Türkiye’de ilk defa bir ana muhalefet partisi lideri ülkenin başkentinde çelik yelek giyerek miting yaptı. Ankara’da sağanak yağmura rağmen ciddi bir kalabalığa seslenen Millet İttifakı cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, “İlk turda bitiyor” dedi.

Millet İttifakı, dün Samsun ve Ankara’daydı. Özellikle Ankara mitingi çok kalabalıktı. Mitingde Kılıçdaroğlu’nun sağanak yağışa rağmen konuşmasını sürdürmesi, kitleyi coşturdu.

Ankara Tandoğan Meydanı’nda öğleden sonra başlayan mitinge katılan yüz binlerce yurttaş, mitin hava karardıktan sonra devam etmesine rağmen meydandan ayrılmadı.

Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu seçimlere iki gün kala Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile birlikte Samsun’da miting düzenledi.

Samsun’dan Artvin’de Gürcistan sınırındaki Sarp’a kadar Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve Birinci Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk’ün demiryolu projesini hatırlatan Kılıçdaroğlu, “Sarp’a kadar uzanacak Mustafa Kemal Atatürk’ün hayaliydi, bir demiryolu yapamadılar, 22 yılda yapamadılar, göreceksiniz, Bay Kemal’in iktidarında bunların tamamı olacak” dedi.

Samsun’daki miting alanı da binlerce insanla doldu taştı.

Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:

“100’üncü yılında Sarp’a kadar uzanacak, Mustafa Kemal Atatürk’ün hayaliydi, bir demiryolu yapamadılar, 22 yılda yapamadılar. Göreceksiniz, Bay Kemal’in iktidarında bunların tamamı olacak. Emekli kardeşlerime de seslenmek isterim. Emekli dediğimiz şudur; çalışan, üreten, alın teri döken, sigorta primini yatıran ve zamanı gelince de emekli olan kişi demektir. Emekli olduğu zaman da onun huzur içinde yaşaması lazım. Ele güne muhtaç olmaması lazım. Kahveye oturduğu zaman bir arkadaşına en azından çay ısmarlayabilmesi lazım.

‘İki bayramda birer ikramiye verin’ dedim. Önce ‘Para yok’ dediler, sonra biner lira verdiler. Şimdi seçim geliyor, bin lira daha verdiler. Benim sözüm var, 2015’ten bu yana sözüm var; emekliye Ramazan, Kurban Bayramı’nda en az asgari ücret kadar ikramiye vereceğiz diye. Vermediler. Önümüzde Kurban Bayramı var; bütün emekli kardeşlerim gidecekler, bankadan emekli aylıklarını aldıklarında, 15 bin TL’lik ikramiyeyi de görecekler. Helal olsun, analarının ak sütü gibi helal o para.

Ben bunu söyleyince bağırıyorlar; ‘Parayı nereden bulacaksın?’ Sevgili Samsunlular; tam 27,5 yıl devlette çalıştım. Paranın nereye harcandığına siyasi otorite karar verir. Bir bütçe yapılır. Emekliye mi, çiftçiye mi para verelim; ücretliye mi, memura mı para verelim, yatırıma mı para aktaralım; bunlara siyasi otoritere karar verir. Ama var olan siyasi otorite, ‘Paraların büyük bir kısmını Beşli Çetelere vereceğim’ diyor ve Beşli Çetelere veriyor. Ben, o Beşli Çetelerden son kuruşuna kadar alacağım, bu ülkenin işçisine, memuruna, emeklisine, esnafına, herkese vereceğim. Onlar kazanmayacak, halk kazanacak. Çünkü onlar yandaşlara çalışıyor, Bay Kemal vatandaşa çalışacak. Sizin için çalışacağım.

