmayan bir bienal önceki gün kapılarını açtı. 23 Mayıs’a kadar İstanbul’un farklı noktalarında devam edecek Uluslararası 7. İstanbul Çocuk ve Gençlik Sanat Bienali’ne 12 ülkeden 5250 çocuk ve genç katılıyor. 21 bin 350 çocuğun 879 projesi ön incelemeye alındı. Değerlendirme sonucunda 5 bin 250 çocuk ve gencin 579 projesi sergilenmek üzere kabul edildi. İstiklal Caddesi’nden Kadıköy ve Beşiktaş sahillerine uzanan kentin farklı noktalarındaki bienali direktörü Gazi Selçuk ile konuştuk. İngiltere’den İran’a geniş bir coğrafyadan katılımın gerçekleştiği bienalin odak noktasıysa deprem bölgesi.
-Uluslararası İstanbul Çocuk ve Gençlik Sanat Bienali’nin 14. yılına geldik. Bu süreçte bienalin gelişimini nasıl değerlendirirsiniz?
Başlangıçta, 2010 yılında, eğitim çevreleri, öğretmenler ve geniş bir veli kitlesi bienal hakkında fazla bilgiye sahip değildi. İlk iki bienalde, öncelikle İstanbul’un 39 ilçesinden katılım için bir strateji izledik. Sonraki yıllarda, Anadolu’dan katılımı teşvik ederek ve son iki bienalde yurtdışından katılımı artırarak, her yıl kapsamını ve hedeflerini geliştirerek bugünlere geldik. Son bienalde, tek bir sosyal medya gönderisi ile 20 binden fazla başvuru aldık. Bu, bienale ilginin ciddi olduğunu kanıtladı. Başlangıçta bienal fikrini anlatmaya başladığımızda, 14 yılın sonunda inanılmaz bir başvuru ve katılımla büyüdü. İlk bienalde beş kamu kuruluşu ve yönetim ile STK ile çıktığımız yolda, bugün 100’ün üzerinde bienal paydaşı arasında yerel yönetim, kamu ve STK’ler bulunuyor.
-Yedincisi düzenlenen bienale rekor başvuru geldiği açıklanmıştı. Peki bu başvurularda seçimler hangi kriterlere göre yapıldı?
Seçim sürecinde, özgünlük, kolektif üretim, yetişkin ve öğretmen müdahalesi olmaması, çocukların katkısı, nefret söylemi ve şiddet içermemesi, etik standartlara uygunluk gibi temel kriterler bulunuyordu. Bu kriterler, değerlendirme sürecinde birinci aşamada kullanılan filtreler. Değerlendirme sürecinde, farklı kurumlardan ve ülkelerden 25 akademisyen, sanatçı ve eğitimci titiz bir çalışma ile katkı sağladı. Sonra üretim sürecini takip ettik ve proje fikrinin nasıl hayata geçirildiğini gözlemledik. Son olarak, Küratörümüz tarafından değerlendirilerek Bienale kabul edildiler.
-Bienalde ziyaretçileri bu yıl nasıl bir seçki bekliyor?
Bu yıl, 12 ülkeden katılım var; İngiltere, İtalya, İran, Almanya, Rusya, Gürcistan, Romanya, Azerbaycan gibi. Türkiye’nin 25 ilinden 579 kurum ve okuldan 5.250 çocuk ve gencin çalışmalarına, projelerine ve sahne performanslarına ev sahipliği yapacağız. Bu sene, önceki bienallerde alışık olduğumuz resim, heykel, enstalasyon projelerinin yanı sıra dijital işler, videolar ve yapay zeka kullanılarak üretilen işleri de göreceksiniz.
‘Sanatın zor zamanlarda umudu yeşerteceğine inanıyoruz’
-Bienalin odak noktası deprem bölgesi. Bu bölgeden katılım sağlayan gençlerin projelerinde gözlemlediğiniz ortak bir unsur var mı?
Sanatın, zor zamanlarda bile umudu yeşerteceğine inanıyoruz. Bunun için Bienalin bu seneki konseptini de umut olarak seçtik. Deprem bölgesinde yaşayanların, bizlerin ve tüm dünyanın umuda her zamnkinden daha çok ihtiyacı var.. Bu bakış açısıyla 6 Şubat 2023 depreminin yaralarını sarmak için deprem bölgesinde çalışmalar yaptık. Tabii akıl almaz bir yıkımın altından çıkan çocuk ve gençlere sarılabilecekleri, kendilerini ifade edebilecekleri alanlar yaratmamız lazım.
