Avrupa futbolunda sezon kapandı ve transfer çılgınlığı başladı. Süper Lig’de mücadele eden takımların da ismi birçok oyuncuyla anılmaya başladı. Şu ana kadar Fenerbahçe’nin Ryan Kent transferi dışında büyüklerden resmi bir açıklama gelmedi. Ancak gönderilen oyuncularla ilgili açıklamaların ardı arkası kesilmeksizin devam ediyor.
Son olarak Fransız kulübü Nantes, Galatasaray’dan kiraladığı Mostafa Mohamed’in bonservisini 5.7 milyon Euro karşılığında aldı. Braga ise Fenerbahçe’den kiraladığı Bruma’yla yoluna 6.5 milyon Euro ödeyerek devam etti.
Bu bedeller kulüplerimizin kasasına girdiği için ekonomik açıdan mutlu olabiliriz. Ancak kulüplerimizin Süper Lig’in yayın gelirinden kazandığı ücretleri göz önüne alınca son derece vahim ve ligin marka değeri açısından düşündürücü bir topla göze çarpıyor.
Galatasaray bu sezon yayın geliri havuzundan 193 milyon 791 bin TL elde etti. Fenerbahçe de 172 milyon 796 bin TL kazandı. Galatasaray ve Fenerbahçe’nin kadrolarında düşünmeyip, sezon planlarında yer vermediği ve kiralık olarak gönderdiği oyuncuların satışından elde ettiği paralar dahi tüm sezonun emeği karşılığında alınan büyük gelir kaleminden gelen paraya yaklaştı.
Galatasaray, Mostafa Mohamed’i 2022 yazında Zamalek’ten 3.85 milyon Euro’ya transfer etti. Fenerbahçe ise Bruma’yı 2023 güz transfer döneminde 4.25 milyon Euro’ya transfer etti. İki takım da oyuncuları aldıkları fiyatın üstüne sattılar. Mohamed 5.7 milyon Euro karşılığında Nantes yolunu tutarken Bruma, 6.5 milyon Euro karşılığında Braga’ya gitti. Bu transferler üzerinden Galatasaray’ın kasasına yaklaşık 146.43 milyon TL, Fenerbahçe ise 166.98 milyon TL girdi.
Fenerbahçe’nin transferden kazandığı para, kadroda bulunan ve sezon boyunca başarı için ter döken oyuncuların çabaları sonucu yayın gelirinde elde edilen parayla neredeyse bire bir. Galatasaray’ın Mohamed’in satışından elde ettiği parayla birçok dünya yıldızının bulunduğu kadronun şampiyonluğu sonrası yayın gelirinde elde ettiği paradan hemen hemen 45 milyon TL fark var.
Ligin marka değeri dipte
Bu durum Süper Lig’in marka değerinin geldiği hali yansıtıyor. İki büyük takımın sezon boyunca verdiği mücadele sonrası elde ettiği kazancı, kadrosunda düşünmediği oyuncuların Avrupa’nın en üst seviyesinde dahi olmayan takımların almasıyla elde ediyor. Bu oyuncuların satın alındığı paraları ve satış ücretlerini birbirlerinden çıkarmak ve ortaya çıkan geliri hesaplamak çok da mantıklı değil. Yazının içinde her ne kadar harcanan bonservisler belirtilmiş olsa da bunlar bilgi verme amaçlı veriler. Oysa Galatasaray da Fenerbahçe de marka değerlerini yüksek tutup yayın gelirinden pastanın büyük dilimini almak adına birçok farklı yıldıza büyük maaşlar ve bonservis bedelleri ödeyerek ortaya hemen hemen 30’ar kişilik kadrolar çıkarıyorlar. Dolayısıyla söz konusu gelirin ortaya çıkması için harcanan para düşünüldüğünde, kadro planlamasında yer almayan iki oyuncunun kazandırdıklarının ne kadar büyük olduğu gerçeği daha somut şekilde ortaya çıkıyor.