Panorama’dan son anket: Kılıçdaroğlu önde ama ilk turda bitme ihtimali düşük

‘Sakın rehavete kapılmayın’

Gençler, sizlere de bir çift sözüm var. Türkiye’nin kaderini siz değiştireceksiniz. Bakmayın, biz böyle konuşuyoruz ama sandığa gideceksiniz, oyunuzu kullanacaksınız, otoriter bir yönetimi demokratik yollarla değiştireceksiniz. Söz mü? Gençler, söz mü? Sandığa gideceksiniz, oy kullanacaksınız değil mi? Sakın şöyle bir rehavete kapılmayın; ‘Ya bir oydan ne olacak, bir şey olmaz, ben de sandığa gitmeyeyim’. Hayır. Sandığa gidilecek, oy kullanılacak ve gerçekten bu ülkeye demokrasi gelecek.

Bir yıl içinde, Allah nasip ederse yurt sorununu çözeceğiz. 22 yıldır çözemediler ya. Bir yılda çözeceğiz. ‘Suriyelilerin kuyumcusu var, ben dükkan açamıyorum dedem’ diyor. Hiç meraklanma; bu kardeşiniz, en geç iki yıl içerisinde bütün Suriyelileri Suriye’ye uğurlayacak. En geç iki yıl içinde. Bir de kendilerine ‘Biz milliyetçiyiz’ diyorlar. Siz kim, milliyetçilik kim. Sınırları yolgeçen hanına döndürdünüz. Elini kolunu sallayan geliyor. Nasıl bir Türkiye’dir burası? Ama sözüm var; sınır, hudut namustur ve o namusu koruyacağız. O sınırdan izinsiz kuş uçurtmayacağız, kuş. Herkes gelecek, herkes haddini bilecek. Suriyeli kardeşlerimizi de Afgan kardeşlerimizi de göndereceğiz. ‘Biz, Kemallere gönül verenlerdeniz’ diyorsunuz. Eyvallah.

Hanımlar, size de bir çift sözüm var. Evdeki en büyük sıkıntıyı yaşayan sizsiniz. Mutfaklardaki yangının farkındayım. Çocuğun beslenme çantasına ne koyayım diye her zaman düşünürsünüz. Ay başında bir aylık alınır; kira parası nereye, su parası nereye, minibüs parası nereye… Dünya kadar hesap yaparsınız, ay sonunu nasıl getireceğiz diye. İnşallah buradan Türkiye’yi kurtaracağız ve benim bu ülkeye sözüm var. Gerçekten de her ailenin en az asgari ücret kadar gelir güvencesi olacak. O para kadının banka hesabına yatacak ve kadın, memur gibi, işçi gibi, emekli gibi aylığını çekecek ve ailesinin rızkını sağlayacak. Diyorlar ya ‘Efendim Bay Kemal gelirse sosyal yardımlar kesilir’. Niye kesilsin? Tam tersine, sağ elin verdiğini sol el görmeyecek. İnsanın onurunu koruyacaksınız. Ben, bunu yapacağım. ‘Parayı nereden bulacaksın’ diye soruyorlar ya bana. E sen Beşli Çetelere para bulurken para var, vatandaşa gelince para yok. Alacağım onlardan ve sizlere vereceğim. Hiç endişe etmeyin.

6’lı masadan gece yarısı sandık güvenliği toplantısı

Çiftçi ve esnafa seslendi

Esnaf kardeşim, senin durumunu da biliyorum. Çiftçinin ve esnafın bankalara, Esnaf Kefalet veya zirai kooperatiflere olan borçlarının faizlerini sileceğiz. Ana parayı da makul taksitlerle alacağız. Elin oğluna milyarları veriyorsun; avroları, dolarları veriyorsun. Esnaf için çalışacağım, çiftçi için çalışacağım, üretici için çalışacağım.

Daha önce geldiğimde Bafra Ovası’na gitmiştim. Ovanın bütün güzelliklerini görmek mümkün. Gerçekten de orada alın teri dökenlerin hakkını teslim etmek lazım. Şimdi, koyun dışarıdan, et dışarıdan, mısır dışarıdan, buğday dışarıdan geliyor. Yahu biz niye üretmiyoruz? Bizim insanımız niye kazanmasın? Bunu da yapacağım, bizim insanımız kazanacak. Onlara her türlü desteği vereceğiz.

