Kuraklık yaşam enerjimizi de emiyor: Su varsa hayat var, su yoksa kaygı çok
Amerika'da psikologlar siyasi kutuplaşmayı araştırdı, elde ettikleri sonuç kutuplaşmanın aşırı uçlara doğru kaymasının neredeyse kesin olduğu.
ABD’de yayın yapan popüler bilim dergisi Scientific American’da yayımlanan Amit Goldenberg imzalı makaleye göre insanlar, kendi fikirlerinin uç versiyonlarını dile getiren insanlardan etkileniyorlar.
‘Aynıların aynı yerde olması’ şeklinde yorumlayabileceğimiz davranış türünün bir sonucu olarak, kendi fikirlerine yakın bulduğu kişilerle bir arada bulunma eğilimine ‘Homofili’ deniyor. Makale buradan yola çıkarak siyasi homofili ve aşırılık sevgisini irdeliyor.
ABD’deki araştırmalara göre 1960’larda Demokratların yüzde 4’ü, Cumhuriyetçilerin de yüzde 5’i, çocuklarının diğer partiden biriyle evlenmesi halinde üzüleceklerini söylemişler. Aynı konudaki anket 2010’da tekrarlandığında oranlar Demokratlar için yüzde 33, Cumhuriyetçiler için de yüzde 49’a yükseliyor. Homofili, siyasi ayrışmayı da, düşmanlık ve kutuplaşmayı da yoğunlaştıran bir faktör olarak karşımızda duruyor.
Goldenberg, makalesinde Arjantinli sosyal bilimci Federico Zimmerman ve meslektaşlarının 2632 kişi üzerinde yaptığı araştırmaya değiniyor. Araştırmada, katılımcılara bir yabancıyla siyasi bir tartışma yapmaları ve ardından o kişiden ne kadar hoşlandıklarını derecelendirmeleri isteniyor. Katılımcılar, daha belirsiz, kararsız tutumlar sergileyenlerin aksine kendinden emin ve ideolojik olarak daha tutarlı siyasi görüşler ifade eden sohbet ortaklarını güçlü bir şekilde tercih ediyorlar.
Goldenberg’in yürütücülerinden olduğu araştırmada da 1200’den fazla kişiden çeşitli siyasi durumlara tepkilerini derecelendirmeleri isteniyor. Sonra da bu kişilere, bu sorulara yanıt veren başka 6 kişinin cevapları gösteriliyor. Çeşitli siyasi görüşten olan bu kişilerin cevaplarına bakan katılımcılara, bir sonraki turda bu 6 kişiden hangisinin cevaplarını görmek istedikleri soruluyor. Elde edilen sonuç, kişilerin kendilerinkine benzer kişilerin duygusal tepkilerini okumayı tercih ettikleri ve aşırı uçlara ilgi duyduklarını gösteriyor. Liberal ya da muhafazakar farketmiyor, katılımcılar kendilerinden daha aşırı olanları seçme eğilimi sergiliyor.
Araştırmacılar, insanların kendi siyasi eğilimleri hakkındaki önyargılı izlenimlerini düzelttiklerinde, aşırı sevicilik konusunda da daha makul bir seviyeye gelebilecekleri sonucuna varıyor. Sonuç olarak diyorlar ki, sosyal çevremizde daha az uç görüşlere maruz kalırsak, fikirlerimiz de daha az uç hale gelebilir ve bu da siyasi ayrışma ve kutuplaşmayı azaltabilir.