İsviçre’nin önde gelen finansal kuruluşlarından Credit Suisse ve UBS tarafından global çerçevede, bölgesel düzeyde ve ülkeler bazında refah düzeyine ilişkin çalışmalar yapılıyor ve bu çalışmaların sonuçları da rapor ve veri seti olarak açıklanıyor. Euronews internet haber sitesi tarafından bu veri setlerinden birine ait bilgilerden yola çıkılarak Avrupa kıtasına ait servet dağılımı adaletsizliği Türkiye’yi de içerecek şekilde ülkeler bazında değerlendirilmiş.
Buna göre Türkiye’de en zengin yüzde 1’lik kesim ülkedeki servetin yüzde 40’ını alıyor. Türkiye bu kritere göre Avrupa’da servet dağılımı adaletsizliğinde ilk sırada. En zengin yüzde 5 ve en zengin yüzde 10’un servetten aldığı paya bakıldığında Türkiye ikinci sırada. Gelir dağılımı adaletsizliğini gösteren temel gösterge olan Gini katsayısında da Türkiye üçüncü sırada. Gini katsayısı istatiksel bir hesaplama türü olup ülkenin milli gelirinin o ülkedeki vatandaşlarının arasındaki dağılımını ölçüyor. 0 (sıfır) mutlak eşitliği gösterirken bu sayı büyüdükçe eşitsizlik artıyor.
Bu kriterde Türkiye 34 Avrupa ülkesi içinde en kötü üçüncü ülke. Türkiye’nin katsayısı 80,2 olarak bulunmuş. Servet dağılımı adaletsizliğinin en düşük olduğu ülke ise 50,8 puanla Slovakya.
Rapora göre en zenginlerin servetten aldıkları paya bakıldığında en büyük dengesizlik Türkiye’de. Belirttiğimiz gibi Türkiye’de en zengin yüzde 1’lik kesim servetin yaklaşık yüzde 40’ına sahip. En zengin yüzde 1’lik kesimin servetinin en düşük olduğu ülke ise yüzde 13,5 ile Belçika. Diğer bazı ülkelerde bu paya yaklaşık olarak bakacak olursak, Almanya’da yüzde 30, Yunanistan’da yüzde 25, Fransa’da ve İngiltere’de yüzde 21 düzeyinde.
Türkiye en zengin yüzde 5 ve yüzde 10’luk kesimlerin servetten aldığı paya bakıldığında ise İsveç’in ardından ikinci sırada. Bu alanlarda eşitsizliğin en düşük olduğu ülke yine Belçika. Türkiye’de en zengin yüzde 5’lik kesim servetin yüzde 59,2’sine, en zengin yüzde 10’luk kesim ise yüzde 69,8’ine sahip.
Yetişkin nüfusun sahip olduğu servet dağılımına bakıldığında Türkiye’de halkın büyük bir bölümünün çok az servete sahip olduğu ortaya çıkıyor. Buna göre 2022 yılında Türkiye’de halkın yüzde 71’inin serveti 10 bin dolardan az ve 10 bin dolardan az servete sahip yetişkinler sıralamasında ilk sırada Türkiye var. Bu dilimde ikinci sıradaki Sırbistan’da oran yüzde 40. Almanya’da ise oran yüzde 10 olup en düşük seviyeye sahip ülke.
Türkiye’de 10-100 bin dolar serveti bulunan yetişkinlerin oranı da yüzde 27. Yetişkinlerin yüzde 2’sinin ise 100 bin-1 milyon dolar arasında serveti var.
Bir milyon dolardan fazla serveti bulunanların oranı sadece yüzde 0, 1.1 milyon dolardan fazla servete sahip yetişkin oranında İzlanda yüzde 21 ile zirvede.
Rapora göre yetişkin başına düşen servette ise Türkiye hem ortalama hem de ortanca göstergelerinde açık ara son sırada. Türkiye’de yetişkinlerin ortalama serveti 16,7 bin euro. Hemen üstündeki Bosna-Hersek’te bu rakam yaklaşık iki katı tutarda; 31,9 bin euro. Zirvede ise 650,7 bin euro ile İsviçre var. Bu miktar Fransa’da 296,5 bin euro, Almanya’da 243,3 bin euro ve Yunanistan’da 100,4 bin euro.
Yetişkin başına düşen ortanca servet yöntemiyle değerlendirmede de aynı durum söz konusu. Ortanca, küçükten büyüğe doğru sıralandığında ortada kalan sayı. Türkiye değerlendirilen ülkeler arasında yine açık ara son sırada. Buna göre Türkiye’de yetişkin başına düşen ortanca servet sadece 5,2 bin euro. Türkiye’nin hemen üstündeki Sırbistan’da ise bu miktar Türkiye’nin tam üç katı olan 15,6 bin euro. Zirvede ise 392,4 bin euro ile İzlanda var.
Ülkede yaşayanların refah düzeyine ve gelir dağılımı adaletine ilişkin bu bilgileri değerlendirecek olursak gelir dağılımındaki adaletsizliğin ülkemizde zirve yapması beklenen bir durum. Ülkenin her alandaki yönetsel kararlarına baktığımızda son derece bozuk bir gelir dağılımının olması normal. Ekonomi, hukuk, sosyal alanlar, eğitim vb. aklınıza gelen her alanda alınan kararlar ve yanlış politikaların sonucu bu durum ortaya çıktı. Halkın önemli bir bölümü yoksulluk içinde çaresizlikle yaşarken azınlıkta kalan bir grup devlet olanaklarının da katkısıyla servetini giderek büyütüyor. 2023’ten itibaren çoğunluk halkın yoksulluğunun daha da derinleştiğini düşündüğümüzde, 2022 yılına ait bu bilgilerin önümüzdeki yıllara ait veriler açıklandığında daha da kötüleştiğini görmek sürpriz olmayacak. Ülke yönetimince önemseniyor gibi görünmeyen bu durumun aslında toplumsal barışa zarar verebileceği unutulmamalı.