Milliyetçiliğe de kısaca değineyim. Açık ve net söylüyorum; Bay Kemal’e milliyetçilik dersi verecek olan henüz anasından doğmamıştır. 33 askerimiz Suriye’de şehit edildi. Nereye gittiler? Putin’in kapısına gittiler. Putin ne yaptı? Bekletti, koridorda bekletti. Kronometreyi açtı, bütün dünyaya seyrettirdi. Bu mudur milliyetçilik? Benim ağırıma gidiyor. Türkiye Cumhuriyeti devletini temsil eden birisi, bir başka ülkenin devlet başkanının kapısında dakikalarca bekletilmez. Benim size sözüm var. Allah nasip eder, oy verir, cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturduğumuzda, hiçbirinizin yüzünü yere eğdirmeyeceğim.

Çarşamba Şeker Fabrikası… Onlar kapatırlar, Bay Kemal açar. Çarşamba’ya sözüm var. Geleceğim, fabrikayı açarken bütün Çarşambalılar da orada olacak. 34 yıl sonra yurt dışından şeker ithal ettiler. Yahu şeker fabrikasını kapatıyorsun, ‘dışarıdan birileri şeker getirsin, cebini doldursun diye.”

Millet İttifakı’ndan Ankara’da gövde gösterisi

Kılıçdaroğlu Samsun mitinginin ardından Ankara’ya geçti ve burada mitinge katıldı.  Kılıçdaroğlu, Tandoğan’daki miting alanını dolduran kalabalığın “Cumhurbaşkanı Kılıçdaroğlu” sloganlarıyla karşılandı.

Kılıçdaroğlu’nun yağmur altında konuşmaya devam etiği anlar, sosyal medyada dün çok yoğun paylaşıldı.

İlk olarak kürsüye çıkarak konuşma yapan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş şunları söyledi:

“Ankara’da bir jeliboncu kafa var. Ta 1994 yılında bile aday olabilmek için rakibine kumpas kurduğu iddiaları var. Bu kafa kendi partisinden olan kişiye bile tuzak girdi. Fakat o tuzak kurduğu şahısla şimdi yan yana çalışmak zorunda kalıyor. FETÖ döneminde başlayan kaset komploları yine bir şekilde konuşuluyor, Muharrem İnce ile ilgili aynı şeyleri ortaya çıkardılar. Ama bunun başlangıcı nerede? Yıllardır Ankara’da sahte broşür dağıtılıyor. Ha birinin özel hayatını kaydedip siyaseten kullanmışsınız, ha genel başkanımızla ilgisi olmayan montaj videolarını sahnede göstermişsiniz. Ne farkı var?

‘Bu ucube sistemi değiştirmeliyiz’

Yavaş’tan sonra sahneye çıkan DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın konuşmasından öne çıkanlar ise şöyle:

“Yangında yangın söndürme uçağı yok, deprem oldu ilk 72 saat yardım ulaştırılamadı. O gün bugündür soruyorum. O 48 saatte o 72 saatte ne oldu bir anlatın hele? Silahlı Kuvvetler personeli, madenciler neden harekete geçmedi diye soruyorum, cevap yok. İşin özünde tek kişilik sistemin yürümemesi var. Her şeyi tek kişiye bağlamanın sorunlarını yaşıyor bu ülke. Son 5 yıldır tüm sistemi Erdoğan tek başına kendisine bağladı. Talimat almadan kimse hareket edemiyor. Cumhurbaşkanımızın talimatıyla yangın söndürüldü diyorlar.  Adına Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi denen ucube sisteme son vermek ve Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemi getirmek, hedefimiz bu. Şu sistemi değiştirmemiz lazım dedik, 84 maddelik anayasa metni hazırladık. Hükümetin her alanda yapılacaklarını hazırladık. 20 bakanın 5 yıl boyunca ne yapacakları hazır. İşi bilen kadrolarımızla hazırız. Biz hazırız ama pazar günü sizlerin desteğini bekliyoruz.”

