Bilimkurgu karakteri gibi: Karşınızda keşfedilen yeni deniz canlısı Promachocrinus fragarius, yani çilek
Satürn'ün uydusu Enceladus'un buzlu kabuğundaki çatlaklardan püsküren parçacıklarda fosfor keşfedildi. Böylelikle ilk kez Dünya dışı bir gezegenin okyanusunda fosfata rastlanmış oldu.
Satürn’ün 146 uydusu arasında en büyük altıncı uydu olan Enceladus’un parlak, beyaz ve buzlu yüzeyinin altında kayalık tabanlı sıvı halde okyanus bulunuyor. Bu buz volkanları uzaya donmuş parçacıklar püskürterek gezegeni çevreleyen çok sayıdaki halkadan birini oluşturuyor.
Bir araştırma ekibi bu buzlu parçacıkların fosfat içerdiğini keşfetti. Araştırmacılar bu parçacıkları, NASA ve Avrupa’nın Satürn, Satürn’ün halkaları ve uyduları üzerindeki incelemelerini 2017 yılında tamamlayan yörünge aracı Cassini’nin verilerini kullanarak tespit ettiler.
Bu keşifle birlikte ilk kez Dünya dışındaki bir okyanusta fosfor olduğu öğrenildi. Enceladus’un yaşama elverişli olduğu ihtimalini güçlendiren sonuçlar, çarşamba günü Nature dergisinde yayımlandı.
Free University of Berlin’de gezegenbilimci olan Frank Postberg, fosfor elementi içeren kimyasallar olan fosfatları keşfettiklerinin farkına vardıkları anı ‘heyecan verici’ olarak tanımladı.
Fosfor, yaşam için gerekli olan altı elementten biri. Diğer elementler ise karbon, hidrojen, azot, oksijen ve kükürt. Önceki bulgular Enceladus’ta bunlardan ilk dördünün var olduğunu göstermiş, kükürt de kısmen tespit edilmişti. Ne var ki kemik ve diş yapımızın önemli bir bileşeni olan fosfora henüz rastlanmamıştı.
Daha önceki araştırmalar, evrende en nadir rastlanan element olan fosforun dünya dışı okyanuslu gezegenlerde az bulunmasının Güneş Sistemi ve galaksinin başka yerlerinde yaşamın var olmasını engellediği sonucuna varmıştı. Oysa araştırmacılar Enceladus’ta bunun ‘tam tersi’ bir durumla karşılaştı. Postberg, fosfat eksikliği şöyle dursun, Enceladus’un buzlu denizinin “Dünya okyanuslarına kıyasla bin kat daha zengin’ olduğunu söyledi.
Postberg ve meslektaşları bu sonuca, derinlemesine inceledikleri 345 buz parçacığından vardı. Bu parçacıkların uzay aracındaki Kozmik Toz Analizörü’nün metal plakasıyla çarpışması sonucu ortaya çıkan toz bulutlarının bileşimini ölçtü. Buzlu parçacıklardan dokuzunun fostfatların varlığına işaret eden moleküler kütleye sahip olduğunu buldular.
Cassini’nin bulgularını yanlış yorumlamadıklarından emin olmak için laboratuvarda bir dizi deney yaparak fosforun farklı hallerini ve yoğunluklarını inceledi. Araştırmanın yazarlarından biri olan Washington Üniversitesi’nde astrobiyolog Fabian Klenner, “Birçok ölçümden sonra hedefi tam on ikiden vurduk. Uzaydan gelen verilerle mükemmel bir şekilde eşleşti” dedi.
Ancak araştırmacılar Enceladus’un okyanusunda nasıl olur da bu kadar yüksek yoğunlukta fosfat bulunduğunu hâlâ izah edemiyordu. Çalışmanın bazı araştırmacıları, Tokyo Teknoloji Enstitüsü’nde okyanus suyu ile kayalık tabanı arasındaki jeokimyasal etkileşimleri simüle ederek bu keşfe bir açıklama getirmeye çalıştı.
Enceladus’un karbonat bakımından zengin alkali sularında aradıkları cevabı buldular. Postberg, “Buna ‘sodalı okyanus’ diyebilirsiniz” dedi. Fosfor doğal haliyle en çok asteroit ve kuyruklu yıldızların içindekiler gibi katı minerallerde bulunuyor. Enceladus’ta kayalarda fosfat bulunsa kimsenin şaşırmayacağını belirten Postberg, keşiflerini değerli kılanın bu fosfatların çözünebilir olması. Postberg, “Kayalardaki fosfatları çıkarmak zordur çünkü biyolojik olarak kullanılabilmesi için çözünebilir olması gerekiyor. Ancak bu soda suyunun fosfatları gerçekten iyi çözebildiğini gördük” dedi.
Araştırmacılar, bu keşfin Enceladus’un da ötesinde, Jüpiter’in uydusu Europa ya da cüce gezegen Plüton gibi Güneş Sistemi’nin dışındaki diğer okyanuslu gezegenlerin fosfat açısından zengin ve dolayısıyla da yaşanabilir olduğunu gösterebileceğini söylüyor.