Bakıyorum, bakıyorum güleyim mi ne yapayım karar veremiyorum.
Önümde iki fotoğraf duruyor.
Biri hafta başında Trabzon’dan geldi.
Öteki ise hafızamın arka odalarından…
2015 yılında İstanbul Aksaray’dan…
Trabzon’dan gelende yüzü gözü şişmiş bir Arap turist görüyoruz…
Trabzon’da iki Türkle kavga etmiş.
Türkiye gazetesi haberi şöyle vermiş::
“Trabzon’da Kuveytli turisti bir yumrukta yere seren adam tutuklandı.”
İki yanında kravatlı insanlar oturuyor ve ona şefkat dolu bir ifadeyle bakıyor.
Turistin elinde bir çiçek demedi görüyoruz. Trabzonlu yetkililer vermiş.
Türkiye’nin Kuveyt elçisi telefon edip adamdan özür dilemiş Türkiye Devleti adına.
O da yetmemiş, yerel üst düzey devlet yetkilileri şahsen gelip adama özürlerini iletiyorlar…
En önemli ayrıntı da şu…
Türk yetkililer açıklamalarında Kuveytli turistin adını gizli tutmuşlar.
Ve hayret bir içimde hiçbir medyaya da adı sızmamış, “Dayak yedi” gibi küçültücü ifadeler kullanılmamış.
Belli ki sağlam bir yerden sağlam talimatlar gelmiş.
İyi de yapmışlar.
Ben de öyle yapayım ve ona takma bir isim vereyim.
Mesela Faysal diyeyim.
Türkiye’ye her yıl 40 milyondan fazla turist geliyor ve her gün polise yüzlerce buna benzer olay yansıyor.
Kendi payıma ilk defa Devletimizin bir turiste bu kadar büyük bir şevkat ve kucaklayıcı kucaklayıcı bir muhabbetle yaklaştığını görüyorum.
Ne güzel bir şey…
Trabzon’dan gelen bu son fotoğrafın yanında ise bir başka turist karesi var hafızamda.
Onun ismi de bir Arap ismi var…
Muhammed Fadel Dobbous…
Ama o Kuveyt değil, İrlanda vatandaşı…
2015 yılında İstanbul Aksaray’da esnafla kavga etmiş.
Onun haberini ve apaçık adını ise haber sitelerinde, gazetelerde bol bol okumuş, görüntülerini ise Youtube ve televizyon kanallarında bol bol seyretmişiz.
O günlerde çeşitli medyalarda verilen haberlerin başlıklarını tırnak içinde aynen aktarıyorum:
(*) “İrlandalı boksör turist Aksaray’da tüm esnafı dövdü…”
(*) “İrlandalı turist Aksaray esnafını tek başına dövdü.”
(*) “İrlandalı boksör Aksaray’ı nakavt etti…”
(*) “İrlandalı turist sokaktaki tüm esnafı haşat etti…”
Dediğim gibi onbeş Türk’e bedel boksör büyük bir ihtimalle Müslüman İrlandalı bir Arap.
Arap kökenli İrlandalıdan ‘Dayak yiyen’ esnafa da konuşma hakkı verilmiş.
Onlar da “Organize İşler filminin o ünlü sahnesinde Cem Yılmaz’ın canlandırdığı Müslüm Duralmaz’dan aynen böyle dayak yiyen Asım Noyan ve organize çetesindeki arkadaşları gibi konuşuyor:
(*) “İrlandalı turistle kavga eden esnaf konuştu: İnsan gibi vurmuyordu abi…”
(*) “İrlandalı boksör turistin dövdüğü Aksaraylı esnaf konuştu: Üç gün başım ağrıdı..”
(*) “İrlandalı’dan dayak yiyen esnaf dişlerini yaptırdı..”
Bu arada Youtube’da bol bol “İrlandalı turist esnafı böyle dövdü” görüntüsü seyrediyoruz. Hem de keyifle…
Bizim vatandaşımız basbayağı meydan dayağı yemiş.
Ama medyada görünen manzaraya bakarsak hepimiz de bu dayağı keyifle seyretmişiz yani…
Başlıklar ve yorumlar öyle diyor…
Anket yapılsa ezici çoğunluk “Adam iyi yapmış” diyecek gibi bir hava var memlekette…
Üstelik epey de gülüp eğlenmiş, geyiğini yapmışız.
