Türkiye'nin geleceğine umutla bakmamızı sağlayan gençler, ülke dışında mutluluğu ararken, ülke içindeki yetişkinlerin bir kısmı sürdürdükleri tartışmalarla olan hevesimizi de kaçırıyor.
Bu haftaya en iyi başlayanlar hiç kuşku yok ki Beşiktaş taraftarlarıydı. Görkemli Kadıköy galibiyeti, Nathan Redmond’ın derbi tarihine geçen performansı derken, Siyah-Beyazlı taraftarlar maça dair ne bulsalar okuyacak kadar keyiflilerdi. Uğur Vardan’ın maç yazısı, sadece skora değil genel futbol atmosferimize de bakıyor. Bu açıdan zamansız bir yazı.
Seçim için gün sayarken, her gün yakından hissettiğimiz karanlık ekonomik tabloyu iktidar renklendirmeye çalışıyor. Seçimi kazanmak için kesenin ağzını açan iktidarın harcamalarını Nuray Tarhan inceledi: İktidarın harcamaları yarım trilyon liraya yaklaştı. EYT’lilere 255, en düşük emekli maaşına ve bayram ikramiyesine zam 149,3, deprem bölgesi ihalelerine 56,5 milyar olmak üzere toplam 460,8 milyar harcandı. Bu tabloya KKM dahil değil.
Yatıyoruz TOGG, kalkıyoruz TOGG. Bugün yarın yollarda görmeye başlayacağımız TOGG’u oluşturan ekibin başındaki CEO Gürcan Karakaş’ın detaylı portresini Ruhi Sanyer imzasıyla okumanızı öneririm. Sanyer’den aktarayım: Karakaş’a göre otomotiv endüstrisinin önümüzdeki dönem şahit olacağı en büyük değişim otomobilin akıllı cihazlara dönüşümü. Karakaş ‘Özetle, bizim modelimize bakıldığında da işimiz otomobille değil. Bu dönüşen dünyanın otomobille alakası yok’ diyor.
Diyarbakırlı Gül Karen Aça, iki sene önce Google ve Oxford’un ortak inisiyatifi ‘Rise of the World’ tarafından dünyanın en parlak 100 öğrencisinden biri seçilmişti. Görkemli kariyer başlangıcının geldiği nokta gurur verici. Başvurduğu her üniversiteden kabul alıyor. Listeye bakın: Harvard ve Stanford başta olmak üzere Johns Hopkins, Duke, Northwestern, Berkeley, Toronto, Georgia Institute of Techonolgy, California Santa Cruz üniversiteleri Karen’e tam burslu eğitim vermek istiyor. Ancak genç kız, Harvard ve Stanford arasında bir karar vermeye çalışıyor.
10 Haber’in deprem bölgesindeki haberlerini Hazar Dost’un kaleminden okuyoruz. Her biri ayrı çarpıcı hikâyelerden birinde Ramazan Çakmak ve Umut Can Doğru var. 20 yaşındaki Ramazan ve 19 yaşındaki Umut’un aile üyelerinin cansız bedenleri enkazdan günler sonra çıkarıldı. Enkazdan sağ çıkıp birbirini bulan iki arkadaş, Ramazan’ın annesinin doğum gününde, bir zamanlar piknik yaptıkları aile mezarlığında buluşuyorlar.
10 Haber’in kulis yazarı Necla Gece’nin bir araya getirdiği detaylar, biz hayatta kalma savaşı verirken başka yerlerde insanların bambaşka amaçlarla vekalet savaşları verdiğini gösteriyor. Günün sonunda olan yine günlük hayatta ayakta kalmaya çalışanlara oluyor. Buyrun detaylara: OdaTV’nin sahibi ve Sözcü gazetesi yazarı Soner Yalçın ile CHP’nin seçim kampanyasını yönetmekte olan Genel Başkan Başdanışmanı Tuncay Özkan arasındaki atışmada ‘yalı çetesi’ ve ‘FETÖ’ lafları havada uçuşuyor.
Beyazperdenin büyüsüyle yetişen biri, büyüdüğünde sinema yazarı olursa ve o sinema yazarı, beyazperdede izlediği isimlerin performanslarını değerlendiren derneğin yönetimine girecek kadar işi büyütürse ne olur? SİYAD Yönetimi’nde yer alan 10 Haber Kültür Sanat şef editörü Olkan Özyurt’un kaleminden okuyoruz. 55. SİYAD Ödülleri’nde Emin Alper’in ‘Kurak Günler’ filmi sekiz ödülle geceye damga vururken, Salon İKSV’deki törenden aktaracak çok şey vardı.
John Craxton, Türkiye’de halihazırda o kadar da bilinen bir isim değil. Ama Meşher’de başlayan John Craxton: Işığın Peşinde sergisi, Türkiye’deki ilk kişisel sergisi ve tanınma durumunu değiştirecek. Sergide anıtsal bir duvar halısı, tablolar, çizimler, baskılar, kitap tasarımları ve kişisel eşyaları da dahil olmak üzere Craxton’ın geniş yelpazedeki 200’e yakın eseri yer alıyor. Yolunuzu sergiye düşürmeden önce Ilgaz Gökırmaklı’nın yazısını okursanız hazırlığınız tamam olur.
Genç yetenekler açısından verimli ve göğsümüzü kabartan bir haftayı geride bırakıyoruz. İhsan Dindar’ın kaleminden öğreniyoruz ki, genç çellist Dilay Ra Oygür ABD’de düzenlenen Golden Classical Music Awards yarışmasında birinci olmuş ve 16 yaşındaki Oygür, kendi kategorisinde elde ettiği birinciliğin şerefine New York’taki ünlü Carnegie Hall’da sahne almış. Alkışlarla okuyoruz.
Uçuşların vazgeçilmez yasağı, telefonu uçuş moduna alma kuralı, esasında uçağın güvenliğini sağlamak için değil o sırada yerde olan kişilerin iletişimi sekteye uğramasın diyeymiş. Okuyunca biz de şaşırdık buna. Telefonla konuşamadığında eli ayağı titreyenler varsa, onlara bir kötü haber daha: 5G’nin gelişi de bunu düzeltecek gibi değilmiş.