Türkiye Futbol Federasyonu’nun daveti üzerine Riva’ya gittiğimde neyle karşılacağımı bilmiyordum. 1 yıllık görevini tamamladıktan sonra 4 yıllığına tekrar seçilen TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi, yıllardır sadece asık suratlı yöneticilerin bulunduğu fikstür çekiminde radikal bir değişiklik yapmıştı.
TFF’ye vardığımızda ilk şoku yaşadım. Federasyonun bulunduğu kapıdan sadece VIP konuklar ve kulüp yöneticilerinin araçlarının geçmesine izin vardı. Beni getiren arkadaşım park yeri aramaya başladı. Onu beklemeden araçtan indim. İlk gördüğüm kapıdan içeri daldım. Nazik bir şekilde adımı sorduklarında öğrendim ki basın mensupları için ayrı bir giriş varmış. İçeri girmenin hayli zor olduğu federasyondan ikinci kapıda vizeyi aldım. A Milli Takım oyuncularının fotoğraflarının bulunduğu koridordan sahaya, pardon fikstür çekiminin yapılacağı bahçeye çıktım.
Üzerinde barlarda gördüğümüz limon suyuna batırılmış havuç ve salatalık bulunan küçük bir masada konuşlandım ama bilin bakalım ne yoktu? Tabii ki TFF’nin etkinliğinde alkol bulunmuyordu. Derken canlı klasik müzik başladı. Benim karnım da zil çalarak buna eşlik ediyordu. Neyse ki menü zengindi: Dürüm döner, tavuk şiş, köfte, içli köfte… Yemekteki çeşitlilik içecek seçiminde maalesef yoktu. Yemek ve meyve suyunu aldıktan sonra yerime döndüm. Şunu itiraf etmeliyim. İçli köfteyi ısırdığımda büyük şaşkınlık yaşadım. İçinde et kadar fıstık vardı. Bunu ev sahibimiz TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi’nin Gaziantepli olmasına yordum. Son zamlardan sonra servet değerine ulaşan fıstıkları memleketinden getirmiş olması bir olasılıktı. İşin şakası bir yana yemeklerde masraftan kaçınılmamıştı.
Büyükekşi, fikstür çekimi organizasyona sanat dünyasını katmıştı. Alişan, Seren Uzun, Ceren Gündoğdu, Bülent Serttaş, Birol Namoğlu, Gökhan Tepe, Sefo, Tahsin Hasoğlu gibi isimler oradaydı. Bülent Serttaş’a gençlerin popüler ismi Sefo’dan daha çok ilgi gösterilmesi yaş ortalaması hakkında bilgi veriyordu.
Hava karardıktan sonra Ceren Gündoğdu sahneye çıkıp şarkılarına başladı. Israrla “Beraber söyleyelim” demesine rağmen futbol dünyası ses vermemeye kararlıydı. En son ‘Uzun ince bir yoldayım’ şarkısında o kadar içten rica etti ki cılız da olsa bir katılım sağlandı. Gündoğdu böylece sahneyi biraz olsun gülümseyerek terk etti.
Bu gülümsemeyi fırsat olarak gören komedyen Tahsin Hasoğlu, sahneye daldı. Takım ayırt etmeksizin yaptığı esprilerle takdir topladı. Sezon içinde kavga etmesi kesin gözüken yöneticiler en azından fikstür çekilmeden aynı kahkahada birleşti böylece.
Ardından kürsüye adeta “Güldük, eğlendik artık işimize bakalım” diyen TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi çıktı. Başkan, İngiltere ve İspanya’nın ardından Trendyol ile en büyük isim sponsorluğu anlaşmasını yaptıklarını söyledi. Ardından da haberi verdi: Şampiyonlar Ligi, Almanya ve Belçika liglerini yeniden düzenleyen firmayla anlaşma yaptık. Önümüzdeki süreçte Süper Lig, 1. Lig, 2. Lig, 3. Lig’de fikstür yapısını yeniden oluşturmak istiyoruz.”
Günün tek 1959 öncesi şampiyonluk açıklaması
TFF, Fenerbahçe’nin 1959 öncesi şampiyonluklar için yaptığı başvuruya yönelik komisyon kurma kararı almıştı. Süper Lig fikstür çekimine gelen yöneticiler, bu konuya girmemeye özen gösterdi. “Gerginlik çıkaracak bu konuya yaklaşmayalım” der gibiydiler. Gecenin tek açıklaması Büyükekşi’den geldi. TFF Başkanı, 1959 öncesi şampiyonluklarla ilgili “Biz konuyla ilgili olumlu ya da olumsuz bir görüş belirtmedik. Komisyon kurulmasını ve komisyonun kararından sonra yeniden değerleme yapacağımızı söyledik” dedi.
