Yargı kararlarındaki sosyal medya etkisi son bulmuyor. Yargıdan bir hafta içerisinde gelen iki farklı “karar” kafaları karıştırdı. İlk olayda, görevdeki hakime trafik magandaları saldırdı. Saldırganlar serbest kalıp sosyal medyada görüntüler yayınlanınca tutuklama kararı çıktı. İkinci olayda ise düğün konvoyunda havaya silahla ateş açan kişi tutuklandı. Hangi olayda tutuklama olmalı, hangisinde olmamalı, yargının da kafası karışık… Peki, bu nasıl düzenlenmeli? Yargı, kamuoyu önünde “infial” uyandıran durumlarda ne yapmalı? Yargıçlar Sendikası Üyesi Hakim Nuh Hüseyin Köse, “Toplumda infial unsuru geri gelmeli” önerisini yaptı. Bunun ayrıntılarına geçmeden önce, bir hafta içerisinde yargının verdiği iki farklı kararın ayrıntılarına bakalım.
Mardin Hakimi H.Ü. 2 Şubat 2024 Cuma gecesi saat 23:05’te kızını havaalanına bıraktıktan sonra geri dönüş yoluna geçti. Bu sırada arkadan süratli bir şekilde gelen otomobil, farlarının uzunlarını açarak hakimden yol istedi. Arkasındaki otomobilin farları nedeniyle görüş alanı daralan hakim önünü göremediği için yol veremedi ancak arkadaki sürücü ise otomobilin sağ tarafına geçerek el ve kol hareketleriyle tepki gösterdi. Hakim cevap vermeden yoluna devam etti. Sürücü, hakimin otomobiline çarptı. Çarpmanın etkisiyle neye uğradığını şaşıran hakim durmak zorunda kaldı. Saldırganlar ise araçtan inerek küfürler savurmaya başladı. Saldırganlardan kurtulmak için aracı kilitleyerek yoluna devam etmek isteyen hakimin otomobiline çıkan bir saldırgan kaputu yumrukladı. Saldırıdan kurtulmak için polis koruma noktasına kadar ilerleyen hakim polislere kendisini tanıtarak saldırganların kendisini taciz edip ardından aracına saldırdığını, aracı kilitleyerek kendisine saldırılmasını engellediğini belirtti. Bu sırada öfkeden deliye dönen saldırgan polislerin yanında hakime saldırmaya çalışıp hakaret etmeye devam etti. Hakim, suç duyurusunda bulundu. Şikayet sonrası Mardin Cunhuriyet Başsavcılığı olayla ilgili soruşturma başlattı. Saldırganlar ise serbest kaldı. Olayın medyaya yansımasından ve olayın videosunun sosyal medyada yer almasından sonra Mardin Cunhuriyet Başsavcılığı’ndan açıklama yapılarak olayın tutuklama gerektirmediği ileri sürüldü. Açıklamada, “Soruşturma normal seyrinde devam etmekte olup, mevcut deliller çerçevesinde gereğine tevessül edilecektir. Herkes kanunlar önünde eşittir ve kimseye bir ayrımcılık yapılmayacaktır” denildi.
Mardin’de görevli hakim H.Ü. ile trafikte seyir halindeyken yol isteyen 3 şüpheli arasında tartışma çıktı. Otomobiline çarpan ve H.Ü.’yü kaputun üstüne çıkarak durdurmaya çalışan şüpheliler, serbest bırakıldı. O anlar, cep telefonu kamerasına yansıdı.https://t.co/viRXvRsOBx pic.twitter.com/gBsDmgqsfH
— Demirören Haber Ajansı (@dhainternet) February 5, 2024
Ancak, savcılığın bu açıklamasından sonra saldırganların serbest kalmasına yapılan itiraz sonrası bu kez tutuklama kararı çıktı. Mardin Cunhuriyet Başsavcılığı ise yayınlanan açıklamayı internet sitesinden kaldırdı.
Gelelim, ikinci olaya…
Mersin’de 7 Şubat 2024 Çarçamba günü akşam saatlerinde düğün konvoyunda yolu kapatıp tabancayla havaya ateş açan ve görüntülerin sosyal medyada paylaşılması üzerine gözaltına alınan 33 yaşındakş İ.Ç. tutuklandı. Ekipler ayrıca, ‘çakar’ diye tabir edilen ışıklı ve sesli uyarı cihazı takılı olduğu 6 aracın sürücüsüne 19 bin 88 TL ceza uyguladı.
Mersin’de ‘çakar’ diye tabir edilen ışıklı ve sesli uyarı cihazı takılı cipin de aralarında olduğu düğün konvoyunda silah kullanan şahıslardan 1’i tutuklanırken, yolu trafiğe kapatan 6 araç sürücüsüne 19 bin 88 lira ceza uyguladı. pic.twitter.com/PPwr9WyAHk
— Tarsus Haber (@tarsushaber) February 8, 2024
Yargıda kafa karışıklığı yaratan düzenlemeler
Havaya ateş açana tutuklama var ancak hakimi otomobiline çarparak durdurup sonra da saldıran magandalara tutuklama yok.