Gülünmeyecek gibi de değil hani…
Peki Trabzon’da ellerinde çiçekler Kuveytli turiste koşan devletimizin 8 yıl önce tavrı ne olmuş?
Vallahi dayak yiyen esnafa çiçek falan götüren yok.
Bırakın özür dilemeyi, adam mahkemeye çıkmış ve “Tahrik var” denilerek beraat ettirilmiş.
Ve son sahne…
Meydan dayağı yiyen üç Türk esnaf da hapis cezası almış iyi mi…
Biz de televizyon ekranlarımızın, cep telefonlarımızın ekranlarında bir güzel eğlenmişiz…
Son noktayı da bir internet sitesinde yayınlanan şu analizin başlığı koymuş:
“Zalim Kostok’u tartaklayan Tarkan’dan, İrlandalı turistten dayak yiyen esnafa…”
Amaaaaa bilesiniz ki…Aksaray esnafının kanı yerde kalmamış…
İntikam soğuk içilen bir şerbettir ve tek kişiden meydan dayağı yiyen 15 Türk esnafının öcünü 4 yıl sonra Ege’nin topuklu efeleri almış.
Aydın’ın Didim ilçesinde yaşayan bir İrlandalı ile eşi aynı sitedeki komşuları üçü kadın ikisi erkek 5 Türk tarafından bir güzel dövüldü…
Böylece hem Aksaray esnafının, hem de çizgi süper kahramanımız Tarkan’ın şanı da Ege’li topuklu efeler tarafından kurtarılmış oldu.
Tabii arada küçük bir fark var.
Dayak yiyen İrlandalı erkek 64 yaşında, eşi ise 52 yaşında ve felçli…
Ama söz konusu halkımızın ve ecdadımızın onuru ise…
Böyle ufak tefek ayrıntılar teferruattır…
Peki Trabzon’da ellerinde çiçek dayak yiyen turistin yanında, Aksaray’da ise dayak atan İrlandalının yanında duran Devletimiz ve yargımız Didim’deki İrlandalı olayında kimin yanında durmuştur?
Cevabını şöyle vereyim:
İrlandalı komşularını döven 5 Türk sorgularından sonra serbest bırakıldı…
Türkiye turizminin çiçek ve eldivensiz boksla imtihanı işte böyle tuhaf çelişkilerin tarihidir.
Bu üç hikayeden geriye şu soru kalır…
Sizce bu iki turistten hangisi ülkesine daha mutlu dönmüştür?
Ellerinde çiçeklerle Kuveytli turistimiz mi…
Yoksa, Aksaray esnafının orasında burasında patlayan eldivensiz yumruğundaki yara bereyle dönen İrlandalı turist mi…
Ben gönüllü olarak geriye çekiliyorum, meydanı 10Haber’in başlığında cılız sesle sorulan şu soruya bırakıyorum:
“Trabzon’da hastanelik olan Kuveytli’nin gördüğü (Nazik) muameleyi hepimiz hak etmiyor muyuz…”
Yani cebinde TC kimliği taşıyan bir vatandaş sokakta saldırıya uğradığı zaman devletin ellerinde çiçekler koşması…
Zaten bu dayak olayının bizi direk ilgilendiren tek tarafı da bu değil mi…
Önümüzde iki Arap var…
Sizce halkımız kendine çiçek verilen Kuveytli Arap turisti mi daha çok sevmiştir…
Yoksa Aksaray’ı nakavt eden İrlandalı göçmen Arabı mı…
O günün Türk medyasına bakarsanız, Zamanın Ruhu İrlandalı lehine çalışmış.
Türk halkı, Aksaray esnafını döven İrlandalı Arab’ı daha çok sevmiş…
Ama zamanın ruhu artık başka…
Dün dayak atan İrlandalıyı seven halkımız, bakarsınız bugün de belki de en çok Kuveytli turistten özür dileyen büyükelçilerimizi, valilerimizi, belediye başkanlarımızı ve ellerindeki çiçekleri sevmiştir…