Şu Sivas’ın elinde adı anılmaz: Madımak’ın müzesi açılamadı ama artık hafıza merkezi var
Sivas Katliamı'na ilişkin 3 kişinin yargılandığı davanın 14 Eylül'de duruşması görülecek. Davayı en başından bu yana takip eden Avukat Sarıhan, yaklaşık 24 tutuklu olması gerektiğini ama bunların cezaevinde olup olmadığına dair kendilerine net bir cevap verilmediğini belirtti.
Sivas Katliamı’nın bu yıl 30’uncu yılıydı. Pir Sultan Abdal Derneği’nin şenliklerine katılan aydın ve yazarların kaldığı Madımak Oteli’nin etrafı sarılmış, sloganlar eşliğinde otel yakılmıştı. Bu katliamda aralarında çocukların da olduğu 33 kişi yangında ölmüştü. Linç girişimine uzun süre müdahale edilmemesi ise 30 yıldır hatırlanan bir gerçek. Öte yandan dönemin başbakanı Tansu Çiller’in “Çok şükür otel dışındaki halkımız bu yangından zarar görmemiştir” sözleri de öyle.
Sivas Katliamı’na ilişkin davalar ise yıllarca sürdü ve 33 sanık hakkında önce idam cezası verildi. Daha sonra bu cezalar müebbet hapse çevrildi. Önceki gün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Sivas hükümlüsü Hayrettin Gül’ü ‘sürekli hastalık’ gerekçesiyle affetti. Bundan 3 yıl önce Erdoğan, yine Sivas Katliamı davasında hükümlü olan Ahmet Turan Kılıç’ı sağlık sorunları nedeniyle affetmişti.
14 Eylül’de 3 kişinin yargılandığı Sivas davasının duruşması var. Davayı en başından bu yana takip eden Avukat Şenal Sarıhan, sanıkların 3’ünün de tutuklu olmadığını yakalanıp duruşmalara getirilmediğini söyledi. Zamanaşımı olunca yargılamanın da düşeceğini belirten Avukat Sarıhan, “Biz bunun insanlığa karşı suç olduğunu savunuyoruz ve insanlığa karşı suçlarda zamanaşımı uygulanmaz. Bu sebeple davanın düşürülmemesini, sanıkların cezalandırılmasını talep ediyoruz. Zamanaşımı kararı çıkarsa da kararı temyiz edeceğiz” dedi.
Bu celsenin son duruşma olmayabileceğini de belirten Sarıhan, “Savcı esas hakkındaki mütalaasını verecek biz de esasla ilgili görüşümüzü ifade etmek için süre isteyeceğiz. Ama 2 Temmuz’da 30’uncu yılına ulaştı Sivas Katliamı. O yüzden iç hukuka göre zamanaşımı doldu. Ancak biz bunun insanlığa karşı suç olduğunu söylüyoruz ve zamanaşımını savını kabul etmiyoruz” diye konuştu.
Yıllar süren dava sürecini ve sonuçlarını ise Sarıhan şöyle anlattı:
“Birinci aşamadaki dava bitti. 35 sanık hakkında önce idam cezası verildi sonra müebbete döndü. Ama o sanıklardan 9’u halen yurt dışındalar, yakalanıp getirilmediler ve cezaları infaz edilmedi. Cezası infaz edilenlerden dün Hayrettin Gül hakkında tahliye kararı verildi. Ondan önce de Ahmet Turan Kılıç’ı Cumhurbaşkanı Erdoğan affetmişti. Böylece iki sanık daha dışarı çıkmış oldular. Geri kalan ceza alanlar 22 kişinin tutuklu olması lazım ancak ayrıntılı bilgimiz yok.
Bir grup sanık da 3 yıl ceza aldı toplantı ve gösteri yürüyüşleri yasasından. İkinci bir grup da 7 kişiydi, yargılandı. Yargılama sırasında iki kişi vefat etti. Diğerleriyle ilgili 146/3’ten ceza isteniyordu onun zamanaşımı 20 yıl. 20 yıl dolduğu için de onlarla ilgili insanlığa karşı suç iddiamız kabul edilmedi, dava düşürüldü. Bu süren 3. dava birbirinden tefrik edilmiş olan davalar.
Tutuklu bulunanlarla ilgili başvurularımıza muhatap değilsiniz diye bilgi verilmiyor. İnfaz aşamasına geçildiği için müdahillik sıfatımızı dikkate almadılar. Aslında bilgi verebilirlerdi. Art niyeti olmayan bir soruydu yasal hakkın kullanımıydı.”
Avukat Sarıhan, tutuklananlar hakkında net bilgi edinemedikleri bu nedenle yaklaşık 24 sanık da olabileceğini ve hükümlü sanıkların cezaevinde olması gerektiğini düşündüğünü de sözlerine ekledi.