15 bin lira verenin sokaktan bir tetikçi bulabildiği ülke…
Hakkında çok konuşuldu, çok yazıldı çizildi, bir siyasi cinayet olarak görüldüğü için seçim sürecinde muhalefetin dilinden de düşmedi, fakat bir konu atlandı sanki: Sinan Ateş’in öldürülmesinin cinayete azmettirenler açısından maddi maliyeti kaç lira oldu sizce?
Polis ifadelerine ve soruşturmadan sızan bilgilere göre bu maliyet 25 bin lira bile değil. Cinayet için gözcülük yapan adama ve tetikçiye para ödenmiş. Bu ödemeler nihai ödemeler mi, yoksa avans mı bilmiyoruz ama görüyorsunuz Sinan Ateş gibi birini öldürmek bu kadar ucuz.
Bugün 10Haber’de Denizli’den gelen bir haber var. Bir genç kadını kendine sevgili yapmak isteyen ama üst üste red cevabı alan bir adam, sadece 15 bin liraya bir tetikçi kiralamış. Tetikçi de gidip genç kadını bacağından vurmuş.
Sinan Ateş cinayetinin maliyetiyle kıyaslayınca pahalı gibi duruyor olabilir ama enflasyonu, dolar kurundaki artışı, asgari ücret artışını vs dikkate aldığınızda, 15 bin lira hala ucuz.
İşin parasal boyutu bir yana, bu çeşit işleri parası karşılığında yapmaya hazır insanların bu kadar kolay bulunabilmesi şaşırtıcı değil mi? Denizli’nin Merkezefendi ilçesinde kaç tane tetikçi olabilir ki, içlerinden birini seçiyorsunuz ve işi ona veriyorsunuz?
Bir birbuçuk ay kadar önce polis İstanbul’da büyük bir çeteyi çökertti. Bu çete, öyle bildiğimiz eski usul mafya çetesi değildi; kiralık silahlar çetesiydi. Parası karşılığında diğer mafyalara ‘hizmet’ sunuyordu. Birisi mi öldürülecek, onlar öldürüyordu. Birisi mi tehdit edilecek, parasını veriyordunuz onlar işi yapıyordu. Bir anlamda mafya taşeronu yani.
Filmlerden çıkmış gibi gözüken motosikletli suikastçılar, Türkiye’de saklanan kimi yabancı mafya babalarını ve mensuplarını öldürmüştü. Sırp mafyası, Türkiye’de saklanan Karadağ mafyasının liderlerini bu yerli taşeronlar aracılığıyla saf dışı bırakmıştı.
İnsan tabii ister istemez merak ediyor: Nasıl bulunuyor bu taşeronlar? Biz eve tesisatçı bulamazken tetikçi bulmak hem de örgütlü tetikçi bulmak bu kadar mı kolay?
Sinan Ateş cinayetine geri döneyim. Görece küçük bir sokak arası mafyasının genç bir elemanı, ‘Sana para vereceğiz’ denince hemen cinayete gönüllü oluyor.
Bu insanlar cinayet işleyeceklerini veya bir genç kadını sokak ortasında vuracaklarını ve sonra da kazandıkları parayı harcamaya zamanları kalacağını düşünüyorlar.
Denizli’deki 15 bin liralık tetikçi genç kadını vurmaya giderken motosikletinin plakasını kapatmış, kendisi de kask giymiş ama o motosikletten o civarda kaç tane var ki? Polis geçmişe dönünce aynı motosikleti kamera kayıtlarında görüvermiş.
İstanbul’da bundan birkaç yıl önce bir kadın intihar etmeye karar vermiş, bunu kendisi yapamayınca da sosyal medya üzerinden önce bir kiralık katil bulmuş, katil tabancasının olmadığını söyleyince yine sosyal medya üzerinden bir de tabanca temin etmeyi başarmıştı.
Yanlış okumadınız, sosyal medyadan.
Bu kadın suç dünyasına yakın bir insan falan değildi, öğretmendi. Sosyal medyadan tuttuğu kiralık katil ona aşık olunca az kalsın ölmeyi başaramayacaktı, nitekim adam önce onu yastıkla boğmaya kalkışmış, sonra yüreği elvermediği için yastığı çekmişti. Kadın ölmeyince çok sinirlenmiş, adamı beceriksizlikle suçlamış, sonra tabanca bulunmuştu.
Bunlar fantastik bir filmin senaryosu değil, gerçek hayatta yaşandı.
Adam tabancayla kadını vurmuş ama kadın ölmemiş, kadın ‘Tekrar ateş et, öldür beni’ diye yalvardığı halde adam bunu yapamamış ambulans çağırmış ve ambulansı da beklemiş, polis adamı hastanede kadının başucunda yakalamıştı.
Yurdumuzu iyi tanıyalım; böyle hayatlar yaşanıyor.