Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz yılın ikinci yarısından umutlu
Amerikalı yatırım bankasına göre Türkiye ekonomisinde seçimlerin sonucu ne olursa olsun makro düzenlemeler gerekiyor. Banka politika faizinin yüzde 40 çıkma ihtimalini de dışlamıyor. Küresel yavaşlamanın etkisiyle bu yıl büyümenin de yüzde 2.5'e düşeceğini tahmin ediyor.
14 Mayıs’taki seçimlerin ardından Türkiye ekonomisinde yaşanabilecek olası gelişmelere ilişkin rapor yayınlayan kuruluşlar arasına Amerikalı yatırım bankası JPMorgan da katıldı. Kuruluşun yayınladığı raporda Türkiye ekonomisinde seçim sonucundan bağımsız makro düzenlemelerin gerektiğine ve politika faizinin yüzde 30’a yükselebileceğine dikkat çekildi.
JPMorgan analistlerinin ‘Türkiye: 14 Mayıs’taki seçimlerin piyasa etkileri’ başlıklı raporunda seçim sonucundan bağımsız politika değişim beklentileri öne çıktı. Açıklamada sonuçtan bağımsız olarak 2023’ün ikinci yarısında makro düzenleme gerekliliğinin kaçınılmaz olduğu belirtildi.
Seçim sonrası senaryolarında bugünkünden farklı olarak ortodoks politikalara dönülse dahi yüksek volatilite nedeniyle TL’de değer kaybı beklediklerini belirten banka analistleri, şirketlerin döviz talebi ve Merkez Bankası’nın rezervlerini artırma hedefi gibi etkilerle dolar/TL ’de 24-25 seviyelerinin görülebileceğini dile getirdi. Açıklamada “Sonrasında ortodoks makroekonomik politikalara dönülecek bir senaryoda lirada gerçek bir değer kazancı trendi görülebilir” ifadesi yer aldı.
5-10 yıllık tahvil getirilerinde adil değerin yüzde 26-33 olduğunu öngören analistler, “Enflasyon hedefli ortodoks politikalara dönüş senaryosunda faizler yüzde 25 ile zirveyi görebilir. Şu anki makroekonomik politikaların sürmesi durumunda tahvil getirilerinde seçim sonrası çok değişim beklemiyoruz, devamında ise ılımlı yükseliş olabilir” değerlendirmesini yaptı.
Merkez Bankası’nın ortodoks politikalara dönülmesi durumunda yılın 3. çeyreğinde politika faizini yüzde 8,5’ten yüzde 30’a yükseltmesini bekleyen analistler, “Faizin yüzde 40’a yükselme ihtimali de dışlanamaz. 3. çeyrekte yeterli faiz artışı olmazsa makro dengesizlikler artabilir ve daha fazla faiz artışını gerektirebilir” ifadelerine yer verdi. Küresel yavaşlamanın da etkisiyle 2023’te Türkiye’de büyümenin de düşebileceği vurgulandı. 2023’te yüzde 2,5 büyüme olacağı tahmini paylaşıldı.
Önceki günlerde Citi ekonomistleri de Türkiye’de seçim sonrasına ilişkin raporlarında düzenlemelerin gevşetilmesiyle Türk Lirası’nın değer yitireceği ve risk priminde görülen toparlanmanın etkisiyle 1 yılda Türk Lirası’nın yüzde 12 değerlenebileceğini ifade etmişti.