Artık ekonomi yönetiminde tepeden gelen günü kurtarmaya dönük bakışın hakim olduğunu görüyoruz. Devlet Planlama Teşkilatı’nda (DPT) uzun süre büyük plancılarla çalışmış bir uzman olarak, Yılmaz’ın yaptığı konuşmanın yadırgatıcı olduğunu söylemek gerek. Yılmaz da çok iyi biliyor ki; yapılan planların hepsi tam anlamıyla gerçekleşmez ama oluşturulurken asgari bir teknisyen etiği gözetilir, birbiriyle açıkça çeliştiği bilinen rakamlar o plana konmaz. Çünkü o planın itibarı, aynı zamanda o planı yapan teknisyenlerin de itibarıdır.
Daha önce burada yazmıştım. Yılmaz geçen yıl görüştüğü bir Asyalı ülke elçisini “Devlet Planlama Teşkilatı veya benzeri bir kurumu mutlaka kurmaları gerektiğini, dünyadaki dönüşüme ülkenin uyumu için planlama gerektiğini, bu konuda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ikna etmeye çalışacağını” söylemişti. Bu büyükelçi özel sohbetlerinde Yılmaz’a hak verdiğini, takdir ettiğini anlattı.
AK Parti’nin kuruluşunda yeralan DPT bürokratlarının hemen hepsi zaman içinde AK Parti’den tasfiye edildi. Bazı önemli isimler de başka partilerde siyaset yaptılar. Naci Ağbal’dan sonra ekonomideki kötü gidişi durduramayacağını anlayıp ayrılan Lütfü Elvan’ın ardından, o dönemden son kalan DPT’ci Cevdet Yılmaz. “Eski DPT’cilerin arasında en yumuşak tavırda olanıydı” diye tanımlanabilir. Sonunda Cumhurbaşkanı Yardımcılığı’na kadar yükseldi ve bugün bir plancı olarak bu sözleri eder noktaya geldiğini gördük.
Rakamların çeliştiğini söylüyor
OVP Cumhurbaşkanlığı’na bağlanan Bütçe ve Strateji Başkanlığı’nda Yılmaz’ın yönetiminde oluşturuldu. Büyük ihtimalle orada eski DPT’ci uzmanlar kendisine, örneğin büyüme ve işsizlik ile enflasyon hedefleri arasındaki büyük çelişkiyi açıkça görmüş, bu hedeflerin bir arada olmasının planın itibarına zarar vereceğini hatırlatmışlardır. Ama görünen o ki, Yılmaz kendisine bağlı uzmanları “Ne yapalım böyle yayınlamak zorundayız” diyerek geçiştirmiş. Bu planla güven sağlanamayacağını zaten kendisi de görmüştür.
Yılmaz’ın söylediklerinden ne kadar zor durumda kaldığını da anlıyoruz. Dün Bilecik Ticaret ve Sanayi Odasında düzenlenen Bilecik İş Dünyası Buluşması’nda yaptığı konuşmada Yılmaz bir yıl önceki OVP’yi güncelleyip ana çerçeveyi koruduklarını söylemiş.
Planlamanın önemli olduğunu belirten Yılmaz “Bazen bir yanlış algı var. Plan yaptığınızda böyle nokta atışı her şey gerçekleşmeli gibi bir beklenti oluşuyor. Dünyanın hiçbir yerinde yüzde 100 nokta atışı gerçekleştirme nadir olur. Önemli olan planın size yol göstermesidir. Nereye gideceğinizi, doğrultuyu ortaya koymasıdır” diye konuşmuş.
Evet, planlar özellikle de üç yıllık hazırlanan OVP kamunun yanında iş dünyasının, çalışanın, toplum bütün kesimlerinin, halkın önlerini görebilmeleri için hazırlanır. Ancak bu kadar çelişkili hedeflerle insanlara yol gösterilemez, aksine kafalarının iyice karışmasına neden olursunuz. Yani plan yapma amacınız, siz bu anlayışla yaparsanız, beklentileri düzeltmez, aksine zarar verir.
Yılmaz, siyasi bir söylemle, bu sözlerin ardından özel sektöre birlikte hareket etmek gerektiğini söylemiş yani destek almak için bunları söylemiş. Ancak artık yurdun her yerindeki iş insanları da, işlerin böyle yürümeyeceğini, bu kadar çelişkili bir planın yol gösterici olamayacağını biliyor. Zaten bir kısmı kendisine de bu durumu iletmiş olacak ki; “Ya idare edin” dercesine plan savunması yapmış. Ama bu arada özel sektörden gelen talepleri programa aktardıklarını, bunu ana çerçeveyi bozmadan yapmaya devam edeceklerini de söyleyerek, zaten alınan kararlarda sulandırmaya devam edeceklerini de itiraf etmiş.
‘Kısa vadede uyumlu görünmüyor olabilir’
Belirsizlikleri azaltmanın, kaldırmanın çok önemli olduğunu, bunun için de enflasyonu aşağı çekmek gerektiğini belirten Yılmaz “Kısa vadede bu büyümeyle, istihdamla bazen çok da uyumlu görünmüyor olabilir. Kısa dönemli bu ilişkiyi kurgulamak çok kolay olmayabilir, bunu kabul ediyorum ama orta vade, uzun vade içinde bakarsanız aslında enflasyonla mücadele ve büyüme birbiriyle tamamen örtüşür” demiş.
Bunu dinleyen bir iş insanı olduğunuzu düşünün; “Cumhurbaşkanı Yardımcısı siz bakmayın kısa vadeli büyüme hedeflerine, biz öncelikle enflasyonu indirmeye çalışacağız” diye algılamaz mısınız? Bunun ardından da “Siz öyle söylüyorsunuz ama o büyüme rakamını o plana koyduran kişi sonunda hep kendi dediklerini size yaptırıyor ama” demez misiniz? Ya da “Yahu adam kendi yaptığı planı bile tam savunamıyor, bu hedeflere nasıl güveneceğiz, nasıl yol gösterici olacak” diye düşünmez misiniz?
Plandaki tüm hedefler gerçekleşmeyebilir ama bunun ötesine geçilmiş. Artık bilinçli olarak “tutmayacak hedeflerle de olsa bir plan yapalım” noktasına gelinmiş. Teknisyenlerin bu noktaya gelmesi İdare açısından vahim bir durum.