Seçimin ilk turundan, yani 14 Mayıstan önceki son anketleri hepimiz hatırlıyoruz. Bu anketlerin pek azında Tayyip Erdoğan önde gözüküyordu; hatta son gelen Konda anketinde Kemal Kılıçdaroğlu neredeyse seçimde Erdoğan’ın aldığı kadar oy alıyor, Erdoğan ise geride kalıyor gözüküyordu. (PanaromaTR’nin anketinde hem Kılıçdaroğlu daha az farkla öndeydi hem de oy oranı daha düşüktü.)
Kampanya dönemi boyunca Tayyip Erdoğan’ın stratejisine baktığımızda, aslında Erdoğan’ın ve ekibinin de böyle bir sonucu beklediği, yani ilk turda Kılıçdaroğlu’nun önde çıkacağı hesapları yaptığı anlaşılıyordu. Erdoğan bütün propaganda stratejisini mevcudu savunmak üzerine kurmuştu ve amacı Kılıçdaroğlu’nun seçimi daha ilk turda kazanmasını önlemekti. O yüzden Muharrem İnce’nin ve Sinan Oğan’ın bağımsız aday olarak ortaya çıkmalarını Erdoğan cephesi sevinçle karşıladı.
Benim tahminim 14 Mayıs gecesi çıkan sonuca en çok şaşıran ve en çok sevinenin Tayyip Erdoğan olduğu. Onun bile ummadığı bir sonuç çıkmış, seçimi ilk turda kazanmayı kıl payıyla kaçırmıştı.
Erdoğan’ı en çok sevindiren diğer şey, Cumhur İttifakı’nın Meclis’te çoğunluk elde etmesiydi. Bu daha da büyük sürprizdi; buna o kadar sevindi ki partisinin yaşadığı olağanüstü oy kaybını bile gözardı etti. Yarın akşam seçimi kazanacak olursa MHP’ye daha fazla tabi olmak zorunda kalacağını şimdilik düşünmemeyi tercih ediyor.
Aslına bakacak olursanız Erdoğan’ın seçim kampanyası performansı da, kendi geçmiş performansıyla kıyaslandığında çok parlak değildi. Morali yavaş yavaş yerine geldi, temposunu yavaş yavaş buldu. Muhalefetin çok kişiyle aynı anda çok yerde miting yapmasına tek başına karşı koymaya çalıştı. Doğal olarak çok da yoruldu.
Son 14 günde ise bütün mücadelesi kendi seçmenini seçimin henüz kazanılmadığına ikna etmek içindi. Yarın göreceğiz, acaba Erdoğan seçmeni ne kadar rehavete kapıldı?