Fransa’daki sapık koca dosyasından bir Türk de çıktı: Hüsamettin’in orada ne işi var?
Fransa'da yedi yıl önce polis gözetimindeyken ölen Adama için barışçıl bir yürüyüş gerçekleştirildi. Hem Adama'nın kardeşi Yusuf hem de bazı gazeteciler, yürüyüş sırasında polis şiddetine hedef oldu. Hükümet, Bastille Günü'nün sonuna kadar havai fişek kullanılmasını yasakladı.
Nahel Merzouk adında Cezayir asıllı 17 yaşındaki bir gencin dur ihtarına uymadığı gerekçesiyle polis tarafından vurularak öldürülmesinin tetiklediği protestolar devam ederken, yedi yıl önce gözaltındayken ölen bir siyahinin kardeşinin gözaltına alındığı görüntüler ortaya çıktı.
Cumartesi günü 29 yaşındaki Yusuf Traore, 2016 yılında 24 yaşındayken ölen kardeşi Adama’nın anısına düzenlenen izinsiz yürüyüşte, çevik kuvvet birimi BRAV-M tarafından zorla yere yatırılarak gözaltına alındı.
Paris polisi, ‘şiddet eylemlerinde bulunmak isteyen radikallerin katılabileceğini’ öne sürerek, yetkililerin bu ihtimale hazırlanmak için yeterli zamanın olmadığını söylemiş ve her yıl düzenlenen bu yürüyüşü yasaklamıştı. Ancak Adama’nın kız kardeşi Assa, Paris’in Cumhuriyet Meydanı’nda barışçıl bir toplanma çağrısı yaparak, “Fransa ahlak dersi veremez; polisi ırkçıdır, polisi şiddet yanlısıdır” demişti.
Ailesi, ‘Fransa’nın George Floyd’u’ olarak adlandırılan Adama’nın 2016’da polis tarafından yere yatırıldığını ve boğularak öldürüldüğünü iddia ediyor.
Paris’in merkezinde tahminen 2000 protestocunun bir araya geldiği yürüyüşteki bu gözaltının ve göstericilerin polisler tarafından itilip kakıldığı görüntüler, bölgedeki tanıklar tarafından kayda alındı ve sosyal medyada hızla dolaşıma girdi.
En az iki gazeteci de Paris’teki yürüyüş sırasında polisin kötü muamelesinden nasibini aldı. Protestoya katılan sol görüşlü siyasetçiler, polisin eylemlerini kınadı. Komünist Parti lideri Fabien Roussel, “Yusuf Traore’nin barışçıl bir gösteride şiddetle gözaltına alınması kabul edilemez. Cidden olayları sakinleştirmek için hiçbir şey yapılmıyor” dedi.
Yusuf’un avukatı Yasin Buzru, Le Monde’a yaptığı açıklamada müvekkilinin kafatası, göz, burun, mide ve sırtından yara aldığını ve hastaneye kaldırıldığını söyledi. Buzru, polis memurlarının orantısız güç kullandığını ve müvekkilinin resmi olarak şikayette bulunduğunu aktardı. Paris polisi ise Yusuf’un ‘kamu otoritesine mensup bir memura karşı şiddet’ suçundan gözaltına alındığını açıkladı.
Nahel’in öldürülmesiyle başlayan ve Yusuf’un gözaltına alınmasıyla öfkenin yükseldiği bu protestolar, hükümetin gözünü korkutuyor. Zira gelecek hafta 14 Temmuz’da kutlanacak Bastille Günü’nün ertesi gününe kadar ‘havai fişeklerin satışına, bulundurulmasına, taşınmasına ve kullanılmasına’ yasak getirildi.
Nahel’in ölümünün ardından polise karşı taş ve şişelerin yanı sıra havai fişekler de yoğun bir şekilde kullanılmıştı. Yatay olarak ateşlenen ve saatte 100 km hıza ulaşabilen havai fişekler, düşük maliyeti ve kolay bulunabilirliği sayesinde protestocuların gösterilerde en çok tercih ettiği eşya haline gelmişti.
Başbakan Elisabeth Borne, Le Parisien’e verdiği demeçte, “Görüştüğüm yetkililer, ulusal bayram sırasında daha fazla olay çıkma ihtimalinden korkuyor” diyerek, 14 Temmuz haftasının sonuna kadar ‘Fransızları korumak için’ ellerinden geleni yapacaklarının sözünü verdi.
Borne, hükümetin meclis tatilinden önce hasarlı binaların onarımı için acil bir yasa çıkarmayı hedeflediğini ve ayrıca ateşe verilen araçların sahiplerine hızlı bir şekilde tazminatlarının ödenmesi için fon tahsis edileceğini söyledi.