Tuzla Piyade Okulu’nda bir teğmenin yakasına Atatürk fotoğrafı takmamasıyla başlayan olaylarda ihraç edilen üç teğmenin avukatları açıklama yaptı. İhraç kararı için "TSK'nın yüz yıllardır süregelen tarihsel duruşuna da uygun düşmedi" dendi.

Tuzla Piyade Okulu’nda bir teğmenin yakasına Atatürk fotoğrafı takmamasıyla başlayan olaylar sonucu Kara Kuvvetleri Komutanlığı Disiplin Kurulu yedi teğmen hakkında ihraç kararı vermişti. Yakasına Atatürk fotoğrafı takmayan teğmene tepki gösteren teğmenlerin avukatları karardan sonra yazılı açıklama yaptı. 11 avukatın imzasını taşıyan açıklamada “Verilen cezalar bu yönüyle de kanunun tanıdığı sınırı aşan, ölçüsüz, genç müvekkillerimizin istikballerini önemsemeyen kararlar olmuştur” dendi. Öte yandan Milli Savunma Bakanlığı kaynakları da olayla ilgili Kara Kuvvetleri Komutanlığı Disiplin Kurulu’nun kararını verdiğini, dosyanın MSB’de olduğunu açıkladı.

‘Büyük bir üzüntü ve şaşkınlıkla karşıladığımız bu karar’

Avukatlar Abdullah Yasin Üstündağ, Çağlar Altun, Demet Reçber Öztürk, Ece Üstündağ, Erhan Tokatlı, Ersin Kaya, İbrahim Yılmaz, İlter Aksoylu, Mustafa Güler, Namık Öztürk ve Serdar Öztürk’ün imzasını taşıyan açıklama şöyle:

“Kamuoyunda ‘Piyade Okulu’nda 10 Kasım olayları’ olarak yer alan iddialarla ilgili olarak disiplin soruşturması tamamlanmış ve K.K.K. Yüksek Disiplin Kurulu tarafından müvekkilimiz Atatürk’ün hatırasına yapılan hakarete karşı tepki gösteren üç teğmenin Türk Silahlı Kuvvetlerinden ayırma cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

Disiplin soruşturmasının başlangıcında tarafımızca yapılan basın açıklamasında, ‘olayı bağlamından koparmanın ve genç teğmenleri siyasi bir tartışmanın tarafıymış gibi göstermenin haksızlık olduğunu’ belirtilerek idari ve adli sürecin tamamlanmasının beklenmesi gerektiği ifade edilmiştir. İdari sürecinin sonunda verilen ceza kararının hukuka uygun olmadığı, kararın bu haliyle Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yüz yıllardır süregelen tarihsel duruşuna da uygun düşmediği müşahede edilmiştir.

Büyük bir üzüntü ve şaşkınlıkla karşıladığımız bu kararın ölçüsüz ağırlığı karşısında kararın müvekkillerimiz hakkında kamuoyunda yanılgılı değerlendirmelere sebebiyet vermemesi, müvekkillerimizin bir kutuplaşmanın öznesi olarak görülmesinin önlenmesi bakımından iddia ve kararların mahiyeti konusunda kamuoyunu bilgilendirme gereği doğmuştur.”

‘İnanç ve ibadet özgürlüğü çekişmesi bulunmamaktadır’

Teğmenler arasındaki tartışmanın inanç ve ibadet özgürlüğü temelinde olmadığı belirtilen açıklamaya şöyle devam edildi:

“Hemen belirtmek gerekir ki iddiaya konu vakıada dini inanç ve ibadet özgürlüğü temelinde bir çekişme veya kutuplaşma bulunmamaktadır. Müvekkillerimizin hiçbir surette bir kısım medyada gösterilmek istediği gibi dini değerlere yönelen veya ibadet özgürlüğünü baskılayıcı bir söz ve eylemleri olmamıştır. Müvekkillerimize atfedilen fiil, İstanbul C. Başsavcılığının fezlekesinde vasıflandırıldığı şekliyle Atatürk’ün hatırasına yapılan hakarete karşı gösterilen sözlü tepkilerden ibarettir. Ayrıca, vakıanın medyada tartışma konusu haline getirilmesinde müvekkillerimizin hiçbir dahli bulunmamaktadır.

6413 Sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu’nun 16/c maddesinde yer alan tanıma göre göre müvekkillerimize verilebilecek en yüksek ceza “kınama” cezası iken, söz ve eylemlerinin hizmete engel davranış olarak kabul edilmesi suretiyle müvekkillerimiz hakkında Türk Silahlı Kuvvetlerinden ayırma cezası verilmesi; Atatürk konusunda Türk Silahlı Kuvvetlerinde bir kutuplaşma olduğunun ve bu kutuplaşmanın hizmete engel olduğunun kabul edilmesi anlamına gelir.

Anayasa ve 4566 sayılı Harp Okulları Kanunu’na göre; Türk Milletinin siyaset üstü değeri olan ve devletin kuruluş ideallerini ve temel felsefesini yansıtan Atatürk konusunda Türk Silahlı Kuvvetlerinde bir kutuplaşma olduğunun kabul edilmesi ise müvekkillerimize ve Türk Silahlı Kuvvetlerine yapılan büyük bir haksızlıktır.

