Fenerbahçe Divan Kurulu toplantısı yapıldı. Toplantıya Ali Koç’un açıklamaları damga vurdu. Özellikle Galatasaray konusunda ağır suçlamalarda bulunan Koç devleti ele geçirmeye çalışan yapının en şaşalı döneminde en çok faydayı hangi kulübün sağladığını sorarak, “Ne demek istediğimi anladınız mı” dedi. Fenerbahçe Başkanı’nın konuşmaları özetle şöyle:
Atatürk Stadyumu için oylama yapılacak: Stadyumun isminin ‘Atatürk Stadı’ olması konusunda mali genel kurulda bir oylama yapacağız. Böyle bir zorunluluğumuz yok ancak doğru uygulamanın bu olduğunu düşündük.
TFF’ye randevu alarak gittik: TFF ziyaretine Ahmet Ketenci ve Özgür Özgür Özaktaç ile birlikte gittik. Aslında çok önceden alınmış bir randevuydu. Üst üste ertelendi. Çalınan puanların yanında çalınmaya çalışılan puanlar bizi ziyadesiyle endişelendirdi.
Lale Orta niye Fenerbahçe maçındaki hataları göstermedi?: MHK Başkanı Lale Orta beINSports’ta “Kuralına Göre” programı yapıyor. Bu sezon iki tane maç var hafızalardan silinmeyecek. Biri ‘ofsaytımsı’ (Sivasspor-Galatasaray), diğeri Adana Demirspor-Fenerbahçe maçı. ‘Kuralına Göre’ programında Adana Demirspor maçının olmaması, olan maçlar ve o maçlarda verilen mesajlar niye önemli? Hakemler etkileniyor.
PFDK ve Tahkim üyeleri seçilirken araştırılmamış, onurluysalar istifa ederler: Geçmişte Fenerbahçe aleyhinde paylaşımları ortaya çıkan Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu (PFDK) üyesi İlyas Çelik ile Fenerbahçe’ye boykot yapılmasına dair Galatasaray taraftarlarının paylaşımını beğendiği ortaya çıkan Tahkim Kurulu Üyesi Serdar Karahan’ı da görüşmede TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi’ye sordum. Ya biz çaycı alırken sosyal medya araştırması yapıyoruz. ‘Hakikaten siz bu araştırmayı yapmıyor musunuz?’ Yapmamışlar! Sorduğumuz zaman, böyle dediler. İnşallah yapmadığınız için çıkmıştır da, talimatla değildir! O şüphemiz de olduğu için gittik. Hatta bize şöyle söylendi: ‘Tahkim Kurulu üyesinin oğlu yanlışlıkla babasının telefonuyla oynarken beğeni yapmış’. Yedik, biz de yedik! Aslında bu kişiler derhal istifa etmeliydi. Onuru olanlar istifa eder. Federasyon onurluysa, bunlar istifa etmiyorsa, ‘Lütfen istifa edin’ der. Ama ülkemizde onurun da kıymeti yerlere düştü.
Büyükekşi’ye ‘Talimat aldınız mı?’ diye sordum: Biz gittik bütün bunları anlattık. ‘Sayın başkan bütün bunları yan yana koyduğumuzda, artık biz iyi niyetten şüphelenmeye başladık. Aldıysanız bir talimat, söyleyin biz de kendi işimize ona göre bakalım. Fenerbahçe’yi şampiyon yapmayın diye bir talimat mı aldınız? Başka kulüpler gittiğinde haklarını arıyorlar, Fenerbahçe gittiği zaman altında bityeniği aranıyor.
TFF içinde Galatasaray köstebeği var: Malum kulübün başkanına (Dursun Özbek) sesleniyorum: Biz randevu aldık gittik. Oraya medya mensubu çağırmadık, uzaktan böyle fotoğraf çektirmek için kurgular yapmadık. Siz randevu almadan, o eski bürokrat olan içerideki köstebeğinizle (TFF yönetimindeki Galatasaraylı eski bürokrat olan kişi Yusuf Günay) beraber habersiz gitmişsiniz oraya. Ne konuştuğunuzu bilmiyorum. Biz gittik diye gittiyseniz yazık size! Acz içindeymişsiniz yani. Biz kendi işlerimizi konuşmak için gittik. Değil sizin maçın hakemini, kendi maçımızın hakemini bile konuşmadık; atanacak hakemi… Bu nasıl bir fıtrattır! Anlamakta çok zorluk çekiyorum. Ama her zaman meyvesini aldıkları için… Oradaki köstebek sabahtan akşama kadar çalışıyor. Biz onları seçtiğimiz zaman Türk futbolunu yönetmesi için seçtik; bir kulübün menfaatlerini korumak için seçmedik! Sayın başkana (TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi) da buradan söylüyorum: Dikkat edin bu kişiye.
