Yüksek maliyet ve faiz kıskacında sıkışan perakendeci çıkış yolu arıyor
Arjantin'de bu hafta yapılan ön seçimleri kazanan Javier Milei, 44 milyar dolarlık program için IMF ile görüşmelere başlamaya hazırlanıyor.
Ekonomistler tarafından son zamanlarda sık sık Türkiye’yle benzerlikleri dile getirilen Arjantin’de ekonomide radikal önlemleri savunan aday Javier Milei, ön seçimleri önde tamamlamasının ardından Uluslararası Para Fonu (IMF) ile görüşmelere yeniden başlamaya hazırlanıyor. Milei, kampanyasını yöneten kız kardeşi Karina’nın 13 Ağustos’taki seçimlerin ardından bir toplantı ayarlamak için IMF yetkililerinden bir telefon aldığını söyledi. Seçimin galibi Milei planlanmamış olan görüşme hakkında ayrıntı vermedi.
Yıllık yüzde 115’in üzerinde enflasyon, artan yoksulluk ve hızla değer kaybeden para birimi ile mücadele eden Arjantin’de Javier Milei, pesonun dolar ile değiştirilmesi çağrısında bulunmuş ve merkez bankasını kapatacağına yönelik açıklamalarıyla destek toplamıştı.
Pazar günü düzenlenen ön seçimlerde aşırı sağcı aday Milei toplam oyların yaklaşık yüzde 30’unu almıştı. Salı günü yerel radyo istasyonu Radio La Red’e verdiği röportajda Milei, “Toplantıya nasıl yaklaşacağımıza bakıyoruz. IMF ile programı üstlenmekte bir sorunumuz yok çünkü çok daha zor olan uyum konusunda bir hipotezimiz var” dedi. Bloomberg’in seçimlerden önce yaptığı haberlerde, IMF temsilcilerinin 44 milyar dolarlık programı nasıl ele almak istediklerini ölçmek için muhalefet üyeleriyle görüşmeleri yoğunlaştırmayı öngördükleri belirtilmişti.
Son günlerde Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik durumu Arjantin’le kıyaslayan ekonomist ve finans kuruluşlarının sayısında hatırı sayılır bir artış var. Eski Hazine Müsteşarı ve iktisatçı Dr. Mahfi Eğilmez, 24 Nisan’da Kendime Yazılar bloğunda kaleme aldığı “Arjantin’den çıkarılacak dersler” başlıklı yazıda, “Türkiye’nin içinde bulunduğu durum ve çözüm için ortaya atılan yaklaşımlar Arjantin’e çok benziyor. Ancak sonuçlar, bu yaklaşımların geçerliliği konusunda şüphe uyandırıyor” demişti.
Eğilmez’e göre enflasyon uzun sürdüğünde toplumun davranışları değişiyor ve eldeki parayı bir an önce harcamak temel hedef haline geliyor. Öyle olunca talep gereksiz yere artıyor, talep artınca fiyatlar artıyor ve enflasyon yükseliyor. Enflasyon yükseldikçe paradan kaçış ve harcama eğilimi daha da artıyor. Böylece tüketim artışı enflasyonu, enflasyon artışı da tüketimi besler hale geliyor ve ekonomi kısır döngüye giriyor. “Böyle bir ortamda tek başına faizi artırsanız da çözüm olmuyor” diyen Eğilmez analizini “Çinli bilgelerin dediği gibi: Uçurumun kenarında atın yularını çeksen de yararı olmaz” cümlesiyle sonlandırmıştı.
Bu konuyla ilgili son yorum ise Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) Direktörü Güven Sak’tan gelmişti. Sak, bloğunda kaleme aldığı yazısında “Daha işin başında Mehmet Şimşek başarısız olursa ne olur? Türkiye, Arjantin olur. Şimdiki Arjantin değil, 2001’de ilk kez borçlarını ödeyemeyen Arjantin gibi olur. Kendi çukurunu kazar. Türkiye Arjantin olursa, IMF olmadan kazdığı çukurdan çıkamaz. Söyledim ve ahiretimi kurtardım” ifadelerine yer vermişti.
Bu arada dünyanın en büyük sığır eti üreticilerinin başında gelen Arjantin, sağcı popülist bir adayın sürpriz bir şekilde kazanmasının ardından merkez bankası üzerindeki kontrolünü sıkılaştırdı. Arjantin, hükümetin ülkenin peso para birimini korumak için sert adımlar atmasının ardından, 15 Ağustos’ta sığır eti ihracatını dondurduğunu açıkladı.
Bloomberg’in haberine göre, hükümet et endüstrisi ile yeni fiyatlandırma seviyelerini müzakere ederken tüm sevkiyatları askıya alacak. Bu karar, popülist cumhurbaşkanı adayı Javier Milei’nin 13 Ağustos’taki şok edici ön seçim zaferinin ardından ülkenin kırılgan ekonomisini istikrara kavuşturmak için attığı bir dizi adımın bir parçası olarak değerlendiriliyor.