Çok eski zamanlarda kaldı zannediliyor ama değil. Galatasaray-Beşiktaş maçlarının önemli bir hususiyeti vardır. Ligin gidişatını belirler. Taraflardan birisi kazanır ve sonrası çorap söküğü olur. Ne der hukukçular: “Müddei, iddiasını ispatla mükelleftir.” Öyleyse ispatlayalım tezimizi.
2014-15 sezonu. Üç takımın da yarışta olduğu ender sezonlardan. Ligin bitimine 5 hafta var. Galatasaray ve Beşiktaş 64 puanda, Fenerbahçe 63. Sonra Siyah-Beyazlılar art arda puan kayıplarıyla bir haftada yarıştan kopuyor. Sondan ikinci haftaya girerken Sarı-Lacivertliler 3 puan geride. Derbi tam da bu anda oynanıyor. Kazanıyor Sarı-Kırmızılılar. Fenerbahçe’nin tüm umutları sönüyor. Nitekim ertesi gün Başakşehir’e puan kaybediyorlar ve lig bitiyor.
2015-16 sezonu. Beşiktaş ve Fenerbahçe’nin şampiyonluk için çekiştiği sezon. Ligin bitimine 3 hafta kala Beşiktaş 3 puan öndeyken Galatasaray deplasmanına gidiyor. Fenerbahçe’nin beklentisi Beşiktaş’ın derbide puan kaybetmesi, ritminin bozulması, arkadan gelen takım olarak baskıyı kurmak ve kalan iki haftada şampiyonluğu almak. Maç Beşiktaş için beklenenden zor geçiyor. Mario Gomez’in golüyle Siyah-Beyazlılar beş yıl sonra ilk kez Galatasaray’ı deplasmanda mağlup ediyor. Sonraki gün Fenerbahçe yine Başakşehir’e takılınca puan farkı 5 oluyor. Beşiktaş iç sahadaki Osmanlıspor maçını kazanarak şampiyonluğu bir hafta kala ilan ediyor.
2016-17 sezonu. Beşiktaş önceki sezonun şampiyon kadrosunda revizyona gitmiş. Fenerbahçe ve Galatasaray’ın iyi gitmediği sezonda şampiyonluk yarışında Başakşehir var. Beşiktaş-Galatasaray maçı şubat ayında, görece erken bir zamanda oynanıyor. Siyah-Beyazlılar Başakşehir’in 4 puan önünde. Ama Galatasaray deplasmanında bir galibiyet ligi süpürmeye neden olur deniyor. Nitekim Talisca’nın frikik golüyle maçı alıyorlar. Sonrası çığ gibi geliyor.
2018-19’da Beşiktaş ve Galatasaray yine ligin bitimine dört hafta kala karşı karşıya. Başakşehir 62, Galatasaray 60, Beşiktaş 59 puanda. Herkes maçı kazanan takımın kalan haftalarda Başakşehir’i geçeceğinden emin. Yine şampiyonu belirleyecek maç olarak bakılıyor. Öyle de oluyor. Galatasaray bu kez Onyekuru ve Fernando’nun golleriyle önceki sezon olduğu gibi yine 2-0 kazanıyor. Sonrası da tam beklendiği gibi oluyor.
2020-21 sezonuna dönelim. Ligin sonuna 3 hafta kala karşı karşıya iki takım bu kez. Beşiktaş Sergen Yalçın’la şampiyonluğa gidiyor. Puan farkı 6. Siyah-Beyazlılar son maçta Hatayspor’a 7 tane atmış ve taraflı tarafsız herkes Beşiktaş’ı şampiyon ilan etmiş. Sergen Hoca kalan maçların çok zorlu olduğunu hatırlatsa da pek kulak asmıyor kimseler. Nitekim Seyrantepe’deki maçı Galatasaray 3-1 kazanıyor. İkili averajlar eşitleniyor ve kalan iki maçta Beşiktaş’ın puan kaybını beklemeye başlıyorlar. Sonraki hafta Beşiktaş Karagümrük’e yenilince Fenerbahçe’ye fırsat doğuyor. Sivasspor’u yenemiyorlar. Beşiktaş ve Galatasaray son haftaya puan puana başlarken belki de son yılların en heyecanlı finalinde şampiyonu averaj belirliyor.
Geçen sezona bakalım. Galatasaray ve Fenerbahçe çekişiyor. Sarı-Kırmızılılar 6 puan önde. Ligin bitmesine 7 maç kalmış. Beşiktaş deplasmanında da kazanırsa Galatasaray kesin şampiyon olur deniyor. Şenol Güneş’in ikinci döneminde Beşiktaş, Fenerbahçe deplasmanından galip çıkmış, sahasında Galatasaray’ı da yenmenin peşinde. Beşiktaş 1-0 geriye düştüğü maçı 3-1’e çeviriyor. Fenerbahçe de o haftaki maçını kazanarak puan farkını 3’e indiriyor. Bir anda şampiyonluk umutları diriliyor. Kendi hataları olmasa belki de şampiyon olacaklar. Ama olmuyor.
Bu iki takım oynadığında ligin omurgası belli oluyor. Bu hafta da öyle olacak belli ki. Yeter ki ligin genel gerginliğine teslim olmayıp tarihsel misyonlarına uygun oynasınlar. Sahada yeterince yıldız var. İsteyen Semih’e bakar, isteyen Icardi’ye. Oyun akarsa zevkine diyecek olmaz. Bu senenin temize çekilmeye ihtiyacı var. İşte bu maç o maç!