Mehmet Büyükekşi, Türk futbolunun doğal olarak en fazla eleştiri alan aktörlerinden bir tanesi. Büyükekşi, Hürriyet gazetesine yaptığı açıklamalarla eleştirilere yanıt verdi. Haziran ayındaki TFF seçimlerinde yola devam etmek isteyip istemediği sorusuna Büyükekşi, “İnanın Türk futbolunun geleceği için enerji projesi, akademi projesi, alt liglerin sağlıklı işleyişi, finansal etkileşimler, kaynak yaratımları, modernize edilmiş bir futbol ekonomisi temmuz ayı geldiğinde tüm paydaşlar için bugün göründüğünden çok daha önemli olacak. Bu yüzden evet. Devam etmeyi düşünüyorum” dedi.
Fenerbahçe’ye yanıt: Arslan, Kardeşler, Saka ve Çetin
MHK’nın cuma günü yayınladığı açıklamayla dört hakemi süresiz olarak dinlendirme kararı gündemi bir süre meşgul etmişti. Fenerbahçe konuyla alakalı açıklama yayınlayarak bu hakemlerin açıklanmasını talep etmişti. Büyükekşi bu konuda şunları söyledi: “Biz büyük bir titizlikle her haftanın tartışmalı pozisyonlarını tek tek inceliyoruz. Bazı konularda tavizsiz kararlar alıyoruz. Örneğin İstanbulspor-Antalyaspor ve Konyaspor-Adana Demirspor maçlarında son derece formsuz bir yönetim vardı. Hiç hata olmasın diye MHK, her detayı inceledikten sonra toplam 4 hakemimizin Süper Lig’in bu kritik sürecinde dinlendirmeye alınmasına karar verdi.”
Bu sözler ışığında söz konusu hakemlerin; İstanbulspor-Antalyaspor maçının hakemi Yiğit Arslan ile VAR’daki Arda Kardeşler ve Konya-Adana Demir karşılaşmasının hakemi Sarper Barış Saka ile VAR görevini yürüten Alper Çetin olduğu ortaya çıktı.
Büyük kulüplere eleştiri
Süper Lig’deki üç büyük kulübün aralarındaki demeç savaşları herkesin malumu. Hatta geçen hafta içinde gördüğümüz üzere Ankaragücü gibi Anadolu kulüpleri de bu savaşlara katılıyor ve Türk futbolunda başta hakemler olmak üzere görevli kurumları ve aktörleri suçluyor. Söz konusu açıklamalara yönelik konuşan Büyükekşi, “Hakem performanslarını Süper Lig seviyesinde yeteri kadar iyi bulmuyorum. Büyük kulüplerimiz olan olmayan her pozisyonu büyüterek, büyük taraftar kitleleri, medya elçileri ve sosyal medya akımı ile gündemi domine ederek, hatta sadece kendi maçları ile değil, rakipleri ile de ilgili bir propaganda yürüterek problemi olduğundan çok daha büyük hale getiriyorlar” şeklinde diye konuştu.
Lale Orta’yla devam
Son dönemlerin en çok tartışılan isimlerinden olan MHK Başkanı Lale Orta hakkında da konuşan Büyükekşi, “MHK Başkanı, bu işin doğası gereği sezon boyu kulüplerin, medyanın, taraftarın hedefindedir. Lale hanım da tıpkı önceki MHK başkanlarımız gibi hedef gösterilmektedir. Kendisi büyük baskı altında çalışıyor. Zaten sezonun ortasında bu görevi devraldı. Böyle bir süreçte kendisinin görevden alınması kesinlikle gündemimizde yok. TFF seçimleri haziran ayında yapılacak. Seçimlerde tüm kurulların görevleri sona eriyor ve seçim sonrasında yeniden oluşturuluyor” dedi ve Orta’nın en az haziran ayına dek görevine devam edeceğini belirtti.