Müvekkillerimizin suç teşkil eden eylemleri olduğu varsayılmışsa bile; aynı söz veya eylemlere ilişkin zaten İstanbul C. Başsavcılığınca ayrıca hakaret suçundan bir ceza soruşturması yürütülmektedir. Dolayısıyla Yüksek Disiplin Kurulunun görevi müvekkillerimize atfedilen eylemlerin 6413 Sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu’na göre vasıflandırmak ve buna göre işlem tesis etmekten ibarettir. Verilen cezalar bu yönüyle de kanunun tanıdığı sınırı aşan, ölçüsüz, genç müvekkillerimizin istikballerini önemsemeyen kararlar olmuştur. Elbette bu haksız kararlara karşı müvekkillerimizin yasal hakları kullanılacaktır.”

MSB’den açıklama

Milli Savunma Bakanlığı kaynakları da Tuzla Piyade Okulu’ndaki olayla ilgili açıklama yaptı. Tuzla Piyade Okulu Kara Kuvvetleri Komutanlığı Yüksek Disiplin Kurulu’nun çalışmasını tamamladığı, kararın bakanlık tarafından verileceği belirtildi.

Yapılan açıklama şöyle:

“Tuzla Piyade Okulu Kara Kuvvetleri Komutanlığı Yüksek Disiplin Kurulu çalışmasını yapmış ve kararını Bakanlığımıza göndermiştir. Bakanımızın onayını müteakip karar resmileşecek daha sonra kamuoyuyla paylaşılacaktır.”

Tuzla’da ne yaşanmıştı?

10 Kasım töreninde yakasına Atatürk fotoğrafı takmayan teğmenle buna tepki gösteren teğmen arasında kavga çıkmıştı.

Teğmenler arasındaki tartışma ilerleyen günlerde de sürdü. 13 Kasım’da bazı teğmenler yakasına Atatürk fotoğrafı takmayan teğmenlerin kaldığı 405 numaralı koğuşun kapısına Atatürk posteri astı. Atatürk posterine tepki gösteren teğmenlerle poster asan teğmenler arasında arbede yaşandı. Arbededen sonra 10 Kasım’da yakasına Atatürk posteri takmayan Piyade Teğmen A.A. Tuzla Devlet Hastanesi’ne giderek darp raporu almak istedi. Hastane darp izine rastlanmadığı raporu verilce de Tuzla Polis Merkezi’ne giderek şikayetçi oldu.

Bu gelişmeler üzerine Kara Kuvvetleri Komutanlığı idari soruşturma başlattı. Disiplin Soruşturma Heyeti’nin 5 Aralık’ta hazırladığı raporla yakasına Atatürk fotoğrafı takmayanlara tepki gösteren dört teğmenin ihracı istendi. Disiplin Soruşturma Heyeti 405 numaralı koğuşta kalan üç teğmenin de ihracını talep etti.

10Haber’in ulaştığı bilgiye göre teğmenlerden sorumlu alay komutanı albayla bölük komutanı bir üsteğmen de yaşanan olaydan sonra görevden uzaklaştırıldı.

‘Hubb-i fillah’ grubu kurmuşlar

10Haber olarak “Teğmenlerin kavgasında cemaat yapılanması izi” başlıklı haberimizde yakasına Atatürk fotoğrafı takmayan teğmenlere tepki gösteren teğmenlerin bu grubu geçen yıl Kara Harp Okulu’nda görevli komutanlara bildirdiğini duyurmuştuk. Atatürk fotoğrafı takmayan teğmenlerin “Allahü teâlâ için sevmek” anlamına gelen ‘Hubb-i fillah’ adlı WhatsApp grubu kurduğu, bu grupta yapılan yazışmalarda haftasonları bir eve gittikleri, bir ağabeyden kitap aldıkları ve bir “dava”dan bahsettikleri bilgisini paylaşmıştık.

 

Nurculara çağırmışlar

Tuzla Piyade Okulu’ndaki 10 Kasım töreninde yakasına Atatürk fotoğrafı takmayan teğmenle birlikte hareket eden teğmen grubunun hafta sonlarında alt devrelerini Nurculara ait bir eve çağırdığına ilişkin görüntüleri 10Haber ortaya çıkarmıştı.

Görüntülerde yakasına Atatürk fotoğrafı takmayan teğmenle aynı koğuşta kalan bir başka teğmenin alt devrelerini Nurculara bağlı bir cemaate çağırdığı görülüyordu.

Alt devresini sohbete çağıran F.A. yakasına Atatürk fotoğrafı takmayan A.A. ile birlikte okuldan uzaklaştırılan teğmenlerden biri.

Tuzla Piyade Okulu’ndaki kavgada karar: Teğmenler TSK’dan atıldı

Teğmenler, alt devrelerini Nurcu tarikatının toplantısına çağırmış

Teğmenlerin kavgasında cemaat yapılanması izi… Hubb-i Fillah: Davamıza hayırlı olsun!

Piyade okulundaki Atatürk kavgasında teğmenlerden 30 saniyelik savunma