Erden Timur dosyasına gerek yok internette bulunuyor: Ben Galatasaray Sportif AŞ başkanvekili Erden Timur hakkında dosya hazırlamışım! Hiç ciddiye almadım ta ki Fatih Altaylı ağır bir yazı yazana kadar. Önce Metin Öztürk’ü (Galatasaray İkinci Başkanı) aradım. ‘Siz böyle bir şey dediniz mi?’ Ben dosya hazırlıyorum diye’ diye sordum. Böyle bir şey söylemediğini söyledi. Kulüpler Birliği’nde bu algı operasyonları hakkında feveran ediyorum. Metin Bey de “Ya niye aranızda konuşmuyorsunuz’ dedi. Dedim ‘Aramızda değil, devamlı televizyona çağırıyoruz. Televizyona çıkalım eteğimizdeki taşları dökelim. Bize bu kişi hakkında bir sürü bilgi geliyor. Tutulmayan sözler, zamanında teslim edilmeyen mülklerle ilgili. Biz buna mı tenezzül edelim’ dedim. ‘Bu seviyeye mi inelim?’ dedim. Bu iş döndü, ‘Ali Koç dosya hazırlıyora’.. Benim dosya hazırlamaya ihtiyacım yok. Zaten internette siteler var bu konuyla ilgili, mağdurların’ dedim.
Fonlanan bir örgüt ya da yapı var: Rakibimizden konu açılmışken… Bu spor ötesi de bir olay. Para ilişkisi muhakkak irdelenmeli. Görün, nasıl organize bir yapıyla mücadele ettiğimizi. Fonlanan, fayda sağlanan bu örgüt mü diyeyim, yapı mı diyeyim, ne diyeyim bilmiyorum ki! Başta TFF olmak üzere, özellikle hakemleri; yani tüm futbolu kontrolü altına almak istiyor. Hakemler tahmin ettiğimizin çok ötesinde etkileniyorlar. TFF çıkıp ‘Ne var elinde belge, çıkart dese’… Bir arkasında durabilse, bu kadar rahat hareket etmeyecekler.
Galatasaray kötülük yapma meziyeti takdire şayan bir camia: TFF Başkanı’na sordum. ‘Ne yapı var sayın başkan? ‘Klik var, yapı var diyorsunuz, yapılanma var’… Ne var, çıkın anlatın. ‘Elimizde belge var’ diyorsunuz. E geçmişte de gördük bu filmi. Federasyon Başkanı olsam ‘Açıkla; ne varsa açıkla’ derim. Ama er meydanına gelmiyor. Şimdi ne yazık ki rakibimizi alkışlayacağım! Tebrik ediyorum, çünkü kötülük yapma meziyeti takdire şayan bir camia. Tehdit ediyorlar: ‘Ligi bitirtmeyiz’ dediği zaman, şunu demem lazımdı herhalde: Ligi bitirmemek, gayrimenkul projelerini bitirmemeye benzemez’ demek gerekiyordu herhlade. Onu o zaman akıl edememişiz, zaten bilmiyorduk.
Beşiktaş’ın açıklamasına kutlama: Beşiktaş, Galatasaray derbisine hakem olarak Ali Şansalan’ı istediğine dair iddilarla ilgili bir açıklama yaptı: ‘Türk futboluna pusu getirenlere geçit yok’… Lüften okuyun. Mevcut durumu o kadar güzel özetliyor ki… Kim kaleme almışsa da tebrik ediyorum.”
Bu hangi yapıyı hatırlatıyor: Biraz evvel tarif ettiğim hareket şekli, metodoloji, yapı, duruş, fıtrat neyi hatırlatıyor size? Hangi yapıyı hatırlatıyor size, hangi örgütü hatırlatıyor size? Bu devleti ele geçirmeye çalışan, bu ülkeyi ele geçirmeye çalışan bu terör örgütünün en kuvvetli, en gaddar olduğu dönemde futbolda en çok faydayı kim sağladı? Siz değil miydiniz? Siz faydalanırken biz ise devletin bütün gücünü arkasına almış en şaşalı döneminde bu yapıyla savaşıyorduk. Şampiyonluk posterlerini revize etmeyi Allah hiçbir kulübe nasip etmesin.
Seçimden sonra Florya’yı anlatacağız: Galatasaray’a yine bir konuda şapka çıkartıyorum. Siz her dönemin güçleriyle kol kola olmayı çok iyi bilen bir yapısınız. Bu dönemde de bunu nasıl başardığınızı Florya projesini anlatmaya başladığımız zaman, tüm Türkiye görecek. Not edin bunu. Şu seçimler bitsin, o Florya projesinde neler döndüğünü bir anlatalım size bakalım adil rekabet mi var, ne var göreceksiniz.
Başkan adayı bulursanız er meydanına geliyorum: Bazı üyeler kapı kapı dolaşıp, başkan arıyor. Bulun, genel kurula gidelim. Başkan adayı bulursanız, er meydanına ben geliyorum. Sabrım taşmaya başladı, bulana kadar da altımızı oymayın.