Akşener, mikrofonu terör gazisine verdi

Mitingde Babacan’ın ardından konuşan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, kürsüye 1993 yılında Şırnak’ta roket saldırısı sırasında gözlerini kaybeden İYİ Parti kurucusu Gazi Hüseyin Özlük ile çıktı.

“Bugün burada sizlerle olmaktan duyduğum gururu heyecanı şerefi belirtmek isterim. Bugün yanımda 1993 senesinde Şırnak kırsalında bir roket saldırısında gözlerini kaybetmiş 94 yılından beri beraber yol arkadaşlığı yaptığımız bir gazimiz var. Parti kurucumuz Hüseyin Özlük kardeşim. Çok ağır hakaretler edildi bize” diyen Akşener, sözü Özlük’e devretti.

Hüseyin Özlük ise şunları söyledi:

“Kahramanlarımıza sadece Millet İttifakı’na destek verdiğimiz için terörist diye yaftalandık. Bize bunu diyenler Oslu’da masaya oturup 10 maddeyi imzaladıklarını sonra çadır mahkemelerinde teröristleri görecekler. Bayrağımızın o mahkemelerden indirildiğini görecekler. İmralı’da 3 artı 1 ev tahsis edileni görecekler. Televizyon tahsis edileni görecekler. Aynaya baktıklarında Gaffar Okkan’ı görecekler. Bizden terörist olmaz. Bizden Ankara olur, İstanbul olur, Hakkari olur, Türkiye olur.”

Karamollaoğlu’ndan ‘lisan’ vurgusu

Akşener’in ardından sahneye çıkan Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu şunları söyledi:

“Bir devrim yaşayacağız diye ümit ediyorum. İnşallah sandıkta manevi bir patlama meydana gelecek. Tek adam dönemi bitecek. Sayın Cumhurbaşkanımız 21 yıldır makamını işgal ediyor. Ama problemlere çözüm artık üretemiyor. Onun için bir değişikliğe ihtiyacımız var. Biz yaşanabilir bir Türkiye istiyoruz. Herkesin mesut olduğu, inandığı gibi yaşayabildiği, kendisini emniyette hissettiği bir ülke istiyoruz.

Sadece gösterişle, insanlara hakaret ederek, insanları küfürle itham ederek, insanları yanlış yönlendirerek Türkiye’ye huzur barış gelmez. Önce lisanına sahip olacaksın, davranışına sahip olacaksın.”

İmamoğlu: Kazanıyoruz

Mitingin bir sonraki konuşmacısı ise İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’ydu. İmamoğlu’nun konuşması ise umut verme üzerineydi:

“Kimseye söylemek yok Ankara. Bundan sonra söyleseniz de olur söylemeseniz de; kazanıyoruz. Milletçe kazanıyoruz. Ülkemizi, devletimizi, Cumhuriyetimizi kazanıyoruz. Bu ülkede ben dönemi bitecek biz dönemi başlayacak. Ne demişti Atatürk; dinlenmemek üzere yürümeye karar verenler asla yorulmaz. Yorulmayacağız. Son dakikaya kadar bir fazla kişiyi ikna etmek için çalışacağız. 13. Cumhurbaşkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nu hep birlikte seçeceğiz”

Davutoğlu FETÖ’den vurdu

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ise Cumhur İttifakı’nın güncel söylemlerini eleştirdi:

“Bugün sayın Erdoğan diyor ki gerekirse istiklal ve istikbal için 15 Temmuz gibi direnirmiş. 15 Temmuz gecesi 251 şehidimizin kanı yerdeyken sizler 15 Temmuz’un faili olan paşanın kardeşini büyükelçi atamadınız mı? Birleşik Arap Emirlikleri’ne üç beş kuruş için el avuç açmadınız mı? FETÖ okullarında okuyan damadınızı bakan yapmadınız mı? Bu ülkeye bir daha ne terör musallat olacak ne de devlet kurumlarımıza herhangi bir grup nüfuz edecek.”