Bianal yönetimi olarak deprem bölgesinde umudu tazeleyebilmek adına, sanatçılarımız Leyla Emadi, Selçuk Artut ve Murat Germen, Ben ve Program Koordinatörümüz Yeliz İşanç Arapoğlu AÇEV yetkilileri eşliğinde Adıyaman, Gaziantep, Hatay’daki konteyner kentlerde ve Diyarbakır’daki çocuklarla bir araya gelerek sanat çalışmaları yaptık.
Ortak nokta coçuk ve gençlerin yaşamları. Onlar hayata, yaşadıkları dünyaya daha mutlu bakabiliyorlar. Gençler yaşadıkları ortamın fiziksel zorluklarının yanı sıra ekonomik zorluklarında farkında oldukları için daha çok sıkışmış durumdalar. Yaşadıkları küçücük konteyner alanında tüm aile fertleri ile iç içe olmak zorundalar, kişisel alanları son derece sınırlı, dışarıda kendileri için cazip fırsatlar sunan bir ortam yok. Her yer enkaz. Tabii bu durumdan en çok gençler etkileniyor. Sanat kısa da olsa onları bu yıkımdan çekip çıkartmanın önemli bir enstrümana dönüşüyor.
Deprem bölgesinde Murat Germen’in Fotoğrafı Boyutlandırmak atölyesiyle çocuklar, duygularını ve hayallerini ifade etmenin yollarını keşfederken, sanatın iyileştirici gücünü deneyimlediler. Selçuk Artut’un Akıllı Resimler atölyesi ise çocukları teknoloji ile tanıştırır interaktif deniz fenerleri tasarımları yaptılar. Leyla Emadi ile En Mutlu Ben atölyesinde, mutluluğun çeşitli yönlerini keşfedecekleri bir baskı atölyesi düzenledik Burdan çıkan umut ve sevgi dolu çalışmaları da bienalde izleyicilerle buluşturuyoruz.
İstiklal Caddesi’nden Kadıköy’e uzanan bir bienal
-Bienal, son dönemin tartışmalı konusu yapay zekaya da odaklanıyor. Gençlerin bu olguya bakışı nasıl?
Teknoloji ne yapılırsa yapılsın kendine bir kanal bulup ilerliyor. Hayatımızı kolaylaştıran bir işlevi olmakla birlikte her kuşağın kaygı duyacağı yanları da bulunuyor. Günün sonda yapa zeka yaratıcılık alanına da geldi dayandı. Biz özellikle gençlerin bu alanda deneyim sahibi olmasını, tüketicisi değilde önce bilinçli kullancısı olması ve sonra da olanaklarını kullanarak üretici olmasını arzu ediyoruz. Bu gelişime karşı durmak yerine VR, yapay zeka ve diğer teknolojileri kullanarak sanat ve proje yapmalarını istiyoruz. Küratör seçimimiz yapay zeka ve dijital sanat odağımızı oluşturdu. Ülkemizin ilk dijital sanat festivalini yapan Esra Özkan’ı bundan dolayı tercih ettik.
-Son olarak, kentin farklı noktalarına yayılan bir bienal görüyoruz. Mekânlar hakkında bilgi alabilir miyiz?
Bienalin ana mekanı MKM Beşiktaş Çağdaş Akatlar. Burada sergi bölümünün yanı sıra üst katında Attila İlhan Sahnesinde açılış ve gösteriler yapacağız. Bienal mekanında açık alan söylesi ve sözlü etkinlikler alanı yaratıldı. Bienal mekanının içinde yaklaşık 130 etkinliğin olacağı atölye mekanını da üretiyoruz.
Bir diğer mekan İstiklal Sanat Galeri Beyoğlu. İstiklal Caddesi İstanbulu’un nüfus yoğunluğun ve hareketliliğini olduğu keyifli bir mekan burada Lise öğrencilerinin ağırlıklı projeleri izleyici ile buluşacak. Kadıköy İskele Meydanı, Beşiktaş Barbaros Meydanı, sahne sanatları için kuracağımız sahneler de İstanbullarla buluşacağımız mekânlarımız. Son oalrak akustik gösterilerimizi için iki kıta arasında konser gösteri yapacağımız Şehir Hatları Vapurları da bienal mekanı olacak.