Yargının bu farklı kararları konusunda bir düzenleme yapmak mümkün mü?
Sorunun yanıtını Hakim Nuh Hüseyin Köse, 10Haber okurları için verdi.
“Twitter’da konu edildiği zaman tutuklanmayanlar tutuklanıyor ya da tutuklananlar serbest kalıyor gibi bir durum çıkıyor ortaya” diyen Hakim Köse öncelikle yargının bu noktaya nasıl geldiğini şöyle anlattı:
“Türkiye’de tutuklamanın sınırları henüz Ceza Muhakemesi Kanunu 100’üncü maddeyle ayrıntılı olarak düzenlense bile standartları ne yazık ki tam olarak oturtulamadı. Bu geçmiş yıllarda da çok fazla tartışıldı. 765 sayılı eski Ceza Kanunu döneminde Ceza Muhakemeleri Kanunu’nda tutuklamaya ilişkin bir hüküm vardı. Kural olarak tutuklama, şüphelinin kaçmasını engellemek, delilleri karartmasını engellemek ya da şikayetçiyle tanıkların yalan beyanda bulunmasına neden olmasını engellemek için koyulmuş bir tedbirdir. Yani, suçun niteliğiyle ilgisi yoktur tutuklamanın. Bu unsurların dışında daha önceden bir de ‘eğer toplumda infial uyandırıyorsa’ diye bir unsur vardı. Bu infial uyandırma unsuru, çok kötüye kullanıldı. ‘Etkili, yetkili birisinin düğmesi kopartıldığında tutuklamalar oluyor’ gibi eleştiriler geldi. Keyfiyeti ortadan kaldırmak için yeni ceza kanununda, toplumda infial uyandırma unsuruna yer vermediler. Hatta, daha da ileri gidip ‘üst sınırı 2 yılı geçmeyen suçlarda tutuklama olmaz’ hükmü getirdiler. Ama bunun da başka sakıncaları çıktı. Hacıbektaş’ta Bakan yumruklayan adam, bu madde nedeniyle tutuklanmadı. Bu kez maddede yeniden düzenlemeye gidildi. Bazı suçlar genişletildi, bazı suçların varlığı halinde ‘kaçma şüphesinin varlığı kabul edilmeli’ dendi, bunlar ‘katalog suçlar’ olarak olarak açıklandı. Ayrıca ‘silahla yaralama gibi suçlarda da tutuklama olur’ dendi. Ancak, görüyoruz ki hala bir sorun var.”
‘Çerçevelendirilmek suretiyle toplumda infial geri gelmeli’
Bu hafta içerisinde gelen iki farklı yargı kararını değerlendiren Hakim Köse “Basit yaralama gibi suçlarda kaçma şüphesi genellikle varsayılmaz. Fakat bu olaylar toplumda infial uyandırır mı, uyandırır. Şehrin ortasında biri ateş açıyorsa ya da bir insanı dakikalarca takip edip aracının üzerine çıkıp tepinip zarar veriyorsa burada infial unsuru oluşmuş denilebilir. Yine de bu tür hadiselerden sonra toplumda oluşan öfkeyi de dikkate alarak tutuklama kararları verilebilir” dedi.
Keyfiyete yol açtığı için kaldırılan “Toplumda infial” unsurunun “çerçevelendirilmek suretiyle” geri gelmesi gerektiğini savunan Hakim Köse şunları söyledi:
“Toplumda infial’ unsurunun çerçevelendirilmek suretiyle –ünlemle söylüyorum- yeniden getirilmesi ve çok daha kazuistik bir tutuklama düzenlemesinin acilen CMK’da yapılması gerekir, diye düşünüyorum. Yasal boşlukların yargıç eliyle daha doğru şekilde doldurulması, yasaların da biraz daha toplumsal hassiyetlere uygun hale getirilmesi gerekir, diye düşünüyorum.”
Hakim Köse’nin son uyarısı ise ifade açıklamaya verilen cezalara yönelik… Buna karşı çıkan Hakim Köse çifte standart yaratan uygulamanın son bulması gerektiğini savundu:
“İster bir kuruma, ister bir kişiye, ister bir devlet görevlisine, isterse felsefi inanca ya da bir dini görüşe karşı kesinlikle hakaret gibi ifade açıklamasından kaynaklanan suçlarda mutlak tutuklama yasağının getirilmesi lazım. Aksi halde siyaseten tutuklamalar devreye girecektir. Eğer dünya görüşü üzerinden tutuklamalar ya da salıvermeler gündeme gelecektir.”