Fenerbahçe “Bu sezon Nisan’da Avrupa gören tek Türk takımı” sıfatıyla dün sahadaydı. Sarı-Lacivertliler Konferans Ligi çeyrek final eşleşmesi ilk maçında Yunan rakibi Olympiakos karşısında Atina’da şans ararken amaç en azından tur ihtimalini Kadıköy’e taşımaktı. Kaptan Dzeko ve arkadaşları bir ara 3-0 geriye düştükleri mücadelede sonradan açıldı ve buldukları iki golle hedeflerine ulaştı.
İspanyol teknik direktör Mendilibar’ın çalıştırdığı rakip Kırmızı-Beyazlılar, Kanarya’yı Pire’deki Karaiskakis Stadı’nda ağırlarken mücadeleye etkin başlayan taraf konuk ekip göründü. Lakin ‘Komşu’ temsilcisi henüz 8. dakikada golü buldu. Keza 32’de de farkı ikiye çıkardılar. Görünen oydu ki İsmail Kartal sahaya yanlış bir 11 sürmüş ya da sürdüğü isimler teknik direktörlerinin beklentisinin uzağında bir performans ortaya koymuştu. Öte yandan yenen gollerde Çağlar Söyüncü’nün hatalarının öne çıktığını söylemek mümkündü.
Yunan ekibi ikinci devrenin ilk bölümünde farkı üçü çıkarsa da bençten gelen Ferdi, Fred ve İsmail ortaya koyduğu inanç, direnç ve klas farkı birden bire hezimet şeklinde seyreden mücadeleyi nispeten rayına oturttu ve Sarı-Lacivertlilerin biri penaltıdan bulduğu iki golle o çok bildik klişe devreye girdi: “Tur eve kaldı”…
Dortmund defansını aratmadılar!
Dünkü görüntüsü itibariyle Olympiakos vasat bir takım. Yunan Ligi’nin yakından takip edenlerin görüşü de en kötü sezonlarından birini yaşadığı yönünde. Kadrolarında yer alan oyunculardan bazılarının (Chiquinho ve El Kaabi) yolu geçmişte Süper Lig’den geçmiş durumda ve doğrusu vasat isimler. Fenerbahçe ise geçmiş kariyerleri itibariyle Avrupa’nın tanınmış yüzlerinden oluşan isimlerin bulunduğu klas bir kadroya sahip (öyle ki maç sonu Yunan ekibinin oyuncuları, Sarı-Lacivertli yıldızlarından forma istemeye koştu). Lakin dün özellikle orta saha bloğunda Zajc ve Krunic çok etkisizdi; defansta da anlık pozisyon hataları (aslında bu durum bir gün önce oynanan Atletico Madrid-Dortmund maçında Alman ekibinin savunmadaki, özellikle de Schlotterbeck’vari hata ve zaaflarını andırıyordu) birden bire farkın açılmasına neden oldu. İsmail Kartal’ın bu sezon takımının başında çok sayıda maçta sahaya çıktığı düşünülürse sahaya süreceği 11 konusunda daha sağlam tercihlerde bulunmasını beklemek elbette camianın hakkı, en büyük beklentisi. Lakin deneyimli teknik direktörün bazen tecrübesinin aksine kimi acemice hamleler yaptığını ve doğru isimlerden oluşan bir kadroyla başlamak konusunda zaaflar yaşadığını görmek mümkün.
Takım dinlendi, hakem de yabancıydı!
Bir de bu sezonun skandalları arasında yer alan ‘Süper Kupa maçı’ öncesi Sarı-Lacivertli cephenin mücadeleye ilişkin erteleme isteğinde iki temel argüman vardı; biri Olympiakos maçı dolayısıyla yorgun düşme ihtimalleri, diğeri de yabancı hakem… Bilindiği gibi Fenerbahçe Galatasaray karşısında sahaya as isimlerini sürmedi, dolayısıyla dinlenme sağlandı. Öte yandan dünkü mücadeleyi yabancı bir hakem yönetti. Eğer maç es kaza 3-0 gibi farklı bir skorla bitse özellikle İsmail Kartal “Ertelemeyse erteleme, yabancı hakemse yabancı hakem’ denilerek çok daha fazla eleştirilecekti, dün daha sonradan sahaya sürdüğü isimlerden istenilen verim alındı ve skor makul ölçülere taşındı da ortaya en azından ‘Yol kazası’ denilebilecek bir durum çıktı.
Sirtaki’ye izin vermedi, sıra halayda!
Normal koşullarda Fenerbahçe’nin kadro kalitesi, derinliği ve eldeki isimlerin klasıyla Olympiakos engelini Kadıköy’de rahatça geçmesi ve yarı final biletini cebine koyması gerekiyor. Dün ‘Sirtaki’ye geçit verilmedi, umarız haftaya Sarı-Lacivertliler turu atlar ve halayı çeken taraf olur!