Kılıçdaroğlu: Sorunlarınıza ben talibim

Son olarak sahneye çıkan Cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yoğun yağışa rağmen alanı dolduran kalabalığa şunları söyledi:

“Bütün sandıklarda temsilcilerimiz var. Bahar havası içinde sandığa gidin. Şenlik havası olsun Türkiye’de. Gülere gittik, oyumuzu kullandık ve Türkiye’ye demokrasiyi getirdik diyeceksiniz. Söz mü? Sİnan Ateş’in katillerini bulup kulaklarından yakalayıp adalete teslim edeceğim. Benim saraylarda oturma alışkanlığım yok. Size söz veriyorum. Şarkılar türkülerle beraber Gazi Mustafa Kemal’in Çankaya Köşkü’ne gideceğiz.

Türkiye’yi 5’li çetelerden kurtaracağım. Benim Cumhurbaşkanı olmamam için her iftirayı attılar. Onlar saraya güveniyor Bay Kemal halka güveniyor. Bu ülkeye barışı, huzuru getireceğim. Bu ülkenin sorunlarına talibim ben.”

‘Devir teslimin nerede olacağını Erdoğan belirler

Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara’daki dev mitingin ardından FoxTV’de katıldığı canlı yayında önemli açıklamalarda bulundu.

Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:

  • “Herkes sandığı mutlaka gitsin ve oyunu kullansın. Çünkü bu seçim sıradan bir seçim değil. Ya demokrasiyi getireceğiz ya da demokrasiyi tarihin çöp sepetine atacağız. Bunları hayatımızın her anında yaşıyoruz. Savaşa mı gidiyoruz? Daha önce de ‘Muhalefet gelirse darbe olur’ dediler. Şimdi de kalkıp bunu farklı dille ifade ediyorlar. Erdoğan’ın da diğerlerinin de ifadeleri ürkütücü. Bunlara baktığımızda kaygılanmamak elde değil. Çünkü iktidar sahipleri, halkın oylarıyla gitmeleri gerektiği ortaya çıkarsa ‘Biz gitmeyeceğiz’ diye mesaj veriyor. Kimsiniz siz? Kendinizi halkın üzerinde mi görüyorsunuz. Tıpış tıpış gideceksiniz.”
  • “Tam bir güvenlik içinde sonuçlar belli olacak. Tüm oy kullanılacak yerlerde gönüllü avukatlarımız olacak. Bu seçime ilk kez bu kadar gerçekten ciddi bir çalışmayla yaklaştık ve bu çalışmayı 1.5 yıllık süre sonunda tamamladık. Partimizde özel çalışmalar yapıldı, eğitimler verildi, denemeler yapıldı. Sonucu bize bildirin dendi. Tam 4 kez deneme yapıldı. İlk kez bu kadar ciddi hazırlık yaptık. Bizim dışımızda ittifak ortaklarımızın da hazırlıkları var.”

Zırhlı araç iddialarına değindi

  • “Vatandaş sonuçlara şöyle güvenecek, biz sonuçları yayınlayacağız. Diyelim ki Yüksek Seçim Kurulu’nun, Anadolu Ajansı’nın açıklamaları var. Doğruysa sorun yok. Yanlış olduğu takdirde hemen tutanakları koyacağız, bu yanlıştır diyeceğiz. Bütün tutanaklar elimizde olacak. Sadece bizim merkeze de saldırı olabilir. Siyasi partiler arasında en mükemmel dijital altyapıya sahip olan CHP’dir. Bütün olası saldırılara karşı her türlü güvenlik önlemi alındı. Bütün vatandaşlarımız rahat olsun. Zaman zaman bizim sisteme saldırılar oluyor. Bugüne kadar kıramadılar. Teknik ekibimiz mükemmel. İkinci tura kalmayacak. Halk artık tercihini yaptı.”
  • “Bütün kamu görevlileri yasaların gereğini yapmak zorundalar. Kamu görevlileri yasa dışı bir iş yapamazlar. Bu onlar için suç. Yasalar böyle diyor. Sandığın başında bir yargıç var. Partilerin temsilcileri var, ayrıca müşahitler var. Sayım yapılırken de vatandaşlar var. Siz bunlara güvenmiyorsunuz, bana tutanağı ver diyorsunuz. Kim oluyorsunuz? Savaşa mı gidiyoruz, seçim yapıyoruz. Zırhlı araçlar, tutanakları istemeler. Daha bir sürü şey var istedikleri. Size sandığı vermeyeceğiz, iktidarı vermeyeceğiz diyorlar. Aklın ve mantığın alamayacağı ne varsa telaffuz ettiler. Bu doğru değil. Sayın Erdoğan’a da çağrı yapmak isterim. Seçime gidiyoruz, seçimin kazananı Türkiye’dir. Muhalefet de iktidar da demokrasi adına görev yapar. Sanki biri düşman diğeri dost. Ortada düşman yok, hepimiz aynı ülkede yaşıyoruz. Tercihi halk yapacak.”

