Cumhuriyet Halk Partisi’nin eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ilgili yasaya göre “Yüksek Güvenlikli Devlet Koruması” altında. Toplam yedi koruması var. Korumalar dönüşümlü çalışıyor. İl dışına gittikleri zaman diğer kamu görevlileri gibi devletten harcırah alıyorlar. Yani diğer koruma görevlilerinin durumu neyse onlar da aynı esaslara tabi.
Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlıktan ayrılmasından sonra CHP Genel Merkezi Kılıçdaroğlu ve korumaları için iki araç tahsis etmişti. İddia o ki, genel merkezin korumaların yemeğini kesmesi üzerine Kılıçdaroğlu da iki aracı iade etti. Bu gerilim büyüdü, Kılıçdaroğlu’na yakın isimler de genel merkez hakkında sert sözler kullandı.
Sözcü yazarı Saygı Öztürk Kılıçdaroğlu’nun Koruma Müdürü Cihangir Sağıroğlu ve CHP lideri Özgür Özel’e tartışmayı sordu.
Sağıroğlu “Bizim parti genel merkezinden yemek talebimiz yok. Ayrıca parti binasına girişimiz de kartlarımız iptal edildiği için mümkün değil. Sadece Sayın Kılıçdaroğlu’nun makam şoförü partinin kadrolu elemanı. Parti çalışanıyla devlet memuru karıştırılmamalı. Partinin tahsis ettiği iki aracı talimat üzerine iade ettiğimiz için şoför de partiye döndü. Bizim dün olduğu gibi bugün de araç-yemek diye bir sorunumuz yok. Bu konu çok yanlış anlatıldı. Araçları gönderdiğimiz öğrenilince sıradan vatandaşlarımızdan bile bize araçlarını tahsis etmek isteyenler oldu” bilgisini verdi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel ise süreci şöyle anlattı:
“Önceki genel başkanlara partinin araç verme gibi bir geleneği yok. Devir-teslim sırasında Sayın Kılıçdaroğlu’na ‘Sizin bir vakıf kuracağınız, bir ofis açacağınız düşünülüyor. Sizin tutacağınız ofisin kirasını ödeyelim, biri Meclis’te, biri genel merkezde iki özel kalem müdürünüz var. Hangisini ya da ikisini birden arzu ederseniz görevlendirelim. Hem araç hem de koruma ekibiniz devam etsin. Koruma ekibi ve sizin için de araç verelim’ dedim. Ofis işini çözdüklerini, ama diğerlerinin olabileceğini söyledi. Verildi ve 10 aydır hiçbir sorun olmadan işliyordu.
Yaptırdığımız anketlere çok para verdiğimiz için son iki ayda maddi yönden sıkıntı olduğu belirtildi, ‘Hem sizin korumalar hem Kemal Beyin korumalar Ankara’dayken yemek faturası getiriyor. Sizinki biraz daha az, Kemal Bey’inki biraz daha çok olmak üzere acayip yemek faturaları ödüyoruz. Sonradan öğrendik ki korumalar ofiste duruyor ama yemeğini parti ısmarlıyor. Bakın Ankara dışında anlıyorum ama bu partide yemek çıkıyor. Sizin korumalar üçüncü katta, Kemal Beyin korumaları da bir kilometre ötede ofiste oturuyor. Eski il başkanımızın yemek fabrikasından maliyetine yemek geliyor. Kemal Beyin koruma müdürünü ben arasam, sizinkini de siz arasanız da yemeği buradan yesinler. Masrafımız azalır’ dedi.
Ben bu işe karışmayacağımı söyledim. Genel merkezdeysek ben de, özel kalemim de karavanadan yiyoruz. Genel Başkan Yardımcımız Özgür Karabat, Kılıçdaroğlu’nun koruma müdürünü aramış. ‘Ankara dışındayken tamam ama Ankara içindeyken çok yakınsınız nöbetleşe gelip merkezde yiyebilirsiniz ya da paket olarak yollayabiliriz’ diyor. İl dışına gittiklerinde şoförün, korumaların harcamalarının hepsini ödüyoruz. Deniz Bey’e bir araç verilmedi bu partide. Biz bunu deyince oradaki bazı arkadaşlarımız ‘Vayy korumaların yemeğini kesiyorlar’ deyip koruma aracını, makam aracını getirip ‘Hiç birini istemiyoruz’ deyip iade etti. Bu olacak iş değil.
Bu bütün şeffaflığıyla duyulsa Kemal Bey’e yaramaz. Kemal Bey mütevazılığıyla, tutumluluğuyla bilinen, kullanılmış kağıtların arkasına not tuttuğu için esprisi yapılan bir adam. Koruması bilmemnesi toplam şu kadar maliyeti var diye duyulsun istemez yani. Bunları dolaşıma sokanlar, tartıştıranlar Kemal Bey’in dostu değil.
Parti hesaplarını inceleyen kuruluş ‘Önceki Genel Başkanın koruması, temsil -ağırlama giderlerini karşılayamazsınız’ demez. Bütün dünyadaki güçlü yapılarda mevcut, gelecek, geçmiş başkan diye yapılar var. Partiye ait araçlar aynı yerden benzin alıyor. ‘Bunu Kemal beye aldık’ diye bir ayırım yok. Partiye kesilen yemek faturası da aynı. Bu hiç kimseye yaramadı. Tuttular gündeme taşıdılar.”
Özel konuyla ilgili Kılıçdaroğlu’yla konuşup konuşmadığı sorusuna da şöyle yanıt verdi:
“Bu konuda benim konuşmam doğru olmazdı. Baktım araçları iade ediyorlarmış. Bir arkadaşımızı Kemal Bey’in yakın bir arkadaşı aradı. Kemal Bey’e iletilmek üzere selamımla ‘Kaç koruma varsa onların yemeğini partiden yollayalım. Lütfen bu arabaları iade etmeyin bizim böyle bir talebimiz yok’ dedim. O arkadaş da Kemal Bey’le konuştu. Ancak araçlar iade edildi.”