İran ve Suudi Arabistan bu senenin başlarında Çin arabuluculuğunda normalleşme adımları atarak büyükelçiliklerini yeniden açma yoluna giderken, bu dostluk havasının henüz futbol camiasına tam olarak geçmediği El-İttihad ve Sepahan’ın olmayan maçıyla gözler önüne serildi.
Suudi Arabistan’ın El-İttihad takımı, Asya Futbol Konfederasyonu (AFC) Şampiyonlar Ligi grup karşılaşması için dün yerel saatle 19.30’da İran’ın İsfahan kentindeki Naks-i Cihan Stadyumu’nda Sepahan ekibiyle maç yapması bekleniyordu. Ancak ekip protesto ederek maça çıkmadı. Sebebi ise 2020’de ABD saldırısında öldürülen Devrim Muhafızları Komutanı Kasım Süleymani’nin büstünün stadyumun çıkış tüneline yerleştirilmesiydi.
Suudi ekip hem büstün hem de sahanın çevresindeki siyasi pankartların kaldırılmasını talep etti. Büstleri ve pankartları fark eden ekip, konuyu hakeme ve AFC gözlemcilerine bildirdi. AFC’nin kurallarına göre bir futbol maçında siyasi mesaj verilmesi açıkça yasak. Konfederasyon yetkilileri bunun üzerine Sepehan personelinden bu propagandaları kaldırmasını istedi ancak personel talebi reddetti.
NEW — #Saudi football team @ittihad were meant to play Isfahan in #Iran tonight — but organizers placed a bust of Qassem #Soleimani at the entrance, where the players would run out onto the pitch.
Ittihad have left the stadium in protest, refusing to play. pic.twitter.com/tgqUAaqDbO
— Charles Lister (@Charles_Lister) October 2, 2023
Durumu değerlendirmek için verilen yarım saatlik ertelemenin ardından Suudi takımı Suudi Arabistan’a dönmek üzere stadyumdan ayrıldı. Konfederasyon ise maçın ‘beklenmedik ve öngörülemeyen koşullar nedeniyle iptal edildiğini’ duyurdu.
7 yıl sonra gelen normalleşme
İran ve Suudi Arabistan arasındaki ilişkilerin ilk kopuşu, 2016 yılında Şi din insanı Nimr al-Nimr’in Suudi Arabistan tarafından idam edilmesiyle yaşandı. İdamı takip eden günlerde İranlı protestocular, Suudi Arabistan’ın İran büyükelçiliğine saldırı düzenledi. Kopuş bu olayla yaşansa da İran ve Suudi Arabistan arasındaki gerginliğin tek sebebi bu sayılmaz. İki ülke de Orta Doğu’daki çatışma bölgelerinde hep birbirine ters tarafı destekliyor.
Mesela Yemen’de İran Husileri, Suudi Arabistan ise askeri koalisyonu destekliyor. Ayrıca iki ülkenin Suriye, Lübnan ve Irak’ta da bir nüfuz mücadelesi var. Gerçi Suriye meselesi, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın Arap Birliği’ne yeniden dahil edilmesiyle bir bakıma çözüldü sayılır.
Kopuşun ardından bazı Körfez ülkeleri Riyad’ın arkasında durarak Tahran ile ilişkilerini azaltsa da son zamanlarda Birleşik Arap Emirlikleri ve Kuveyt, İran ile yeniden temas kurdu. Bu kapsamda İran altı yıl aradan sonra Birleşik Arap Emirlikleri büyükelçisini kabul etti, bir ay önce de Kuveyt 7 yıl sonra ilk kez Tahran’a büyükelçi gönderdiğini duyurdu.
Bunlara ek olarak İran, Suudi Arabistan ile yakın müttefik olan Bahreyn ile de ilişkilerini normalleştirmek için adım atmayı planlıyor. Gerçi İran’ın Bahreyn ile yaşadığı sorun daha kişisel. Bahreyn, Manama’da Sünnilerin yönetimindeki krallığı devirmek amacıyla Şiilerin başlattığı ayaklanmada İran’ın parmağı olduğunu savunuyordu. Ancak yeni gelişmelere göre iki ülkeden heyetlerin büyükelçilik ziyaretinde bulunacağı belirtiliyor. Bahreyn bu konu hakkında herhangi bir yorumda bulunmasa da Manama’nın Riyad ve Tahran arasındaki normalleşme adımını hoş karşıladığı daha önce medyaya yansımıştı.
Suudi ve İranlı takımlar arasındaki rövanşlı maçlar, 2016’dan bu yana tarafsız sahalarda oynansa da bu sene eylül ayında yeniden iki ülke sınırları içerisinde yeniden başladı. Portekizli futbolcu Cristiano Ronaldo’nun oynadığı El Nassr, 19 Eylül’de Tahran’da maça çıkarak, 2016’dan bu yana İran’da maç yapan ilk Suudi kulübü oldu.
Kasım Süleymani kimdir?
Devrim Muhafızları’nın dış operasyonlar kolunu komuta etmesiyle tanınan Kasım Süleymani, özellikle 2020 yılında ABD’nin dron saldırısıyla ölmesi sonucu İran’da saygı duyulan bir figür olarak kaldı.
Suudi Arabistan’ın Kasım Süleymani büstüne sert tepkisinin ardında birkaç sebep yatıyor. Öncelikle Yemen’de Husilerin silah ve eğitiminde İran’ın parmağı olduğu yönündeki iddiaları Kasım Süleymani yönetti ve kendini doğrudan Suudi Arabistan ile bir çatışmanın içinde buldu.
2016’daki krizin ertesi senesi haziran ayında Suudi Arabistan, Mısır, Bahreyn ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin, Katar ile ilişkilerini kesmesinin altında yatan sebepler arasında Kasım Süleymani ile Katar Dışişleri Bakanı Abdurrahman Reşid Alsani’nin Tahran’daki görüşmesinin etkili olduğu söylenir.
Ayrıca İran’ın Bağdat Büyükelçisi İrec Mescidi’ye göre, Süleymani ölmeden hemen önce Suudi Arabistan’a iletilecek bir mesajı taşıdığını söylüyor.