Gelecek sezon yarı otomatik ofsayt sistemi geliyor
Dünya Kupası’yla denenmeye başlanan ve belli başlı organizasyonlarda (Şampiyonlar Ligi gibi) sürdürülen yarı otomatik ofsayt sistemi hakkında bilgi veren Büyükekşi, sistemi Türkiye’ye getirmek için çalıştıklarını vurguladı: “Yeni bir teknoloji olması sebebiyle henüz az sayıda ülkede uygulanabilen yarı otomatik ofsayt teknolojisi ile ilgili çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu sistemi Türk futboluna kazandırarak, tartışmalardan arındırılmış bir hakem değerlendirme sistemi kurmayı hedefliyoruz. Sistemin 4 yıllık maliyeti yaklaşık 6-7 milyon euro. Projenin yeni sezona yetişmesi için bir yandan çalışmalarımızı yapıyor bir yandan da bu maliyeti kulüplerimize ve federasyonumuza bir yük getirmeden sponsorluk kanalıyla çözmeye çalışıyoruz. Burada belirli bir noktaya geldik, kulüplerimizin de desteğiyle önümüzdeki sezon projemizi hayata geçireceğiz.”
Jesus’a fikstür yanıtı
Fenerbahçe Teknik Direktörü Jorge Jesus, geçtiğimiz günlerde sarı lacivertlilerin maçlarını Galatasaray’dan sonra oynaması konusunda şikayetini dile getirmişti. Büyükekşi, “Burada yanlış bir algı var, öncelikle onu düzeltelim. Fikstür ile maç planlama farklı konular. Maç Planlama Departmanı çekilen fikstüre göre planlamalarını bazı değişkenlere göre birkaç haftalık periyotlar halinde belirliyor. Buradaki değişkenler; kulüplerimizin Türkiye Kupası ve Avrupa maçları, hava ve ulaşım şartları, yayın planlanması ve seçim veya olağanüstü durumlar. Ayrıca ligin başından beri takımların aynı sırayla oynadığı da doğru değil” dedi.
Marka değeri vurgusu
Kulüplerin verdiği demeç savaşlarının son derece yıpratıcı ve ligin marka değeri için yaralayıcı olduğunu belirten Büyükekşi, sağduyu çağrısında bulundu: “Türk futbolunun marka değeri, TFF kadar kulüplerimizin, medyanın ve fikir önderlerinin de yardımıyla korunacak ve artacaktır. Bu sadece Süper Lig için değil tüm profesyonel ligler için de geçerlidir. Bir kez daha dile getirmek isterim; ligin bitmesine 7 hafta kaldı. Her maç sonrası açıklamalar, ortamı geren ithamlar, hakemlerimiz ve MHK başkanımız için orantısız eleştiriler bu marka değerinin artırılmasına kesinlikle yardımcı olmuyor. Şu çağrımı yineleyeyim; lütfen sezonun en kritik sürecinde bu tarz söylemlerden uzak durulsun. Mümkünse hiç konuşulmasın.”
Gelir kaybı vurgusu ve B takım projesi…
Türk futbolunun son dönemlerde en fazla tartışılan konularından biri kulüplerin geliri. Bilhassa yayın gelirlerinin geçmişe kıyasla dörtte bir oranda azalması sürekli yinelenen bir konu. Büyükekşi, “TFF’nin en önemli kaynağı yayın gelirlerinden aldığı pay. Geçmişte 500 milyon dolara ulaşan yayın ihalesi bugün 115 milyon dolara geriledi. Ayrıca TFF’nin ihaleden aldığı pay %12’den 4’e düştü. Kaynakların nereye geldiğinin hesabını herkes yapabilir” diye konuştu.
Altyapı için Belçika’dan gelen bir ekibin eğitim verdiğini söyleyen Büyükekşi, B takımlarının alt liglerde mücadele edeceği sistemi hayata geçirmek istediklerini söyledi. Büyükekşi, “Belçikalı bir firma şu an kulüplerimizin altyapı direktörlerine eğitim veriyor. Aynı şekilde firma altyapı antrenörlerimize de eğitimleri verince sistemi devam ettirecek kalifiye antrenör sayımız oluşmuş olacak. Bu antrenörleri sistemin içinde tutacağız. B takımı çalışmalarımız devam ediyor. İsteyen Süper Lig ve 1. Lig kulüplerimizin B takımlarıyla alt liglerde yarışa katılması üzerinde çalışıyoruz. İsteğimiz, alt liglerde düşük bütçeli ancak kaliteli genç futbolcu ihraç edebilen bir yarışma ruhu yaratabilmek” dedi.