Bir gün gelir, halıyı ayağınızın altından çekiverirler
Rize’de 2015 Kasım seçiminde Ak Parti’nin oyu yüzde 75’ti. 2018’e gelindiğinde Ak Parti bir miktar oy kaybetti (Yüzde 65) ama Cumhur İttifakı olarak kentte yüzde 77’yi aştılar.
Doğu Karadeniz’in bu önemli kentinde CHP hiç yok değildi. 2015’te yüzde 15 oy almışlardı, 2018’de yüzde 13’e düştüler. Burada Millet İttifakı’nın toplam oyu yüzde 21 oldu.
Rize’nin önemli özelliği, Tayyip Erdoğan’ın ata yurdu olması. Tatillerini mutlaka oradaki aile evinde de geçiriyor Erdoğan yıllardır. Rize’ye özel bir muhabbeti var, Rizelilerin de ona.
Uzun süreden beri Rize’den Ak Parti tulum çıkarıyor, yani 3 milletvekilliğinin hepsini kazanıyor. (Bir kez Mesut Yılmaz bağımsız aday olup seçildi.)
Birkaç gün önce Tayyip Erdoğan Rize’deydi ve her zaman olduğu gibi oldukça büyük bir kalabalığı toplamıştı. Erdoğan’ın keyfi yerindeydi, Rize’den moralli döndü.
Dün Rize yine hareketliydi. Bu kez gelen Ekrem İmamoğlu idi. İmamoğlu, biliyorsunuz bu seçimde, eğer Kemal Kılıçdaroğlu kazanacak olursa Cumhurbaşkanı Yardımcısı olacak. Çoğu zaman liderlerle miting yapıyor ama zaman zaman da kendi başına mitinge çıktığı oluyor İmamoğlu’nun.
Trabzonlularla Rizeliler arasında öyle derin bir aşk ilişkisinin olmadığı bilinir. İmamoğlu bir Trabzonlu ama bir ‘Karadeniz çocuğu’ olarak Rize’deydi. Ve karşısında da, geçmiş CHP mitingleriyle kıyaslanmayacak büyüklükte bir kalabalık vardı. Erdoğan’ın kalesinde hem de.
İki gün önce Erdoğan’ın mitingini de, dün İmamoğlu’nun mitingini de TV’den göz ucuyla izledim. İki miting arasındaki farklar müthişti doğrusu.
Tayyip Erdoğan’ın mitingi, bildiğiniz siyasi mitingdi işte. Erdoğan konuşuyor, kalabalık da dinliyor, zaman zaman sloganlar atılıyor.
Ekrem İmamoğlu’nun mitingi ise bir çeşit sokak partisi gibiydi, danslar ediliyor, şarkılar söyleniyor. Elbette İmamoğlu da konuştu, kalabalık da onu dinledi ama İmamoğlu’nun konuşması ‘ağır ol da molla desinler’ türünden sert bir konuşma değildi, espriler, gülüşmeler… Kısacası epey neşeli bir mitingdi.
Eğer herhangi bir Rizeli üst üste bu iki mitinge birden katıldıysa aradaki farkı mutlaka görmüştür.
İmamoğlu mitingini izleyen, siyaset konusunda benden çok daha tecrübeli bir arkadaşım, ‘İşte görüyorsun’ dedi, ‘Halk, senin altından halıyı bir çeker, kalırsın ortada.’
İmamoğlu mitingindeki çoşkudan çok etkilenmişti, Rize’de gördüğü manzarayı Türkiye çapında bir değişimin işareti olarak görüyordu.
Seçimin sonucu ne olur bilmiyorum, ama herhalde kimse Millet İttifakı’nı ve Kemal Kılıçdaroğlu’nu bu seçim için yeterince çalışmamakla suçlayamayacak.
Kalabalıkları etrafa toplama konusunda çok sayıda ismi olan Millet İttifakı, aynı gün içinde 6-7 ayrı şehirde birden miting yapabiliyor, kalabalıkları karşısına alabiliyor.
Öteki tarafta evet Devlet Bahçeli de miting yapıyor ama esas yük Tayyip Erdoğan’ın üzerinde ve Erdoğan olmayınca kalabalık da olmuyor, çoşku da. Bu da Cumhur İttifakı açısından bir dezavantaj.
Kaldı ki meydanlara baktığınızda Millet İttifakı’nın daha önce görmediğimiz türden bir çoşkuyu yarattığını görüyorsunuz; partilerin örgütleri de iyi çalışıyor, liderleri de…
Nitekim bu seçim sürecinin son 10 günü gerçekten çok farklı ve Millet İttifakı açısından bir rüzgarın oluştuğu da görülüyor.