Yerel seçim gündeminin önemli bir maddesi emeklilerin durumuydu. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, yıl başında emeklilere memurlara göre çok daha düşük zam vermiş, en düşük emekli aylığı asgari ücretin bile altında, 10 bin lirada kalmıştı.
Emeklilerin isyanı seçim meydanlarında çok konuşuldu, hatta Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘Enflasyonu düşürmeden vereceğimiz para dipsiz bir kuyuyu doldurmaya çalışmak gibi’ diyerek bu konudaki çaresizliği de dile getirdi.
Şimdi seçimin üzerinden birkaç gün geçtikten sonra CHP’nin emeklilerin bu tepkisi oya çevirmek için nasıl bir çalışma yürüttüğü de ortaya çıkmaya başladı.
Türkiye’de her seçimde olduğu gibi seçim propagandasının yürüdüğü ve siyasi reklamların yapıldığı bir alan da dijital mecralar. Bu mecralar içinde bir tanesi, adıyla Facebook, bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de gençlerden çok yaşlıların kullandığı bir sosyal medya. İşte bu mecra, CHP için emeklilere ulaşmanın ve onların tepkisini harekete geçirmeye çalışmanın merkezi olmuş.
Türkiye’de son 30 günde 500 milyon TL’nin üzerinde dijital reklam harcaması yapıldığını söyleyen Dijital Pazarlama Okulu kurucusu Yasin Kaplan CHP’nin neredeyse 5 kat daha fazla harcama yaptığına dikkat çekerek şunları söyledi:
“CHP 32 milyon TL’nin üzerinde, Ak Parti 6.8 milyon TL, Deva Partisi 4.7 milyon TL, Saadet Partisi 2 milyon TL ve Milliyetçi Hareket Partisi 1.4 milyon TL civarında dijital reklam harcaması yaptı. Partilerin yanı sıra siyasi liderler de kişisel hesaplarından reklam çalışmalarına katıldı ve Ekrem İmamoğlu 5.3 milyon TL, Murat Kurum 5.1 milyon TL, Mehmet Altınöz 2.5 milyon TL ve Hamza Dağ ise 2.4 milyon TL civarında reklam harcaması gerçekleştirdi. Aynı zamanda siyasi partilerin ve liderlerin dışında reklamlara destek olmak amacıyla haber içerik ve blog sayfaları da 150 milyon TL’nin üzerinde harcama yaparak bu rekabete dahil oldu.”
Emeklilerin yoğun olduğu Facebook’a ağırlık verildi
Seçimin kaderini belirleyen önemli bir kitlenin emekliler olduğu düşünülerek reklam harcamalarının özellikle Facebook’a aktarıldığının altını çizen Kaplan “Diğer kısım ise genellikle Instagram, Youtube ve TikTok gibi platformlarda yoğunlaşmış durumdadır. Bu süreçte video reklamlarının daha çok tercih edildiğini görüyoruz. Bu süreçte Youtube, Türkiye’de en çok kullanılan video platformlarından biri olarak siyasi parti ve liderlerin önemli bir mecrası haline geldi. Genç kitleyi etkilemek amacıyla TikTok da tercih edilen platformlardan biri oldu. Ancak TikTok’un reklam politikaları biraz daha katı olduğu için partiler genellikle burada influencer’ları kullanarak içeriklerini yaymaya çalıştı. Aynı zamanda arama motorlarında ve görüntülü reklam alanlarında da reklam harcamaları yapıldığı görülüyor. Google’ın display alanlarında yapılan harcamalarının 150 milyon TL olduğunu söyleyebiliriz” açıklamasını yaptı.
‘KVKK kuralları ihlal edildi’
Kaplan seçim sürecinde bazı siyasi parti ve liderlerin yaptığı hatalara da değinerek özellikle geç saatlerde gelen reklam mesajlarıyla Kişisel Verileri Koruma Kurumu (KVKK) kurallarının ihlal edildiğini belirterek “Gece saatlerinde gelen reklam mesajları KVKK’nın kişisel verilerin korunması ve gizliliği konusundaki prensiplerine aykırı bir harekettir. Siyasi liderlerin bu tür hataları kamuoyunda güven kaybına neden olabilir ve seçmenlerde olumsuz bir izlenim bırakabilir. Bu nedenle siyasi partilerin ve liderlerin seçim kampanyaları sırasında KVKK kurallarına tam olarak uymaları ve etik sınırları gözetmeleri son derece önemli” diye konuştu.