Arda Turan: Simone’den cesareti Terim’den hücumu öğrendim
Denizbank’ın bir şube müdürünün dolandırıcılıktan tutuklandığı soruşturmada futbolcular Arda Turan ve Emre Belözoğlu’nun ardından ünlü teknik adam Fatih Terim adliyeydi. Bilgilendirme amaçlı görüşme yapıldığı açıklandı.
Her şey, 12 Nisan’da haberturk.com’da ‘5 milyon dolarlık dolandırıcılık iddiası’ başlığıyla yayınlanan bir haberle başladı. Habere göre İstanbul’da ‘özel bir banka’nın şube müdürü ‘nitelikli dolandırıcılık’ ve ‘özel belgede sahtecilik’ suçlamasıyla tutuklanmıştı. Müdür, bir işadamını ‘özel bir fon’dan yararlandırma sözüyle kandırıp 5 milyon dolar dolandırmakla suçlanıyordu.
Kamuoyunun ilk bu haberle duyduğu, içinde pek çok ünlü futbol insanın da adı geçen dolandırıcılık olayında adı anılmayan ‘özel banka’ Denizbank’tı. Yine adı verilmeyen tutuklu müdür de Denizbank’ın Levent Büyükdere şubesinin başındaki Seçil Erzan’dı. Erzan yaklaşık 10 yıl bankanın Florya şubesinin müdürlüğünü yürütmüş, geçen yıl Levent Büyükdere şubesinin başına getirilmişti.
Dolandırıcılık tek bir işadamıyla sınırlı değildi. Onlarca kişi dolandırılmıştı.
Ünlü teknik direktör Fatih Terim’in yanı sıra futbolcular Emre Belözoğlu, Arda Turan, Fernando Muslera, Selçuk İnan ve Semih Kaya da mağdurdu.
Seçil Erzan’ın tutuklandığı günden bu yana dosyaya onlarca şikayet dilekçesi girmişti. Dolandırılan toplam para 80 milyon dolardı.
Dahası soruşturmayı asayiş değil organize suçlarla mücadele şubesi yürütüyordu, bu da emniyet birimlerinin örgütlü bir yapılanma olasılığını araştırdığını gösteriyordu.
10Haber, dosyayı araştırdı ve Seçil Erzan’ın borsada 800 bin TL kaybetmesiyle bu “Ponzi Oyunu”nu başlattığı ortaya çıktı.
Denizbank, 24 Nisan akşamı sessizliğini bozdu.
Bankanın resmi sitesinden yayınlanan açıklamada, ‘iddia sahipleri’nin ‘piyasa koşullarının ötesinde fahiş faiz getirileri elde etmek amacıyla’ hareket ettiği, söz konusu ‘para alışverişleri’nin, ‘şube dışında, kayıt dışı ve nakit olarak yapıldığı, bankanın sisteminde hiçbir izi bulunmadığı, bankaya ait bir doküman ibraz edilemediği’ öne sürüldü.
Buna karşılık ‘süreçle ilgili yargı makamlarının alacağı karar doğrultusunda gereğinin yapılacağı’ kaydedildi.
Bazı mağdurların avukatlığını yapan Rezan Epözdemir, Twitter hesabından, ‘Denizbank A.Ş açıklamasına karşı kamuoyu açıklamamız’ notuyla bir paylaşımda bulundu.
Epözdemir’e göre Denizbank’ın 24 Nisan tarihli açıklaması ‘hukuki dayanaktan yoksun ve mesnetsiz’di.
Avukat, ‘müşteki mudi müvekkilleri’ adına özetle şunları savunuyordu:
“Denizbank’ın Levent Büyükdere şubesine yapılan ödemelerin tamamı banka içerisinde ve bizatihi şube müdürünün odasında yapılmıştır. Ödemelere ilişkin bankanın kaşesi ve şube müdürünün ıslak imzasıyla antetli kağıda yazılı gerekli resmi belgeler de alınmıştır.
Dahası, Erzan, bankanın kurumsal bir fonunun olduğunu, bu kurumsal fonun Denizbank’ın iki yöneticisi tarafından yönetildiğini ve fonun başında bu iki ismin bulunduğunu söylemiştir. Parayı da Denizbank’ın kurumsal fonuna yatırılmak üzere tahsil etmiştir. Bu husus, şüphelinin (Seçil Erzan’ı kastediyor) ifadesi ve müvekkillerin beyanlarıyla sabittir.
‘Bankacılık Zimmeti’ suçu sabittir. Banka, müvekkillerin zararlarının tamamından sorumludur.
Denizbank’ın maddi gerçeklerle örtüşmeyen açıklaması, yöneticilerini hukuki ve cezai sorumluluktan, bankayı da hukuki sorumluluktan kurtarmaya yöneliktir.”
Bu soruşturma çerçevesinde adı ‘mağdur’ olarak geçen ünlü futbol insanı Fatih Terim de dün Diken’den Canan Coşkun’un haberine göre; sabah saatlerinde Çağlayan Adliyesi’ne gitti.
Terim, hem Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu Başsavcı Vekili Mehmet Yılmaz’la hem soruşturmayı yürüten savcı Ebru Baran Celep’le görüştü.
Avukatı Terim’in ifade vermediğini, bilgilendirme amaçlı görüşmeler yaptığını söyledi.
Diken’in edindiği bilgiye göre Terim önümüzdeki günlerde müşteki sıfatıyla ifade vermek ve ‘delil’ sunmak üzere yeniden adliyeye gidecek.
Ponzi şeması, Ponzi sistemi veya Ponzi oyunu, yüksek kâr getiren bir üretim varmış gibi göstererek yatırımcıları sisteme katmayı amaçlayan ve ilk yatırım yapanlara ödemenin sisteme sonradan katılanların parasıyla yapıldığı bir dolandırıcılık yöntemi. Türkiye’de bu dolandırıcılık yöntemine ‘Saadet zinciri’ adı veriliyor.