Türkiye’nin risk primi gelişen ülkelerden daha hızlı geriliyor
Seçimin ilk turu sonrası TL dolar karşısında yüzde 1 değer kaybederken, Türkiye'nin 5 yıllık kredi risk primi (CDS) 700 baz puana yaklaştı. İngiliz portföy yönetim şirketi Ashmore, "Böyle giderse seçimden sonra CDS'i geçen yılki gibi 900 baz puan ve üzeri, doları ise 30-31 lira görebiliriz" dedi.
Seçimlerin ilk turunun ardından TL günlük sınırlı değer kayıplarına devam ederken geçen hafta 500 baz puanın altına gerileyen Türkiye’nin 5 yıllık kredi risk primi (CDS) önceki gün 700 baz puana yaklaştı. Seçim öncesinde 450 seviyelerine kadar gerileyen CDS, dün yedi ayın zirvesi olan 698 baz puan seviyesini görerek, Türkiye’nin borçlanma maliyetini daha da artırdı. İngiliz portföy yönetim şirketi Ashmore’da araştırma şefi olan Gustavo Medeiros, CDS’in geçen yıl temmuz ayında görüldüğü gibi tekrar 900 baz puan ve üzeri seviyelere yükselebileceğini belirtti. Medeiros, Reuters’ta yer alan değerlendirmesinde, doların da 30-31 lira seviyelerine kadar yükselebileceği tahmininde bulundu.
Hafta başında bireysel kredilerin bir miktar yavaşlaması ile sonuçlanacak yeni düzenlemeler açıklayan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), önceki gün ise döviz mevduatları azaltmak adına yeni düzenlemeler açıkladı. TCMB’nin yeni düzenlemelerine göre bankalar bireysel tarafta döviz mevduatın artık daha büyük bölümünü TL’ye dönüştürmeye çalışacak. Böylece 26 Mayıs hesaplama tarihinden 28 Temmuz hesaplama tarihine kadar yüzde 10’un altında ek dönüşüm yapılması halinde eksik kalan tutar menkul kıymet bloke olarak tesis edilecek.
28 Temmuz hesaplama tarihinden itibaren yüzde 30’un altında kalan bankalar ise ek dönüşüm oranının paydasında yer alan mevduat/katılım fonu tutarının yüzde 10’u oranında ilave menkul kıymet söz konusu hedefe ulaşılıncaya kadar bloke olarak tesis etmesi gerekecek. Bankacılar bireyselde dönüşüm hedeflerinin kısa vadede iki katına, yılsonuna doğru yüzde 30’a doğru artan bir takvim oluştuğuna dikkat çekti.
Bir bankanın döviz masası işlemcisi, “İlk tur sonrası atılan adımlar mevcut politikada yeni döviz kaynağı ihtiyacının devam edeceği görüşümüzü destekliyor. Bireyseller için bankaların yüzde 5 yerine artık önce yüzde 10, birkaç ay sonra yüzde 30 gibi dövizden dönüşüm yapması gerekecek. Aynı zamanda yeni dış kaynak yaratılması da gerekecek” diye konuştu.
Bankacı seçim öncesi Kapalıçarşı’da yüzde 10’a yaklaşan döviz alım satım arasındaki farkın bu hafta kapanmaya başladığını, mevcut yavaşlama ile bu farkın yüzde 2’ye doğru gerileme eğiliminde olduğunu da söyledi.
Dolar/TL dün sabah güne 19,7730 civarından başladı. TL dolar karşısında seçim öncesine göre yüzde 1 değer kaybederken, depremden bugüne yüzde 4,8, yılbaşından bugüne ise yüzde 5,3 kayıp yaşadı. Son 2 yılda rekor enflasyon seviyelerinin görüldüğü ve TL’nin yaklaşık yüzde 60 değer kaybettiği Türkiye’nin uygulanan ekonomi politikalardan arta kalan hasardan toparlanmasının zaman alması beklenirken, 2023’ün kayıp bir yıl olma olasılığı yüksek görünüyor.
Bankacılar kamu kontrollü olarak tanımladıkları kur politikasında en az ikinci tura kadar bir değişiklik beklemiyor. Uzun vadede ise politikaların sürdürülebilirliği piyasa açısından hâlâ büyük soru işaretleri barındırıyor. İkinci tur sonrası başta ekonomi olmak üzere politikalarda değişiklik getiren bir sonuç çıkıp çıkmayacağı piyasalar açısından hâlâ en kritik soru.