Turunçgil, ülkemizin önemli ihracat kalemlerinden biri. Bu makalede turunçgil üretimi, ihracatı ve üreticilerin karşılaştığı zorlukları anlatacağım. Ayrıca bir Rus Telegram kanalında gördüğüm bir habere dayanarak, turunçgil üretimini tehdit eden bir hastalığa dikkat çekeceğim.
Haberde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde turunçgil bahçelerinde “turunçgil yeşillenme” hastalığı tespit edildiği ve Rus Tarım Bakanlığı’nın ithalatı sıkı bir şekilde denetlediği belirtiliyordu. Turunçgil yeşillenme, bitkilerin yapraklarını, dallarını ve köklerini kurutarak öldüren ve henüz tedavisi olmayan bir hastalık. Eğer Türkiye’ye de bulaşırsa narenciye üretiminin yüzde 40 oranında azalacağı ve sektörün zarar edeceği tahmin ediliyor. Aynı haberde, Rusya’nın bu tehlikeye karşı alternatif turunçgil tedarikçileri arayışında olduğu da ifade ediliyor.
Bu haber Türkiye için neden önemli? Çünkü Türkiye 2022 yılında 1 milyon 925 bin ton turunçgil ihracatının yüzde 37,8’ini Rusya’ya gerçekleştirdi. Rusya Türkiye’nin en büyük turunçgil alıcısı. Türkiye’nin diğer önemli turunçgil pazarları ise Irak, Ukrayna, Romanya, Polonya, Suriye, Sırbistan, Bulgaristan, BAE ve Gürcistan. Bu 10 ülke toplam turunçgil ihracatının yüzde 85,8’ini oluşturuyor. 2023 Ocak-Kasım döneminde de Türkiye 1 milyon 486 bin ton olan toplam turunçgil ihracatının yüzde 36,9’unu Rusya’ya yaptı.
Bu veriler, Türkiye’nin turunçgil sektörünün Rusya’ya ne kadar bağımlı olduğunu gösteriyor. Rusya başta olmak üzere 80 ülkeye ürün ihraç ettiğimiz bu önemli ürün için “turunçgil yeşillenme” hastalığına karşı sıkı bir denetim ve kontrol yapmamız gerekli. Şu anda dünyanın nadir hastalık bulaşmamış bölgelerinden biri olarak, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın bir çalışması olduğunu duymadım ve kamuoyunun da ilgisi yok gibi görünüyor. Oysa bu, dünyada birçok ülkede görülen ve çok hızlı yayılan bir hastalık. Bakanlık hastalıkla mücadele için “Turunçgil Yeşillenme” adlı bir kitapçık hazırlamış. Bu kitapçık turunçgil üreticilerine dağıtılmalı ve bilinçlendirme çalışmaları yapılmalı. Aksi halde tedavisi olmayan ve milyarlarca lira zarara yol açan bu hastalık turunçgil sektörünü bitirebilir.
Asya, Kuzey ve Güney Amerika, Arabistan yarımadası, Mısır ve İran’da bugüne kadar 100 milyon ağaç hastalıktan etkilenerek imha edildi. Sadece Amerika’nın Florida eyaletinde bu hastalıktan dolayı turunçgil üretiminde 2007-2011 yılları arası 4 milyar 541 milyon dolar zarar meydana geldi. Bugün nasıl fındıkta zarara yol açan “fındık yeşil kokarcası” zararlısına karşı mücadele vermek zorunda kalıyorsak aynısını turunçgil bahçelerinde yaşamayalım.
Üretenin cezalandırıldığı bir dönem yaşıyoruz
Turunçgil üreticilerinin başka sorunları da vardır. Örneğin, limon, mandalina, portakal ve greyfurt, üretici fiyatlarının düşmesi nedeniyle zararına satılıyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun Aralık 2023 Tarım Ürünleri Üretici Fiyat Endeksi (Tarım-ÜFE) verilerine göre, üretici fiyatları bir önceki yılın aynı ayına göre limonda 4, mandalinada 3, portakal ve greyfurtta 2 ay üst üste düştü. Bu durum, üreticileri isyan ettirdi ve bazıları bahçelerini sökerek tepki gösterdi. Ayrıca 2023 yılında 7 milyon 877 bin 982 tonla Cumhuriyet döneminin üretim rekor kırıldığı bir yılda üretenin cezalandırıldığı bir dönem yaşıyoruz. Para etmediği gibi turunçgiller toplanamadığı için çürüyor ve gönüllüler bu ürünleri toplamak için seferber oluyor.
Turunçgil, Türkiye’nin ekonomik ve sosyal açıdan önemli bir sektörüdür. Bu sektörün korunması ve geliştirilmesi için hem devlet hem de özel sektör el ele vermeli. Yeşillenme hastalığı gibi ciddi bir tehdit karşısında gerekli önlemlerin alınması ve alternatif pazarların araştırılması gerekiyor. Ayrıca üreticilerin gelirlerinin artırılması ve ürünlerin değerlendirilmesi için de çözümler üretilmeli. Ülkemiz ekonomisi için çok önemli olan sektöre sahip çıkılmalı.