Anayasa Mahkemesi (AYM) Gezi Parkı Davası’nda mahkum olduktan sonra 14 Mayıs’ta yapılan genel seçimde milletvekili seçilen Can Atalay hakkında hak ihlali kararı vermişti.
İstanbul 13. Ceza Mahkemesi’nin AYM kararını uygulayarak Atalay’ı serbest bırakması beklenirken, yerel mahkeme dosyada karar verme yetkisinin Yargıtay’da olduğunu belirterek dosyayı Yargıtay 3. Ceza Dairesi’ne göndermişti.
Yargıtay 3. Ceza Dairesi, 8 Kasım’da Can Atalay’ın mahkumiyet kararını onayan bir önceki kararın doğru olduğunu belirterek, AYM’nin ihlal kararına uymayı reddetti.
AYM’nin “Anayasa’yı ihlal ettiğini ve yetkisini aştığını” kaydeden Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Atalay hakkında ihlal kararı veren Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunulmasına hükmetti. Yargıtay 3. Dairesi ayrıca Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesi için TBMM’ye bildirimde bulundu.
AYM-Yargıtay kavgasına AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Siyasi ve Hukuki İşler Başkanı Hayati Yazıcı “Devleti oluşturan erkler, sorun çözümler. Asla sorun üretmez, üretemez. Birbirini çelmeleyemez” diyerek Yargıtay’a tepki gösterdi. AK Parti Grup Başkanvekili ve eski Adalet Bakanı Abdulhamit Gül ise “Yüksek yargı mercileri arasındaki çatışma görüntüsü, hukuk devleti ve mülkün temelinde yer alan adalet duygusu için endişe vericidir” sözleriyle tepkisi dile getirdi.
Yüksek yargı krizinde gözler Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a çevrilmişti.
Erdoğan’ın, Özbekistan’daki temasları sonrası uçakta gazetecilere açıklamalar 10 Kasım 2023’te medyaya yansıdı. Yargıtay’ın bir yüksek mahkeme olduğunu kimsenin inkar edemeyeceğini altını çizen Erdoğan, “Anayasa Mahkemesi bu noktada maalesef birçok yanlışları da arka arkaya yapar hale geldi. Bu da bizi ciddi manada üzmektedir” dedi. Erdoğan’ın uçaktaki konuşmasında AK Parti’den Yargıtay’ın çıkışını eleştirenlere de tepki vardı. “Partimden bazı arkadaşlar da burada Yargıtay’ı yerip, Anayasa Mahkemesi’ne övgüler düzüyorsa onlar da yanlış yapıyorlar” diyen Erdoğan şu uyarıyı yapmıştı: “Bizim birimiz hepimiz, hepimiz birimiz anlayışıyla hareket etmemiz lazım. Buralarda kalkıp da birilerine şirin görünmenin anlamı yok.”
Erdoğan’ın uçaktaki açıklamalarının yayınlanmasından sonra Atatürk’ün ebediyete intikalinin 85’inci yılı dolayısıyla Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumunca Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde anma töreni düzenlendi. Törende konuşan Erdoğan bu kez “Biz, bu tartışmada taraf değil hakem konumundayız” deyip konuyu anayasa değişikliğine getirdi. Erdoğan “Yargının iki kurumu arasındaki yetki tartışmasının çözüm yeri anayasadır, yasalardır ancak anlaşılan o ki mevcut anayasamız ve dolayısıyla ona göre şekillenen yasalarımız, bu konuda da yetersiz kalmaktadır” dedi.
İzzet Özgenç’ten Cemil Çiçek’e çağrı
Yargı krizinde Anayasa Mahkemesi kararının uygulanmayıp üyeleri hakkında Yargıtay tarafından suç duyurusunda bulunulmasına hukukçulardan tepki geldi.
Erdoğan’ın eski hukuk danışmanı Prof. Dr. İzzet Özgenç, Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin AYM’nin Can Atalay hakkında verdiği hak ihlali kararına direnmesi ve AYM üyelerine suç duyurusunda bulunması üzerine ortaya çıkan yargı krizine dair Erdoğan’a bir açık mektup yayınladı.
İzzet Özgenç mektubunda “Etrafınızı saran veya çevrenizde tuttuğunuz ‘hukukçu’ geçinen çakallar yüzünden, somut hukuki sorunlarla ilgili düşüncelerimi size zamanında arz etme ve yönlendirme kabiliyetim ortadan kalkmıştır” dedi.
Özgenç, Erdoğan’dan sonra dün de Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Cemil Çiçek’e çağrı yaptı. Özgenç, eski TBMM Başkanı ve eski Adalet Bakanı olan Cemil Çiçek’e yönelik sosyal medyada şu mesajı paylaştı:
“Başta Sayın Cemil ÇİÇEK olmak üzere, yaşadığımız Yargı krizi ile ilgili olarak Ankara’nın dehlizlerinde TUZLUK’suz ziyafet sofralarında ileri geri konuşanlar, bir Devlet krizine dönüşen bu sorunun çözümü için, mazeret ileri sürmeden, inisiyatif almalıdırlar.”
Cemil Çiçek 10Haber’e konuştu
İzzet Özgenç’in mesajının ardından Cemil Çiçek’e 10Haber ulaştı.
Öncelikle Özgenç’e ulaşmak istediğini belirten Çiçek “Kendisini aradım ancak ulaşamadım, çünkü mesajı teyit etmek istedim” dedi.
Özgenç’in Twitter hesabını kullandığını ve kendisine ait olduğunu söylememiz üzerine ise Cemil Çiçek, anayasanın 6’ncı maddesini hatırlattı.
Anayasanın 6’ncı maddesinde “Egemenlik, kayıtsız şartsız Milletindir. Türk Milleti, egemenliğini, Anayasanın koyduğu esaslara göre, yetkili organları eliyle kullanır. Egemenliğin kullanılması, hiçbir surette hiçbir kişiye, zümreye veya sınıfa bırakılamaz” deniyor.
“Kaynağını anayasadan almadan bir yetki kullanılamaz” diyen Çiçek açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Benim ne yetkim ne de imkanım var. Ben neden sorumlu olayım ki? Ben günlük kavgayla değil genel ifadelerle toplumda olan şeyleri zaten konuşuyorum. Siyaseten de benim yetkimde değil. Kararı verecek olan Meclis’tir. Benim ne sıfatım var? Ben ne gerekçeyle müdahil olacağım? Birisi derse ki siz kimsiniz, hangi yetkiniz var, ben ne cevap vereceğim. HSK da buna karışamaz. Meclis ne karar verirse o, Meclis’te tartışma yapılacak. Keşke bu türlü tartışmalar Türkiye’de hiç olmasa…”