Ali Koç geldi, hem yayıncı kuruluş hem TFF gerildi
Kulüpler Birliği ve Fenerbahçe Başkanı Ali Koç’un kürsüye gelmesiyle iş iyice ciddiye bindi. Koç, yayın ihalesinden aldıkları paranın düşmesinden şikâyet ederken etkinliği canlı yayınlayan beIN Sports’un sunucusu Elif Gökalp’in tedirginliği had safhaya çıktı. Fenerbahçe Başkanı, “Anlamsız indirimler kabul edildi. Ben yayıncı kuruluşa kızardım, sonra haklı olarak kendi çıkarlarını koruduğunu gördüm. Esas sorun TFF’de” deyince Gökalp adeta bir gol sevinci yaşadı. Bu sefer gerilen, tam kadro orada bulunan TFF yönetimiydi. Koç, sözlerine eski başkan Nihat Özdemir’in kulaklarını çınlatarak “Bu gelir kalemine en büyük darbe 2018-2021 yılları arasında oldu. Yayın geliri 5 senede yüzde 80 düştü. Bana göre bir önceki federasyonun sorumsuz davranması nedeniyle ihaleye hazırlanılmamıştır” demesi onları da rahatlattı. Fenerbahçe Başkanı’nın gündemi sadece ekonomi değildi. Adil rekabetin sağlanmasını isteyerek TFF Başkanı’na seslendi: “Önümüzdeki sezon beklentimiz hakem yönetiminde, sizlerin yönetiminde, kurulların alacağı kararlarda herkese eşit mesafede olunması.”
Koç, Uluslar Ligi şampiyonu olan A Milli Kadın Voleybol Takımı’nı Fenerbahçe kadın voleybol takımının lakabı ‘Sarı Melekler’i kullanarak, onurlandırdı. Muhtemelen Eda Erdem, Gizem Örge ve Melissa Vargas’ın oynamasından dolayı Fenerbahçe ile Milli Takım birbirine karışmıştı. Ama başkanı düzeltmeye kimse cesaret edemedi. Koç da ısrarla ‘Sarı Melekler’ demeye devam etti. Uzun konuşma bittiğinde sunucu Elif Gökalp’in rahatlayan yüz ifadesi görülmeye değerdi.
beIN Medya Group CEO’su Yousef Al-Obaidly ise korsan yayınlardan şikayetçiydi. Ama konuşmasını İngilizce yaptığı için çoğu kişi telefonuna bakmayı tercih etti.
Bu kadar kötülenen lig nasıl sponsor buldu?
Süper Lig konusunda hem kulüpler hem yayıncı tarafından şikâyetler bu kadar çok olunca Trendyol’un isim sponsorluğu için 700 milyon TL vermesi araştırılması gereken bir olay haline geldi. Nasıl olmuştu da herkesin şikâyetçi olduğu Süper Lig, İngiltere ve İspanya’dan sonra en değerli isim sponsorluğunu almıştı? Gizem, çay içmek için gittiğim küçük masadaki sohbette çözüldü. Süper Lig ve 1. Lig’e 700 milyon TL vererek sponsor olan Trendyol’un bir amacının da yeni açıldığı Azerbaycan pazarında adını duyurmak olduğunu öğrendim. Türk futbolunu takip eden Azerilere isimlerini çok daha kolay ezberleteceklerdi. Yani Süper Lig bahane Azerbaycan şahaneydi.
Derken orada olmamızın asıl nedeni fikstür çekimi başladı. Davete katılan futbol dışı ünlülerin alametifarikası orada belli oldu. Görevleri top çekmek ve topun üzerindeki rakamı kameralara göstermekti. Bunda bile zorlananlar oldu.
Fikstürün belli olmasından sonra yöneticiler kendi maçlarına bakamadan muhabbete daldı. Diyaloglar içinde en ilgi çekici olanı transfer yasağı bulunan Kayserispor’un Başkanı Ali Çamlı ile Ali Koç arasında yaşanandı. Çamlı, Mame Thiam transferinden olan borcunu affetmesi için Fenerbahçe Başkanı’na ricada bulunuyordu. Başkanların teker teker binanın önündeki lüks araçlarıyla ayrılmasıyla gecenin sonuna geldim. Basına park yeri verilmediği için gece yarısı Riva’da uzun bir yürüyüş yapıp vızır vızır geçen lüks araçların arasından karşı kaldırıma kendimi attım. Hem karnımın doyması hem de ezilmeden karşıya geçmiş olmanın verdiği mutlulukla eve doğru yollandım.