Bu sezon ‘Şampiyonlar Ligi’ serüveninin ardından kıtadaki yoluna ‘Avrupa Ligi’nde devam eden Galatasaray, dün bu kulvarda son 16 turuna kalabilmek için oynayacağı iki maçlık serinin ilkinde, sahasında Sparta Prag’ı ağırladı. Çek futbolunun klasiklerinden olan rakibi karşısında kuşkusuz amaç rövanşa avantajlı gitmekti. Okan Buruk, dün sahaya çıkan 11’de orta alanı son zamanlardaki favori ikilisi Torreira ve Kerem Demirbay’a zimmetlerken savunmanın sağına Kaan Ayhan’ı, soluna da Berkan Kutlu’yu monte etmişti. Kanatlar ise Barış Alper ve Kerem Aktürkoğlu’na emanetti.
‘Prag’matik bir rakip
Bu genel görünümle başlayan maçın ilk dakikalarında konuk ekip son derece diri, genç ve dinamik bir profil çizdi. Danimarkalı Brian Priske’nin çalıştırdığı Çekya temsilcisi daha çok İskandinav karakterine sahip bir tablo sunuyordu. Sakin, mücadeleci, yerlerine hâkim, gösterişsiz ama işlevsel bir oyun anlayışı vardı Sparta’lıların… ‘Prag’matiktiler yani…
Kerem Demirbay’ın Galatasaray’ı Sparta Prag karşısında öne geçiren golü… pic.twitter.com/rU9chs2YYR
— EXXENSPOR (@exxensport) February 15, 2024
Ama bu çalışkanlıklarını gole çeviremediler, aksine oyunu sahasında kabul etmek zorunda gibi görünen ev sahibi Kerem Demirbay’ın soldan inip soluyla kazandırdığı golle ilk 20 dakikada skor üstünlüğünü ele geçirmişti bile. Gol sonrası oyuna Galatasaray’ın hâkim olacağı ve bir sonraki sayıyı arayacağı hissiyatı ön plandaydı. Lakin kontrol yine Priske’nin takımındaydı ve ev sahibinin orta sahasını çok çabuk geçip sık sık atağa kalkıyorlardı. Yine de mücadelenin ilk perdesini ev sahibi tek farkla üstün kapamayı bildi.
Muslera’nın ‘yüzü’ suyu hürmetine
Kendi adıma soyunma odasında Buruk’un gerekli uyarılarda bulunduğunu düşünüyordum ki ikinci yarı da aynı görüntüyle açıldı ve Sparta, Barış Alper’in neden olduğu serbest vuruşun sonunda çok çabuk beraberliğe ulaştı. Bu gole rağmen Mertens’in rakibe çarpıp ağları bulan vuruşu bütün stada yeni bir umut dalgasını yaydı. Derken peşi sıra Nelsson’un gördüğü kırmızıyla dengeler misafir lehine değişti, Çekyalılar ikinci kez beraberliğe ulaştı. İmdada konuk ekipte Rynes’in gördüğü kırmızı (ikinci sarıdan) yetişti. Skor da iki takımdaki oyuncu sayısı da eşitti artık. Bu dakikadan sonra Sarı-Kırmızılılar galibiyet golünü aramaya ve oyunu sürekli karşı tarafa yıkmaya çalıştı. Ve Muslera’nın yüzüyle (!) çıkardığı mutlak pozisyonun (ki Uruguaylı eldiven dün gece takımın her zamanki gibi en önemli ‘güvenlik merkezi’ydi) yine ardından Icardi sahne aldı ve haftalar sonra hem golle buluştu hem de Galatasaray’ın rövanşa galibiyetle gitmesini sağladı. Bu aynı zamanda Arjantinli forvetin bu sezondaki toplam sayısını 19’a çıkarması anlamına geliyordu.
Molde serisini hatırlatan bir maçtı
Dünkü mücadele bana daha çok Molde serisinde oynanan oyunu hatırlattı. Yıldızları olmayan, genç, mücadeleci ve oturmuş bir kurguyu sahip rakip karşısında Galatasaray uzun süre bocalasa da tecrübesi ve en önemli ismi konumundaki Icardi’yle sonuç almasını bildi. Nihayetinde zor da olsa alınan galibiyet güzel ama Şampiyonlar Ligi serüveninde Manchester ve Bayern’e karşı ortaya koyduğu oyunla dikkat çeken bir takımın Sparta Prag karşısında bu denli zorlanması beklenmezdi. Sanırım genel olarak rakip küçük görülmüş ve bunun akabinde “Biz bu maçı bir şekilde kazanırız” mantığıyla sahaya çıkılmış gibiydi. Bence dün en çok aksayan yanlardan biri haftalardır Süper Lig’de olağanüstü performansını izlediğimiz Barış Alper’in etkinliğini ve fiziki gücünü bu kez sahaya tam randımanlı olarak yansıtamamasıydı. Kerem Aktürkoğlu da çalışkan ama verimsizdi. Ben sakatlanarak oyundan çıkan Kaan Ayhan’ın performansını da geçmiş maçlardaki çizgisinin altında buldum. Icardi daha çok dağıtıcı gibi oynadı, direği nişanladığı pozisyonda “Eskiden olsa bunları atardı” dedirtti ama goldeki klas vuruşu da zihinlerimizi “Eskisi gibi” cümlesiyle buluştururken bir süredir liste başı (!) olmayan “Aşkın Olayım”ın da yeniden tribünlerden yükselmesini sağladı.
‘Kafkaesk’ bir gece mutlu bitti
Özetle Galatasaray için zaman zaman ‘Kafkaesk’ bir geceydi ama nihayetinde Sarı-Kırmızılılar sahadan galip ayrılmayı bildi. Bir üst tur bileti için Prag deplasmanından da uygun sonuçla dönülmesi gerekecek. Rakip zorlu ama Okan Buruk’un öğrencileri de istenilen skora alacak birikime, tecrübeye ve kaliteye sahip elbette.