Erdoğan’ın Putin çıkışını yorumladı: Konumlanıyor

  • (Rusya’dan gelen “Biz seçime müdahale etmiyoruz. Kılıçdaroğlu’na yanlış bilgi veriyorlar” açıklamasına ilişkin) “Doğal olarak şu bana söyledi dersem yanlış olur. Rusya’dan yapılan açıklama için teşekkür ederiz. Karışmayacağız diyorlar. Orada bir sorunumuz yok. Başka bir ülkenin iç işlerine müdahalesini kabul etmeyiz. Bizim Rus halkıyla sorunumuz yok. Tweet’te de onlara Rus dostlarım dedim. Bu uyarıyı yapmak benim görevimdi. Bize ulaşan bilgilerin ardından uyarı yapmak zorunda kaldık. Sizin seçim sisteminize müdahale ederlerse bu bizim iç işlerimize karışmak demektir.”
  • (Erdoğan’ın “Sen Putin’e yüklenirsen buna eyvallah demem” açıklamasına ilişkin) “Ben Putin’in yanında konumlanıyorum demek istiyor. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan kişi bir başka ülkenin devlet başkanının kanatları altına giremez. Böyle bir cümle kullanıyorsa, Putin’in baskısını her alanda kabul ettiğini söylüyor. Trump ‘mal varlığını açıklarım’ dedi. Tek kelime etmedi. Benim mal varlığımı açıklamazsanız namertsiniz. Seni mal varlığıyla tehdit ediyor ve sen boyun eğiyorsan işte Türkiye için beka sorunu budur.”
  • “Biz Cumhurbaşkanlığını aldığımızda devletine sadık, güvenilir insanlar yerlerinde kalacak. Siyasi otorite nedeniyle yanlış kararlar almış, ağır faturalar ödetmiş kişilere ‘kusura bakma kardeşim’ deyip görevden alacağız. Herkes kim hangi bakan olacak diye merak ediyor. Aslında merak edilecek bir şey değil. Hangi bürokrat nerede olacak? Asıl merak edilmesi gereken bu. Söylüyorum, isim veriyorum ‘rüşvet aldı’ diye ama dava açmıyorlar. Siz rüşvet alan adamları büyükelçi yapıyorsunuz. Bu adam parayla bütün bilgileri satar. Yabancı dil bilmeyen insanları Dışişleri Bakanlığına getirdiler. Böylesine garip bir durum var. Ama ben umutsuz değilim, bunların tamamını değiştireceğiz. Bu coğrafyada dış politikada tek kaybeden ülke biziz. Mısır’la, Suriye’yle kavga ettik. Şimdi araya Putin’i sokuyorlar. Sorun çok ama hepsi çözülür.”
  • “Devir teslimin nerede olacağını sayın Erdoğan belirler. Bu işin kaybedeni yok. O akşam 6 lider bir arada olacağız. İstanbul ve Ankara belediye başkanlarımız da olacak. Belli kararları birlikte alacağız. Hiç endişe etmesinler. Devir teslim yapacaklar, onları uğurlayacağız. Vatandaş için nasıl çalıştığımızı, onlara hangi imkanları sağladığımızı görecekler. Meclis’te Kesin Hesap Komisyon’u kuracağız. Ve başkanı ana muhalefetten olacak. Bu kadar Türkiye’yi düşünüyoruz. Bu ne demektir? Yolsuzlukların önünü bıçak gibi kesmek demektir.”

