Merkez Bankası Başkanı Gaye Erkan’ın Mayıs seçimlerinin öncesinde İYİ Parti’ye CV gönderdiği ve araştırma sonucunda CV’nin parti tarafından kabul görmediği öğrenildi. Buna ilişkin söylentiler Erkan’ın başkanlığa atanmasından sonra gündeme gelmiş ama o zaman üzerinde fazla durulmamıştı.
İYİ Parti Ekonomiden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Bilge Yılmaz’ın atama sonrası attığı tweet dikkat çekmişti. Yılmaz BDDK Başkanlığı’na Şahap Kavcıoğlu’nun getirilmesini eleştirirken yerine atanan Gaye Erkan’ı kastederek şunları söylemiş: “TCMB atamasının da büyük hayal kırıklığı yaratacağını şimdiden not etmek isterim. Son günlerde yaşananlardan görüyoruz ki ülkeyi kendilerinin düşürdüğü çukurdan çıkartacaklarını söyleyenler doğru kadroları belirlememiş, durum tespiti yapmamış ve istikrar programı hazırlamamış.”
Bu tweetin hatırlatılması üzerine Bilge Yılmaz’ın bunu neden söylediğini araştırırken Yılmaz’ın o dönemde çevresine “Bu kişinin CV’sini gösterip benim fikrimi sordular. Ben de araştırdım ve gördüklerimi beğenmedim” dediğini duydum. Gaye Erkan Merkez Bankasına Başkan olunca attığı tweeti böyle açıklamış.
Bilge Yılmaz’ın finans profesörü olarak ABD’de akademi ve yatırım bankalarında geniş bir çevresi olduğunu biliyoruz. Bu soruşturmayı büyük ihtimalle Gaye Erkan’ın daha önce çalıştığı kurumlardaki tanıdıklarını arayarak yaptığını tahmin ediyorum. Bazı söylentilere göre seçim öncesinde yurt dışında görev yaptığı bankanın batışından sonra yeni bir kariyer planlaması için İYİ Parti’nin yanında CHP’ye de CV gönderdiği söyleniyor, ama bunu teyit edemedim.
İş çığrından çıkmış görünüyor
Gaye Erkan’ın yaptıklarıyla ilgili haberlerin ardından yılbaşından bu yana ABD’de kalmaya devam ettiği haberi de büyük yankı uyandırdı. Bu haber üzerine aslında Gaye Erkan’ın yılbaşından da önce, Noel tatili sırasında ABD’ye gittiği ve hala orada olduğu konuşulmaya başladı. Yani bu söylenti doğruysa kendisi 18 gün değil, yaklaşık 24-25 gündür ABD’de bulunuyor.
İşin asıl tuhaf kısmı ABD’de kaldığının Merkez Bankası’nda hiç kimse tarafından, hatta üst yönetim yani hükümet düzeyinde de bilinmemesi. Normal olarak Merkez Bankası Başkanı’nın ancak ilgili bakana yapacağı görüşmeler için bilgi verip bu kadar uzun süre yurt dışında kalacağını biliyoruz. Konuyla ilgili bir yanıt alamadım ama Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in de Gaye Erkan’ın bu kadar uzun süredir ABD’de olduğundan haberdar olmadığını tahmin ediyorum.
Tüm bunların bürokrasinin işleyişine ve teamüllerine aykırı olduğu gibi uygulanan ekonomik program açısından da önemli sakıncalar yaratmaya başladığı açık. Son gelişmeler üzerine Merkez Bankası koridorlarının sayısız söylenti hatta spekülasyon ile dolu olduğunu da söylememiz gerekiyor.
Merkez Bankası çalışanlarının morallerinin çok bozuk olduğu da temaslarımızda hemen göze çarpıyor. Sadece mevcut çalışanlar değil, daha önce bu kurumda görev yapmış olanlar da “Bu kuruma bu kadarı yapılmaz” görüşünde.
Şahap Kavcıoğlu döneminde özlük hakları başta olmak üzere çalışma ortamında hiç alışılmadık kural ve etik dışı hareketlerle mağdur edildiklerini hatırlatan Merkez Bankası çalışanlarının son gelişmeler üzerine iyice moralleri bozuldu. Çoğunun “kurum olarak Merkez Bankası’nın uğradığı itibar kaybından” şikayetçi olduğunu görüyoruz.
Program zaten kırılgan halde
Bu arada ekonominin genel gidişatına baktıklarında uygulanan yeni ekonomik programın zaten yolunda gitmediğini hatırlatan iktisatçılar ve bürokratlar böyle bir dönemde Merkez Bankası Başkanı’nın yaptıklarının sorgulanmasının kuruma zarar verdiği gibi ekonominin gidişatına da artık büyük darbe vurmaya başladığını belirtiyor.
Bu dönemde Merkez Bankası’nın sadece enflasyonla mücadeleye yoğunlaşması, sadece bununla anılması ve kararlı tutum takınması gerektiğini hatırlatan iktisatçılar “Şimdi Başkan’ın maceraları konuşuluyor ve teknik tartışma yapılmıyor. Bu zaten sağlanamayan güvenin iyice zora girmesine neden oluyor” diyorlar.
Bakan Şimşek’in sürekli olarak “seçim ekonomisi uygulanmayacak” diye o yöndeki haberleri yalanladığın hatırlatan bir iktisatçı “Sizin seçim ekonomisi uygulanmayacak demenizin bu ortamda hiç faydası olmayacaktır” dedi.
Özetle liyakatin CV’ye bakarak tespit edilemeyeceğini, kurumlar yıpratıldığı için nitelikli kadro sayısının çok azaldığını, var olan nitelikli kadroların siyasi nedenlerle devre dışı bırakıldığını, dışarıdan CV’si iyi bir insan gelse bile önce kurumu tanıması gerektiğini umarım ülkeyi yönetenler anlamıştır.