Son gelişme Polonyalı General Adam Marczak’ın Ukrayna’nın Chasiv Yar kentindeki ölümüydü. Polonya Marczak’ın doğal nedenlerle öldüğünü açıklarken Rusya, Chasiv Yar’daki kumanda merkezinde NATO personelinin görev yaptığını öne sürdü. İddialara göre NATO personelinin görev yaptığı yeraltındaki kumanda merkezi İskender füzeleriyle vurulmuştu.
Batılı ülkelerin Ukrayna’ya sadece silah vermediği, kendi personeliyle bilfiil yardımına koştuğu sır değil. Almanya Başbakanı Scholz uzun menzilli Taurus füzelerini Ukrayna’nın talebine (ve Fransa ile İngiltere’nin baskısına rağmen) Kiev’e neden vermediklerini açıklarken bu silahın kullanılabilmesi için Alman askerlerinin sahada görev yapması gerektiğini söylemişti. “Fransa ve İngiltere’nin yaptığını Almanya yapamaz” diye hükümet kararını savunmuştu. Ve bu sözüyle Ukrayna’ya orta menzilli Storm Shadow ve Scalp füzelerini veren Fransa ve İngiltere’nin askeri personelinin savaşta bilfiil görev aldığını ima etmişti.
Oysa bu, yani yabancı ülke askerlerinin Ukrayna’ya yardım için savaşta görev alması Rusya Devlet Başkanı Putin’in kırmızı çizgisi. Putin böyle bir durumda nükleer silah seçeneğine başvurabileceklerini açık açık söyledi.
Macron neden asker göndermekten söz ediyor?
Buna rağmen Fransa Cumhurbaşkanı Macron “Ukrayna’ya asker göndermek ihtimal dışı değil” diyor. NATO üyesi ülkeler Fransa’nın bu önerisini gündemlerine almayı reddetti. Ama Macron Ukrayna’ya asker gönderme olasılığının gündemde olduğunu NATO’nun kararından sonra da tekrarladı.
Macron neden asker göndermekten söz ediyor? Fransa, İngiltere ve Polonya, Putin’in tehdidine rağmen askerlerini yardımcı görevle de olsa neden Ukrayna’ya gönderiyor? Çünkü Amerika’da bu yıl yapılacak başkanlık seçimlerini Ukrayna’ya her türlü desteği kesmeye kararlı Trump’ın kazanması güçlü olasılık. Bu Rusya karşısında zorlanmaya başlayan Ukrayna’nın yenilgisinin ilanı olur. Ukrayna’nın önemli bir bölümünü ele geçiren Rusya Avrupa için daha da büyük bir tehdit haline gelir. Fransa ile İngiltere ve hatta geçenlerde günlerde ortaya dökülen telefon kayıtlarına göre Almanya Başbakanı Scholz izin verse Taurus füzeleriyle Rusya’yı vurmayı planlayan Alman generaller işte bunu engellemeye çalışıyor.
Oysa Putin nükleerden söz ederken ciddiydi. New York Times kısa süre önce Amerikan kaynaklarına dayanarak Rusya’nın 2022’de Ukrayna’da taktik nükleer silah kullanma kararı aldığını ve Washington’ın bunu Türkiye ve Çin’i de ayağa kaldırarak başlattığı diplomatik atakla zar zor durdurabildiğini yazdı.
Kısacası 2024’e 3. Dünya Savaşı havasıyla girdik. İki tarafın da kaybedeceği çok şey olacağı için bir savaş her şeye rağmen küçük bir olasılık. Ve umarım öyle de kalır. Ama jeopolitik riskin arttığı da ortada. Gazze Savaşı’na, Çin’in Tayvan’ı er geç topraklarına katma konusundaki ısrarına daha gelmedik bile.
Jeopolitik riskin arttığı dönemlerde altına güvenli liman talebi geldiğini biliyoruz. Bunun en iyi bilinen örneği, 1970’lerin sonunda Rusya’nın Afganistan işgali, İran’da Humeyni liderliğindeki İslam devrimi ve bu arada Batı ülkelerindeki yüksek enflasyon esnasında ons altının kısa sürede 500 dolarlardan 850 dolara yükselmesidir.
Ons altın bu yıla da yükselişle girdi ve geçen hafta 2233 dolarla yeni tarihi zirvesini gördü. Bunun görünürdeki nedeni Fed’in (Amerikan Merkez Bankası) uzun zamandır sürdürdüğü sıkı para politikasını yakında bitirecek ve faiz indirimlerine başlayacak olması. Ama tek nedenin bu olmadığını, 3. Dünya Savaşı havasının da etkili olduğunu söyleyebiliriz.