‘Düşük faiz koalisyonu’ ve Erdoğan
TL, elinde bulunduran için bir bombaya dönüşmüş durumda, atsan atılmıyor, satsan satılmıyor. Eskişehirli okur bu duruma bir de isim bulmuş: 'TL bombası'.
Eskişehir’de müteahhitlik yapan bir okur dün şöyle yazdı:
“Bugün bir müşteri satılık bir dairemiz için fena olmayan bir fiyat teklif etti. ‘Satınca elimize geçecek TL ile ne yapacağız?’ diye düşündük. Bir şey bulamadık. Bankaya koymaya kalksak, faiz enflasyonun çok altında. Aktif bir şantiyemiz, borcumuz, kredimiz yok. Mevduat faizi enflasyonun üstüne çıkmadığı sürece satmamaya karar verdik. Zira bütün girdi fiyatları artmaya devam ettiği için elimize geçecek parayla aynı daireyi aynı maliyete inşa etme imkanımız olmayacak.”
Eskişehirli okur bu duruma bir de isim bulmuş: “TL bombası”.
Türk Lirası, gerçekten de elinde bulunduran için bir bombaya dönüşmüş durumda, atsan atılmıyor, satsan satılmıyor.
Ortalama mevduat faizi Merkez Bankası’nın verilerine göre yüzde 27’ye inmiş durumda. Peki enflasyon kaç? Resmi enflasyon yüzde 48, gayri resmi enflasyon yüzde 100’ün üzerinde. Enflasyon bu kadar yüksekken paranızı mevduat faizine koymak erimesini göze almak demek.
Dövize koyduğunuzda da durum değişmiyor. Ekonomi yönetimi doların 27 liranın üzerine geçmesine izin vermediği için paranız enflasyon karşısında yine eriyor.
Kur korumalı mevduatta da durum farklı değil, orada da faiz enflasyonun çok altında. Dolara kurulan baraj kur korumalı mevduatın getirisinin de enflasyonun altında kalmasına neden oluyor.
Borsa, anlayanlar için bir seçenek gibi. Ama Borsa İstanbul o kadar hızlı yükseldi ki, önümüzdeki günlerde biraz gerileyerek soluklanması sürpriz olmayacak. Yani Borsa İstanbul’da düzeltme hareketi kapıda. Şu anda borsa da paranızı yatırmanız için uygun bir yer değil.
Otomobil bu yılın ilk yarısında bir başka seçenekti. Cardata’nın verilerine göre ikinci elde fiyatlar ilk 6 ayda yüzde 80 arttı. Yani otomobil enflasyonun üzerinde getiri sağladı. Ama ekonomi yönetiminin otomobildeki fiyat artışını yavaşlatmak için arka arkaya aldığı kararlar, başta sıfır araçlara 6 ay ve 6 bin kilometre satış yasağı olmak üzere orada da fiyat artışının yavaşlamasına yol açtı.
Konut desek, kira artışına getirilen yüzde 25 yasağı emlağı bir yatırım aracı olmaktan neredeyse çıkarmış durumda.
Bu koşullarda elinizdeki TL’yi ne yapacaksınız? Atsan atılmıyor, satsan satılmıyor derken kastettiğim işte bu.
Elinizde patlamaması, yani aylık yüzde 10-15’lik enflasyonla üç ayda değerinin yarısını yitirmemesi için bir an önce elinizden çıkarmanız lazım. Yani harcayacaksınız (veya Eskişehirli müteahhidin yaptığı gibi ticari faaliyetinizi yavaşlatacaksınız.)
Harcama demek talep demek. Talep de enflasyon demek. TL’nin bir bombaya dönüşmüş olması, kimsenin elinde TL tutmak istememesi, enflasyonun bizatihi nedeni.
Faizin enflasyonun çok altında tutulmasının, otomobile, konuta getirilen yasakların, kısıtlamaların verdiği mesaj çok açık: Elindeki Türk Lirası’nı bir an önce at, yani harca.
Kimsenin elinde TL tutmak istemediği, eline para geçenin nereye koyacağını bilemediği için bir an önce harcadığı bir ortamda enflasyon düşmez.
Türkiye’de enflasyonla mücadele filan edilmiyor. Bu yolun sonu önce Arjantin’e, sonra Venezuela’ya çıkacak.
1 Kasım 2024 - Faizin vergisine zam geldi, faiz indirimi fiilen başladı
28 Ekim 2024 - Ekonomi yönetiminin sonu gelmeyen iletişim hataları!
24 Ekim 2024 - BRICS parası doların tahtını yıkabilir mi?
21 Ekim 2024 - Fonları bütçe içine alma çabasından ‘Bir kuruşu bile bütçeye gitmeyecek’e