31 Mart yerel seçimlerine kısa süre kala İstanbul’da Cumhur İttifakı adayı Murat Kurum ile Cumhuriyet Halk Partisi(CHP) adayı Ekrem İmamoğlu arasında polemikler artıyor. Seçim çalışmalarına başlarken polemikten uzak duracağını söyleyen Kurum da, “Asıl rakibimi biliyorum” diyen İmamoğlu da seçim yaklaştıkça birbirini hedef aldı. İki aday arasında 24 Şubat’ta başlayan davetiye tartışması bugün de devam etti.
Tartışma İmamoğlu’nun “İlk kez Sirkeci-Kazlıçeşme raylı sistem açılışına Ulaştırma Bakanı tarafından davet edildim” sözleriyle başlamıştı. Bu sözlerin sorulduğu Kurum “Başkan İstanbul’da yaşamadığı için kendi kendine hayali davetler yapıyor. Dün Altyapı ve Ulaştırma Bakanımızla beraberdim. Kendisine herhangi bir davet yapılmamış” dedi.
İmamoğlu ise Kurum sözlerine “Gerçekten böyle mi söyledi? İlginç. Bununla gurur duydu yani. Ben buna cevap vermeyeyim de buna bu şekilde cevap veren akla şaşırıyorum. Mesela böyle bir şey olsa, ki yok, ÇED raporu konusunda yalan konuşan biri bu konuda da yalan konuşuyor. Bir yere davet edilmedim diye mutlu mu oldu? Allah akıl fikir versin. Bize bir davet yapıldı ama süreci pazartesi göreceğiz. Ben bakanla görüşmedim, gelen davetiyeyi biliyorum. Çok üzüntü verici. Biz bu açılışlarımızda devlet birimlerimize, Cumhurbaşkanı bile davet yollarız. Davet etmek bizim kültürümüz. İcabet etmek kültürümüzde, inancımızda var. Bundan mutlu olan belediye başkan adayı. Allah akıl versin” şeklinde cevap vermişti.
İstanbul’un her ilçesini, her siyasi düşünceden, her inançtan, her kökendenvatandaşımızı bir ve eşit gördüğümüziçin SilivrideİBB’den bu kadar çok hizmet aldı. İşin sırrı budur. Eşitliktir, adalettir. https://t.co/DYuNoEZox2
— Ekrem İmamoğlu (@ekrem_imamoglu) February 25, 2024
Kurum’a belgeli yanıt
Bugün Silivri’de İçme Suyu Yatırımları Açılışı ve Halk Buluşmasında konuşan İBB Başkanı Kurum’a bu kez de belgeli yanıt verdi.
Sahnedeki ekranda Fatih Belediye Başkanı Mehmet Ergün Turan’ın kendisine yolladığı davet mailini gösteren İmamoğlu şu ifadeleri kullandı:
“Cuma günü Sancaktepe’de şöyle naif bir şey söyledim. ‘Bu zamana kadar hiç davet edilmemiştim. İlk kez, Sirkeci-Kazlıçeşme tren hattının açılışı için tarafıma davet geldi. Çok teşekkür ederim. Bu davete katılacağım. Çünkü yanlış uygulamanın bitmesi gerekir’ dedim. Aynen böyle söyledim. Ertesi gün ses acemi adaydan çıktı. Acemi aday dedi ki ‘Hayır, hayır…’ büyük bir şey yakalamış gibi, ‘Ulaştırma Bakanlığı’na sordum. ‘Ekrem İmamoğlu davet edilmedi’ dedi. Kendi kendine davet uyduruyor’ dedi. Sevindi ya. Bakın, adam sevindi yani. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’nın İstanbul’da bir açılışa davet edilmemesine sevinen biri olur mu Allah aşkına? Normal biri ne der? Yani ben daveti uydurmuş olsam dahi ne der? ‘İstanbul Büyükşehir Belediye başkanıdır. Başımızın üstünde yeri var. En güzel şekilde ağırlarız.’ AK Parti seçmeni İstanbullu hemşerilerim bunu duysun. Özellikle bu sözleri duysun. Bakın çok ayıp, çok ayıp! Ayıp değil mi? Bizim toplumumuzun örfüne adetine yakışan bir tavır mı bu? Hayır. ‘Davet etmedik’; etmesin. Vallahi takdiri size bırakıyorum. Ama iş burada bitmedi. Bakın diyebilirsiniz ki ‘Sen de davet edilmedin kardeşim madem, neden ‘Davet edildim’ diyorsun, diyebilirsiniz. Şimdi ekranlara bir görüntü istiyorum. Bir görüntü gelecek. İyice bakın. Şimdi bu bana gelen davet maili. Aldım, getirdim, burada. İşte yazıyor. Kimden geliyor? Açılışın olduğu yerin ilçe belediye başkanı Sayın Ergun Turan’dan. Yukarıda yazıyor. Buradan Fatih Belediye Başkanı’na teşekkür ediyorum davet için. İyi düşünmüş, güzel düşünmüş. Sonra nereye geliyor? Aşağıda yazıyor bak. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı protokolüne geliyor. Yani benim protokolüme; ne zaman gelmiş? 22 Şubat Perşembe öğleden sonra 15.26’da. Konu ne? Aşağıda yazıyor. Sirkeci-Kazlıçeşme Raylı Sistemi açılış daveti. Mektuba davetiyenin dijital hali de eklenmiş. Yani sadece bununla kalmamış, bir de dijital hali eklenmiş. Cumhurbaşkanı’nın da katılacağı yazıyor. ‘Açılış törenine katılmanızdan onur duyarız’ diyor. Kim diyor? Ulaştırma Bakanı Abdülkadir Uraloğlu. Şimdi benim için, ‘Kendi kendine davet uyduruyor’ diyen bu acemi adaya bunu postayla yollayacağım. Utanır mı bilmem. Hiç sanmam ama, utanır mı bilmem. Bu maili gördü ya, şimdi kıvırmaya başlayacak. ‘Aslında öyleydi de böyleydi.’ Yazıyorum bakın buraya; Fatih Belediyesi’ne suç atar. Fatih Belediye Başkanı’na suçu atıp kaçar bu. Yazık ya. Vallahi yazık.”
Kurum’a ÇED raporu tepkisi
İmamoğlu sözlerinin devamında Kurum’un Çevre ve Şehircilik Bakanı olduğu dönemde Erzincan’ın İliç ilçesindeki altın madeni için düzenlenen ÇED raporunu gündeme getirdi. Yaşanan heyelan sonucu dokuz işçinin toprak altında kaldığı altın madeniyle ilgili bakanlığın imzası bulunan ÇED raporunda ‘heyelan tehlikesi yoktur’ cümlesi tepki çekmiş, Kurum eleştirilere “ÇED raporuyla toprak kaymasının ne alakası var” diye yanıt vermişti.
İmamoğlu, Kurum’a şu sözlerle tepki gösterdi:
“Bakın biraz ar etse, verdiği ÇED raporunda ‘heyelan tehlikesi yok’ diye imza atıp Erzincan’da dokuz kişinin heyelanda ölmesinin acısını yaşardı. Bunu yapmak ve ailelerin acılarına ortak olmak yerine magazin programına çıkıp gülerek, ‘ÇED raporu ile ne alakası var’ demezdi. Şimdi bu daveti gördü. Herkes gördü. Çok net bunu anladı. Artık ne yapması lazım? Nezaketli biriyse en azından çıkıp özür dilemesi gerekir. Bakın bir şey daha söyleyeyim. Henüz geç değil. Ben buradan tekrar edeyim. İster Fatih Belediyesi, ister Ulaştırma Bakanı, ister Cumhurbaşkanı… Tarafıma davet yenilenirse ben bu hattın açılışına gene gideceğim. Gene katılırım. Sorun yok. Bakın; İstanbul’da devletimizin bir açılışına katılmak, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin vazifesidir; bir. İkincisi… Bakın İstanbul’da bir açılışa Büyükşehir Belediye Başkanı’nı davet etmek de vazifedir; iki. Üçüncüsü ne biliyor musun? O cumhurbaşkanlığı koltuğu da bu milletin, o bakanın koltuğu da bu milletin, bu belediye başkanlık koltuğu da bu milletin. Onu onlar bilmiyor. Bunu onlara öğreteceğiz. Daha ileri gideyim. Bu dediğim tavır ve davranış, mecburiyettir. Bu nezaketi devlet katından uzak tutmak doğru değildir. Bu iş acemi adayın ağzına konu edilecek sıradanlıkta bir olay da değildir.”