Yeni ekonomi yönetimi: Yüksek beklenti yüksek hayal kırıklığı getirebilir
Felsefe ve mantıkta bir akıl yürütme biçimi var, adı ‘Olmayana ergi.’ Veya Latince adıyla ‘Reductio ad Absurdum.’
Herhangi bir mantıksal, matematiksel önerme, olabilecek en uç örneğinde test edilir ve orada bir çelişki aranır. Eğer çelişki varsa, o mantıksal önerme yanlıştır.
Örneğin ‘Bütün beyaz tenli erkekler sarı saçlıdır’ diye bir önermeniz varsa, sokakta gördüğünüz ilk beyaz tenli ve siyah saçlı erkek bu önermenin yanlışlığını ispata yeter.
Mehmet Şimşek, ekonomi bakanı olduktan sonra ilk açıklamasında ‘Rasyonele geri dönmek’ten söz edince, şimdi herkes ona ‘olmayana ergi’ yöntemini uyguluyor; nitekim ilk büyük çelişki dün bulundu bile: Merkez Bankası dolar kuruna arka kapıdan yine müdahale etmiş, 2,5 milyar dolar satmıştı.
Bu sabah ekonomi yönetimine ‘olmayana ergi’ yöntemiyle bakanlar bu kez Merkez Bankası Başkanlığı görevinden alınan Şahap Kavcıoğlu’nun ‘yedeğe’ çekildiğini gördüler ve bir çelişki daha yakaladılar.
Evet Merkez’in başına Mehmet Şimşek’in arzuladığı Gaye Erkan gelmişti ama görevden alınan başkan Şahap Kavcıoğlu da çok uzağa gitmemişti, Cumhurbaşkanı onu da BDDK’nın başına geçirmişti. Kavcıoğlu’nun hemen yana kaymasını satrançtaki ‘ROK’ hamlesine benzetenler oldu. (Bu durumda ekonomi yönetiminde ‘out’a çıkan tek kişi, dün akşam yatağa BDDK Başkanı olarak giren ama sabah işsiz uyanan Mehmet Ali Akben oldu.)
Peki bu iki büyük çelişki ne anlama geliyor? Mehmet Şimşek’in ‘rasyonele dönme’ sözü sadece bir sözden mi ibaret?
Mehmet Şimşek bilmiyor mu, piyasa kısa vadede onu her gün test edecek, doların fiyatına yüklenecek ve onu ‘rasyonel’e dönüşün esas adımı olan faiz artışına zorlayacak? Bunu ben bile öngörebiliyorum, Mehmet Şimşek hayda hayda biliyor.
‘Rasyonel’e dönüşün esas test alanı da bu zaten: Merkez Bankası politika faizini veya en azından bankaları fonladığı gecelik/haftalık borç verme faizini arttıracak mı, arttırmayacak mı? Arttıracaksa ne kadar arttıracak?
Peki ama faizin artmasına Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ne diyecek? Daha bir kaç hafta önce, seçimden hemen önce, ‘Faizleri daha da düşüreceğim, büyümeyi ve istihdamı desteklemeye devam edeceğim’ diyen Cumhurbaşkanı bu sözünü yutacak mı?
Ekonomi elbette önemli ama Cumhurbaşkanı Erdoğan açısından ekonominin siyasetten daha önemli olduğunu gönül rahatlığıyla söyleyebilir miyiz? Sadece 10 ay sonra bir seçim daha yapılacakken Cumhurbaşkanı’nın ekonomik durgunluğu ve işsizliği göze almasını bekleyebilir miyiz?
‘Rasyonel’ olan hangisi, ‘irrasyonel’ olan hangisi?
Önümüzde daha uzun zaman olsa, mesela 5 yıl olsa, Tayyip Erdoğan açısından bile rasyonel olan, faizi yükseltmek, ekonomiyi soğutmak, enflasyonu düşürürken dar gelirli kesimlere gelir transferi yapmak, ihracatı arttırırken ithalatı baskılayıp döviz biriktirmek vs vs.
Ama Erdoğan’ın önünde 5 yıl değil sadece 10 ay var. Ve şimdi BDDK’nın başına kaydırıp yedeğe aldığı Şahap Kavcıoğlu’nun kendisine seçimi kazandırdığını biliyor.
Tayyip Erdoğan, Mehmet Şimşek ve onun Merkez Bankası Başkanı’ndan, Nurettin Nebati ile Şahap Kavcıoğlu’nun kendisine seçim kazandıran performansını göstermelerini bekliyor. Gösteremezlerse onlar bir kez daha ‘Faizci’ olarak damgalanıp gönderilebilirler.
O bakımdan yeni ekonomi yönetimini ‘olmayana ergi’ yöntemiyle test etmeye gerek yok; elbette ‘rasyonele dönmek’ şeklindeki sözlerini hiçbir zaman yüzde 100 tutamayacaklar.
Çünkü ekonominin rasyonelleri ile siyasetin rasyonelleri birbirinden farklı. Seçime 10 ay kala faizi arttırmak siyaset için ‘irrasyonel.’ Arttırmamak ise ekonomi için irrasyonel.
Mehmet Şimşek’ten beklentisi yüksek olanlar, kendilerini büyük bir hayal kırıklığına şimdiden hazırlamalı bence.
Şimşek’e ilişkin beklentilerini daha gerçekçi bir seviyede tutanlar ise hem daha az hayal kırıklığına uğrayacaklar hem de bu dönemden kazançlı çıkabilecekler.
Normalde Merkez Bankası’nın faiz toplantısı 22 Haziranda. Ama şimdi dolar kurundaki hızlı hareketler yüzünden birden bire ortaya ‘Acil faiz kararı’ beklentisi çıktı. Üstelik faiz için telaffuz edilen rakam da yüzde 25’e geldi. (Şu an Merkez Bankası politika faizi yüzde 8,5; ilk iyimser tahminler bu faizin Haziran’da yüzde 15’e geleceği yönündeydi, şimdi hayaller yüzde 25’e kadar yükseldi.)
Ben mi gözden kaçırdım; Merkez Bankası Para Piyasası Kurulu üyeleri aynen yerlerinde durmuyorlar mı?