Samandağ’da gönüllü öğretmenlerin başarısı: Tek konteyner ile başladı, kampüse dönüştü
Sayıştay'ın MEB raporuna göre her 2 devlet okulundan sadece 1’inde hizmetli olduğu için temizlik bile aksıyor ve pansiyonlarda durum daha da kötü; meslek liseleri ise eğitimden çok ticaret yapıyor. Eğitim-İş ise bu tespitleri buzdağının sadece görünen kısmı olarak tarifliyor.
Sayıştay’ın, Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) 2022 faaliyetlerini konu alan denetim raporu, milli eğitimdeki büyük aksaklıkları bir kez daha gözler önüne serdi.
Her 2 devlet okulundan sadece 1’inde kadrolu hizmetli personeli bulunduğu için temizlik başta olmak üzere okulların birçok asli faaliyetlerinin sağlıklı biçimde yürütülememesi, Sayıştay’ın en sert bulgularından biri oldu.
Meslek liselerinin faaliyetlerine dair tespitler de raporda öne çıkanlardan. Yerinde incelemeler yapıldığı aktarılan raporda, “işletmelerin üretim alan ve kabiliyetlerinin genişlediği ve ihracat yapar konuma gelen döner sermaye işletmelerinin olduğunun görüldüğü”, bu okulların kendi üretmedikleri ürünlerin alım satımını yapmaya başladığının anlaşıldığı belirtiliyor.
Meslek liselerinde, ticari faaliyetler nedeniyle öğrencilerin beceri eğitimine yoğunlaşılamadığı da rapordaki önemli tespitler arasında.
Raporda meslek liselerinde, ticari faaliyetler nedeniyle öğrencilerin beceri eğitimine yoğunlaşılamadığı da rapordaki önemli tespitler arasında. Bakanlığın, “dış finansman kaynaklarından sağlanan hibe tutarlarının ay sonlarında değerlemeye tabi tutulmadığı, oluşan değerleme farklarının mali tablolara yansıtılmadığı ve hibelerin izlendiği “Proje Özel Hesap” tutarlarıyla hibe tutarlarının TL karşılıkları arasında farklılık olduğu” teşhisleri de raporda dikkat çeken başlıklardan.
Bakanlığın Ortaöğretim, Mesleki ve Teknik Eğitim ve Din Öğretimi Genel Müdürlüğüne bağlı pansiyonlu okullarının durumu da raporda açıkça fotoğraflanıyor. Yeterli görevli personel olmadığı, bu nedenle birçok ana hizmetin aksadığı, büyük çoğunluğunda öğrenciler için yeteri kadar sosyal alan, derslik, kitaplık, spor salonu bulunmadığı belirtiliyor. Ayrıca raporda yurt kapasitelerinin yeni yurtlar açmak yerine odalara fazladan ranza atarak genişletilmeye çalışıldığı ve öğrencilerin zaten dar olan yaşam alanlarının daha da daraltıldığı vurgulanıyor. Pansiyon hesaplarından yapılan harcamaların kontrolünü sağlamaya ilişkin bir mekanizma olmadığı teşhisi de ayrıca dikkat çekiyor.
10Haber’e konuşan Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay, ise raporun içerdikleri kadar içermedikleriyle de çok şey söylediği görüşünde:
“Bilindiği üzere Sayıştay, devletin tüm icracı kurumlarını denetleyen ve bu denetimlerin sonucunu şeffaf biçimde paylaşan bir kurum iken 21 yıllık siyasal İslam iktidarı süresince yıldan yıla etkisizleştirildi. Önce sadece teşhis koyan bir kurum haline getirildi, ardından kurum 2022 yılındaki 160.kuruluş yıldönümü etkinliğinde bizzat Cumhurbaşkanı tarafından “Açık aramayın” sözüyle tembihlendi, artık teşhis koymakta bile adeta ürkek hale getirildi. İşte Sayıştay’ın bu ürkek raporuna da bu arka planı hatırlayarak bakmak ve rapordaki rezaletleri, MEB’deki tüm rezaletlerin sadece damıtılmış bir hali olduğunu bilerek incelemek gerekiyor.”
Daha önceki yıllarda öğretmen açığından MEB envanterine kadar birçok veriyi ayrıntılı biçimde görmeye alışık olduğumuz Sayıştay raporunda bu kez, bazı hassas konuların yuvarlandığını, ayrıntı vermeden adeta geçiştirildiğini söyleyen Özbay, “2019 da bile 138 bin açığıma işaret eden Sayıştay, şimdi bu açık daha da büyümüşken bu konuya değinmiyor bile.
Raporda özellikle muhasebat kısmındaki eksikliklerin çok üstten anlatıldığını ve bu eksikliklere rağmen kanaat kısmına olumlu cümleler yazılmasının çelişkisini görüyoruz. Eksiklikler sadece bu kadar değil elbette;
Örneğin eğitimin gericileştirilmesinde başlıca araçlardan biri olarak kullanılan dernek maskesi takmış tarikatlarla imzalanan ve büyük çoğunluğunun maddi yükünü MEB’in, yani aslında biz vatandaşların, finanse ettiği protokollerin maddi yüküne ilişkin bir veriye rastlayamıyoruz” dedi.
Özbay, Sayıştay’ın “ yöneticileri ‘üzmemek’ için çok çabaladığı belli olan” bu raporda bile eğitim sisteminin giderek nasıl kötüleştiğini görmenin mümkün olduğu notunu düştü.