Kod adı ‘hayalet’: Uyuşturucu baronu dublör kullanarak boşanmış
Uyuşturucu baronu Ürfi Çetinkaya’nın yakalandığı lüks villadaki yaşantısının detayları ortaya çıktı. Villasından dışarıya burnunu bile çıkarmayan Çetinkaya, tekerlekli sandalyesinde tabancasıyla oturuyormuş. Villada mini bir hastane bile kurmuş.
Uyuşturucu ticareti suçundan kırmızı bültenle aranan ve 24 yıl kesinleşmiş cezası bulunan Ürfi Çetinkaya 11 Nisan’da İstanbul Sarıyer’de bir villada yakalandı.
Çetinkaya 12 Eylül 1980 darbesinin ardından silah, mermi ve gümrük kaçakçılığı suçlamasıyla tutuklandı. 18 Mayıs 1988’de polisin ‘dur’ ihtarına uymayan Çetinkaya vuruldu ve tekerlekli sandalyeye mahkum oldu. Bir yıl sonra İstanbul’da üç kilo uyuşturucu ile yakalandı, 6 ay sonra tahliye oldu.
1991’de İspanya’da ele geçirilen 46 kilo eroinin sahibi olduğu suçlamasıyla gözaltına alınıp, serbest bırakıldı. Bundan bir yıl sonra “Matador” operasyonunda tutuklanarak 3 yıl cezaevinde kaldı. Daha sonra “Son Tango” operasyonunda bir kez daha tutuklandı. Çetinkaya 2012’de sağlık sorunları gerekçesiyle tahliye edildi.
Çetinkaya’nın ismi son yıllarda İranlı uyuşturucu baronu Naci Şerifi Zindaşti ile anıldı. Çetinkaya’nın kardeşi Aydın Çetinkaya ve yeğeni Ceyhan Çetinkaya da Mayıs 2022’de gözaltına alındı.
10 yıllık kaçış hikâyesi Sarıyer’deki lüks villada polis baskınıyla sona eren uyuşturucu baronu Örfi Çetinkaya’nın, her an olası saldırılara ve polis baskınlarına karşı tekerlekli sandalyesinde ateşlemeye hazır bir tabanca ve 3 şarjör mermiyle yaşadığı ortaya çıktı.
Hürriyet’ten Musa Kesler’in haberine göre, baskın yapılan villanın çelik kapısı güçlü basınç veren lazer odaklı özel bir cihazla kırıldı. Klasik operasyonlardaki gibi koçbaşı kullanılmadı.
Tekerlekli sandalyede yaşamını sürdüren Çetinkaya, 10 yıldır peşinde olan narkotik polislerini aniden karşısında görünce önce şaşırdı, sonra da hemen ellerini havaya kaldırdı. Narkotik polisleri, daha önceki yakalanmalarında üzerinde hep silah olan Çetinkaya’ya “Sandalyede silah var mı?” sorusunu yöneltti. Çetinkaya da “Var” karşılığını verdi.Ellerini daha da yukarı kaldırması istenen Çetinkaya’nın tekerlekli sandalyesinde muhafaza ettiği silah büyük bir dikkatle alındı. Silahın ateşlemeye hazır olduğu görüldü. “Başka bir şey var mı?” sorusuna da Çetinkaya, “Yok” diye cevap verdi. Tekerlekli sandalyede ayrıca üç şarjör mermi de bulundu. Bu, Çetinkaya’nın her an bir saldırıya karşı tetikte olduğu ve yanındakilere bile güvenmediği şeklinde yorumlandı.
Ürfi Çetinkaya’nın yanından ayırmadığı silah İtalyan yapımı Beretta 92FS… Bu silah tutukluk yapmaması, ateş gücünün yüksek ve namlusu geç ısındığı için uzun süreli çatışmalara dayanıklı olmasıyla biliniyor.
Çetinkaya’nın yakalanma anında korumalarından biri kaçmaya niyetlendi. Ancak polislerce yakalanarak yere yatırıldı. Korumalar ilk beyanlarında “Biz ona ‘Amca’ diyorduk, onun Ürfi Çetinkaya olduğunu bilmiyorduk” dedi.
Fizyoterapist A.Ö. de Çetinkaya’yı gerçek kimliğiyle tanımadığını, arandığını bilmediğini söyledi. Örfi Çetinkaya daha önce sağlık gerekçesiyle tahliye edilmişti. Şimdi de avukatları, “İhtiyaçlarını tek başına gideremez, o yüzden cezaevinde kalamaz” gerekçesini göstererek ev hapsi talep edebilir.
Haberde Çetinkaya’nın baskın anında soğukkanlı ve rahat bir tavır sergilediği anlatıldı. Baskını yapan polisler ile 74 yaşındaki Örfi Çetinkaya arasında ilginç diyaloglar da yaşandı.Villada ne kadar süredir kaldığı sorulan Çetinkaya, “Ne bileyim ben yaşlandım artık. Hatırlamıyorum” diye cevap verdi.
Habere göre polisin fiziki takibi sırasında villa günlerce gözetlendi. Bu süre içinde Çetinkaya bir kere bile bahçeye ya da balkona çıkmadı, yıkanan çamaşırlar dışarı asılmadı, pencereler renkli camlarla kaplandı, internet bağlatmadı, tuşlu telefonlar kullandı.
Ayrıca villanın bir odası mini bir hastane gibi donatıldı. Odanın içerisine diş bakım ünitesi ile panoramik röntgen cihazı da konuldu.