Uğur Dündar: Derin yapı kumpas kurdu
Fenerbahçe Divan Kurulu Başkanı Uğur Dündar, yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Türk futbolunun kılcal damarlarına kadar nüfus etmiş derin yapı, Adana Demirspor karşılaşmasından bu yana gözle görülen fahiş, inkar edilemeyecek veya spekülasyon olarak nitelendirilemeyecek bir kumpas içine girdi. Bunun son örneğini İstanbulspor maçında bir kere daha gördük. Tamam 2-0 galibiyetten geriye düşmenin özeleştirisi yapılabilir ama hakemin nizami golümüzü saymaması, durduk yerde rakibe penaltı üretmesi ve kendi penaltımızı görmemesi bu derin yapının Fenerbahçe’ye karşı nasıl dirençli bir yapıda olduğunu gösteriyor.”
“Buyurun Lale Hanım, madem şeffaflık mektupları açıklayın”
Fenerbahçe Kulübü Genel Sekreteri Burak Kızılhan da MHK Başkanı Lale Orta’ya yazdıkları ve Orta’nın verdiği yanıtı açıkladı. Kızılhan, “MHK Başkanı Sayın Lale Orta’ya 4 tane resmi yazı yazdık. Keşke Lale hanım da bu gelen mektupları kamuoyuyla paylaşabilse. Şeffaflık ana hedefiniz değil mi? Buyurun açıklayın. Süper Lig’de bu sezon 2 maç oldu herkesin konuştuğu. Birisi Sivas-Galatasaray maçı ofsaytımsı rezilliği. Diğeri ise Adana Demirspor maçı, Fenerbahçe’den 2 puanın alındığı. Sayın Orta, programında Fenerbahçe’nin hakkının hakem eliyle çalındığı maça değinmedi. Atamaları kendisinden önceki MHK tarafından yapıldığı için tüm Türkiye’nin konuştuğu maçı ekrana getirmediklerini söyledi. Kimse aklımızla alay etmesin. Buradan TFF ve MHK’ye sesleniyorum. Kendilerinden beklentimiz açık ve net. Sezonun belli bölümünde ligin dinamiğiyle oynadılar. Kalan son haftalarda bari adil ve adaletli olsunlar” dedi.
“TFF’den adalet beklemek Bülent Ersoy’dan çocuk beklemek gibi”
Fenerbahçe Divanı’ndaki en ilginç konuşmalardan birini üye Aziz Aybek yaptı. Aybek, TFF’nin tarafsız olmadığını savunarak, “Buradan adalet beklemek Bülent Ersoy’dan adalet beklemek gibi” dedi. Cinsel kimliğini ameliyat geçirerek değiştiren ve kadın olmayı seçen Bülent Ersoy, Türkiye’nin en güçlü seslerinden biri.
Galatasaray’dan yanıt: Bu utanç dolu seviyeye inmeyeceğiz
Galatasaray’dan Fenerbahçe Başkanı Ali Koç’un yaptığı açıklamalara sert bir yanıt geldi. Sarı kırmızılıların sosyal medya hesabından yapılan “Biz sizin adınıza utanıyoruz” başlıklı paylaşımda şöyle denildi: “Hemen her gün art arda yaptığınız tutarsız açıklamaların büyük bir bölümüne, toplumsal gerginliği artırmamak adına, karşılık vermiyoruz. Kullandığınız kutuplaştırıcı dilden, iftira dolu söylemlerinizden, yarattığınız hikayelerle yaptığınız manipülasyonlardan ve toplumu ayrıştırmaktan artık vazgeçin. 116 yıllık güzide rakibimiz, başındaki yöneticiler yüzünden, kuruluşundan bu yana düşmediği bir seviyeye indi. Başarısızlıklarınız, şahsi hesaplarınız ve çıkarlarınız için kullandığınız nefret diliyle Türk sporunu ve insanlarımızı daha fazla germeyin. Biz, tarihte hiç görülmemiş bu utanç dolu seviyeye inmeyeceğiz. Sahada kalmaya ve orada kazanmaya devam edeceğiz.”
Bir yanıt da Yusuf Günay’dan: Kibir zihinsel körlük getirir
TFF Başkanvekili Yusuf Günay, Ali Koç’un ‘köstebek’ sözlerine sosyal medyasından yanıt verdi. Günay, “Ülkesi ve milletine hizmet etmeyi görev bilen biri olarak, Sayın Koç’un söz ettiği, ‘eski bir bürokrat! unvanını taşımaktan onur ve gurur duyuyorum. Büyük camilarda yöneticilik yapmak büyük sorumluluk gerektirir. Hakkaniyet ve adalet ister. Ama en çok da saygı ister. Kişi ve makamlara, temsil ettikleri camialara saygıyla yaklaştığım gibi, aynı saygıyı beklemek de en doğal hakkımdır. Kibir, zihinsel körlük getirir. Başkanlarına saldırganlık yaparak; iftira ve hakaret ederek başarılı olunamayacağı artık görülmelidir. Sayın Koç, bulunduğu makamın önem ve mahiyetini idrak ederse, yakışıksız üslup ve söylemlere ihtiyacı kalmayacaktır.”