İşten çıkarmalar, isim değişikliği, daha az denetim ve paralı onaylı hesap. İşte bir sene içinde Elon Musk'ın yönetimindeki X yani Twitter'ın yaşadığı değişimler...
Bugün sosyal medya platformu ‘X”in doğum günü, mavi kuşun da tarih olduğu gün. Tam bir sene önce Elon Musk, eski adıyla Twitter’ı entrikalı bir sürecin sonunda 44 milyar dolara satın almıştı. Tesla’nın sahibi Amerikan milyarder geride kalan bir yıl içinde dünyanın en çok kullanılan sosyal medya platformlarından birinin ismi dahil birçok özelliğinde köklü değişimlere gitti. Bu değişimlerin temel sebebininse kendine has “ifade özgürlüğü” anlayışı olduğunu savunuyor.
Satın alımını takip eden haftalarda Musk şirketin çalışanlarının yarısından fazlasını işten çıkarmıştı. San Francisco’da bulunan genel merkezdeki çalışan sayısı kısa bir süre içinde 8 binden bin beş yüze inmişti. Musk işten çıkarmalar ile ilgili şirketin her gün 4 milyon dolardan fazla kaybettiğini ve şirket çalışanlarının yarıya yakınının işine son vermekten “başka seçeneği olmadığını” söylemişti. Rekor sayıdaki işten çıkarmalar platformun sakıncalı içerik denetimi mekanizmasının zayıflayacağı endişeleri de yaratmıştı.
Kalan bazı çalışanlar “büyük stres altında” olduklarını söylemişti. Eski Twitter yöneticilerinden Esther Crawford, Musk döneminde ofiste “korku atmosferinin hakim olduğunu” açıklamıştı. Crawford Musk’ın, dahi de olsa, şirketi ”verilere göre değil, iç güdüleriyle yönettiğini” söylemişti.
Geçen Haziran ayında Musk belki her kullanıcının gündelik hayatını etkileyen bir kararla uygulamanın geleneksel mavi kuş logosunu siyah bir çarpı, platformun adını da ”Twitter” yerine ”X” olarak değiştirdi. Bu değişimle uygulama üzerinde yapılan paylaşımlara artık “tweet” denmiyor.
İsim değişikliğinin sebebinin Musk’ın uzun süredir X isimli bir şirket kurma arzusu olduğu ifade ediliyor. Musk X’in yalnızca bir sosyal medya platformu olmasını istemiyor. X’i uzun vadede ”çok kullanımlı” bir uygulamaya dönüştürmek isteyen Musk Twitter’ı satın almanın ”ilk adım” olduğunu ifade etmişti. Musk ”Kullanıcılar ileride X üzerinden para transferi de yapabilecek, yemek de sipariş edebilecek” diye eklemişti.
Musk ayrıca platformunu geleneksel medyadan uzaklaştırmayı hedefliyor. Örneğin haber sitelerince yayınlanan makale başlıklarının gösterilmemesi ve bu haberlere daha az görünürlük verilmesi bu kopuşun sinyallerini veriyor. Bir veri ve analiz şirketi olan Similarweb’e göre önde gelen haber siteleri Eylül 2020’de ABD’deki internet tıklamalarının yaklaşık yüzde 11,5’ini sosyal ağlardan alırken, oran bu yılın Eylül ayında yüzde 6,5’e düştü.
Musk platformunda denetimi kısıtlayan birçok karara imza attı. Örneğin, içerik denetimi ile ilgilenen ekip Temmuz ayından beri yönetim kurulu tarafından denetleniyor. Birçok uzman ve devlet karardan beri platformda dezenformasyon ve sakıncalı içeriklerin çoğaldığını iddia ediyor.
Geçen haftalarda Avustralya’da bir e-güvenlik komisyonu platformun çocuk istismarını teşvik eden içerikleri yeterince hızlı kaldırmadığı ve denetim metotlarının uygun olmadığı gerekçeleriyle 386 bin dolarlık (1 milyon 760 bin TL) bir para cezası vermişti. Bir önceki hafta Musk’a bir diğer uyarı da Avrupa Komisyonu’ndan gelmişti. Komisyon Musk’a ilettiği bir mektupta platformun İsrail ve Filistin arasındaki çatışmalar hakkında yayılan dezenformasyona göz yumduğuna, bunun AB Dijital Hizmetler Yasasına aykırı olduğunu iddia ederek uyarmıştı. Musk bu yasalara uymadığı takdirde X’ten elde ettiği gelirin yüzde 6’sı kadar para cezasıyla veya AB’de platformun tamamen yasaklanması ile karşı karşıya kalabilir.
Kendisini ”en büyük ifade özgürlüğü savunucusu” olarak tanımlayan Musk eski ABD Başkanı Donald Trump’ın platforma geri dönmesine de izin vermişti. Trump Kongre baskınlarını o dönemki adıyla Twitter üzerinden ”teşvik ettiği” gerekçesiyle uygulamadan men edilmişti.
Şirketin yeni yöneticisi Linda Yaccarino geçenlerde uygulamanın kullanıcı sayısını 225 milyon olarak açıklamıştı. Bu sayı Musk’ın satın almasından önceki döneme göre yüzde 11 daha düşük.
X’in değeri Musk satın aldığından beri düşüyor. Musk şirket değerinin 20 milyar dolara düştüğünü, reklam gelirinin yüzde elli kadar azaldığını açıkladı.
Gelir kaybının telafisi için Twitter Blue dediğimiz abonelik sistemi aktif hale gelmişti. Eskiden yalnızca siyasetçilere, gazetecilere ve çok takipçisi olan ünlü kişilere verilen mavi tik yeni sistemle aylık bir ücret karşılığında her kullanıcıya verilir olmuştu. Bu meblağ birçok ülke için geçerliyken, ABD’de 8 dolar, Türkiye’de ise 225 TL (5,36 dolar – 28,19 liralık kur üzerinden hesaplanmıştır) olarak ücretlendirilmişti. Bu parayı verip de abonelik hizmetinden yararlananlar daha uzun gönderi paylaşabiliyor, görünürlükleri artıyor ve karşı tarafın mesaj kutusu açık olduğu sürece istedikleri kişiye mesaj yollayabiliyor.
Uygulamanın yakında ücretli olması da söz konusu. 2006’da kuruluşundan bu yana bedava yayın politikasına sadık kalan platform geçen hafta Yeni Zelanda ve Filipinler’deki kullanıcıların senede bir dolar la ücretlendirileceğini açıklamıştı. Ücreti ödemeyen kullanıcılar tweet atma, retweet etme, gönderileri beğenme ve yanıt verme gibi temel özelliklerden faydalanamayacak. Musk bunun amacının bot hesapları azaltmak olduğunu iddia ediyor. Bu uygulama şimdilik iki ülke ile sınırlı olsa da yakında tüm dünyada geçerli olabilir.