Çelik yelek ve yeni güvenlik önlemleri

Kılıçdaroğlu, Ankara mitinginde çelik yeleği giyip giymediği ve kendisine suikast düzenleneceğine dair iddialar sorulduğunda, “Pek çok kanaldan isimler geliyor, İçişleri’ne bildiriyoruz. Son 7-8 mitingden başlayarak güvenlik önlemlerinin artırıldığını görüyorum” dedi.

Kılıçdaroğlu’nun aldığı geniş önlemleri ve soruya verdiği cevabın ayrıntılarını bu linkten okuyabilirsiniz.

İnce’yi mitinge davet etti mi?

Kılıçdaroğlu’nun programda öne çıkan diğer bir yanıtı ise cumhurbaşkanlığı yarışından çekilen Muharrem İnce’yi Ankara mitingine davet edip etmediğine dair soruya ilişkindi. İnce’yi aradığını ancak ulaşamadığını belirten Kılıçdaroğlu, kaset iddialarını bir kez daha yalanladı.  Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ise dün katıldığı bir canlı yayında Muharrem İnce ile yaptığı telefon görüşmesini anlattı.

Bu konudaki haberimizin detaylarını bu linkten okuyabilirsiniz.

Gençlere Atatürk üzerinden seslendi

Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, yoğun temposuna rağmen gece de sosyal medya üzerinden seçim çalışmalarına devam etti.

Twitter’dan yayınladığı “Mustafa Kemal Atatürk” başlıklı video ile gençlere seslenen Kılıçdaroğlu, “Biz Atatürk’ü ananlardan değil, anlayanlardan olacağız” ifadelerini kullandı.

CHP liderinin açıklamaları şu şekilde:

“İkinci yüzyıla giriyoruz gençler ve şimdi yeni bir resmimiz var. Sizler varsınız. Hep beraber karar vermemiz lazım. İlk yüzyıldaki gibi Atatürk’ü sadece ananlardan mı olacağız, yoksa bu yüzyılda anlayanlardan mı? Bu nesil anlayanlardan olacak. Bakın Atatürk yeniliklere açıktı. Değişimi cesaretle sahiplenirdi. Onun için ekonomik bağımsızlık en az Kurtuluş Savaşı kadar önemliydi.

Üreten, çalışan, sanat yapan, bilime kafa yoran, bağımsız ve başı dik insanların yaşadığı bir ülke hayal ediyordu. O, dünyayla rekabet eden bir Türkiye’yi inşa etmek istiyordu. Peki sonra bizler ne yaptık? Onu anlamaktan uzaklaştık, sadece anar olduk.”

‘Bugün hayatta olsaydı’

“Bugün hayatta olsaydı ve sizleri görebilseydi sevgili gençler, içinizde dünyayı değiştirmek için yıldızlara ulaşma gücü, sabır ve tutkunuz olsun derdi. Bu olanlar için moralinizi bozmayın derdi. Tüm enerjinizi eskiyle savaşmaya değil, yeniyi inşa etmeye odaklayın derdi. Olmuş olan için artık strese girmeyin, olabilecekler için savaşın derdi. Değişimin sırrı burada, derdi. Vatansever olun, derdi.

En yüksek vatanseverlik, resmi politikayı körü körüne kabul etmek değildir. Kendi topraklarındaki adaletsizlikleri söküp atacak kadar derin bir ülke sevgisidir. Çünkü o zaman iç tartışmalar biter ve enerjinizi 85 milyonu dünya ile rekabete hazır etmek için harcamaya başlarsınız.”