İsrail’in Libya ifşası Arap hükümetlerinin güvenini zedeledi
İsrail-Gazze savaşının 30'uncu gününde İsrail ordusunun hedefinde Megazi mülteci kampı vardı. Hava saldırısında 30'dan fazla sivil hayatını kaybederken, İsrail hükümeti içinde Miras bakanı Eliyahu'nun Gazze'de 'atom bombası' kullanılması konusundaki açıklamaları tepki çekti. İşte savaşın 30. günü...
İsrail-Gazze savaşı, hem cephede hem de cephe arkasında yoğun bir şekilde devam ediyor. İsrail ordusu, sokak çatışmalarına adımını attığını duyurmasının hemen ardından bir mülteci kampını daha bombalarken, İsrail hükümeti içinde de atom bombası tartışması yaşanıyor.
Gazze
Öldürülen: 9,770
Yaralı: 26,000
İşgal altındaki Batı Şeria
Öldürülen: 152
Yaralı: 2,100
İsrail
Öldürülen: 1,405
Yaralı: 5,600
Gazze içindeki operasyonlarını genişleten İsrail ordusu, Cibaliye ve Bureyc gibi mülteci kamplarını hedef alarak birçok sivilin ölümüne yol açmıştı. Ordu cumartesi gecesi de Megazi mülteci kampını hedef aldı. Gazze Sağlık Bakanlığı’nın açıklamasına göre 33 kişi hayatını kaybederken, 42 kişi de yaralandı. Filistin haber ajansı WAFA, saldırının ardından yaptığı haberde 51 Filistinlinin öldüğünü ve çok sayıda Filistinlinin de yaralandığını duyurmuştu.
Saldırıda hayatını kaybeden 30’dan fazla kişinin Deyr el Balah’taki Mescid-i Aksa Şehitleri Hastanesi’ne getirildiği, bunların büyük bir çoğunluğunun kadın ve çocuk olduğu belirtildi. Hamas Telegram üzerinden yaptığı açıklamada İsrail’in doğrudan sivillerin evlerini bombaladığını söyledi.
Megazi mülteci kampı, Gazze’nin merkezinin güneyindeki yerleşim bölgesinin orta kesiminde bulunuyor. Kampta 33 binden fazla kişi yaşıyor. Ordu, Gazze’nin kuzeyine girmeden önce yaptığı duyurularda sivillerden şehrin güneyine gitmelerini istemişti. Ancak bu saldırı, bir kez daha İsrail’in saldırılarında kuzey ya da güney ayrımı yapmadığını gösteriyor.
AA’nın 37 yaşındaki muhabiri Muhammed Alaloul, “İsrail’in düzenlediği hava saldırısı Megazi kampındaki komşularımın evini hedef aldı, benim evim de kısmen yıkıldı” dedi. Alaloul ayrıca 13 yaşındaki oğlu Ahmed, dört yaşındaki oğlu Kays ve erkek kardeşinin saldırıda öldüğünü söyledi. Eşi, annesi ve diğer iki çocuğu da yaralanmış.
İsrail ordu sözcüsü ise bombalama sırasında ordunun bölgede operasyon yapıp yapmadığının araştırıldığını söyledi. Ordu bu zamana kadar saldırılarını, “Sivilleri değil, Hamas’ı hedef alıyoruz” diyerek savunmuş ve Hamas’ın Gazze sakinlerini canlı kalkan olarak kullanmakla suçlamıştı.
İsrail ordusu kara, deniz ve hava kuvvetlerinin Gazze Şeridi’ndeki faaliyetleri sırasında 2500’den fazla Hamas hedefini vurduğunu söyledi. Bu hedefler arasında silah depoları, gözlem noktaları ve komuta kontrol merkezleri olduğu belirtildi.
Savaşın başından bu yana İsrail’in okul ve hastane çevresi gibi sivillerin yoğun olarak bulunduğu yerleri bombalaması, özellikle çocukların zarar gördüğü bir durum yarattı. Birleşmiş Milletler (BM), bu sebeple bölgedeki çocuklar için “felaket” uyarısında bulundu. Dört haftadır devam eden saldırılarda ölenlerin yüzde 40’ından fazlasının çocuk olduğunu belirten BM, 3900 çocuğun hayatını kaybettiğini, enkaz altında kalan çocukların sayısının da tahminen 1250 olduğunu bildirdi.
Enkaz kaldırma makinelerinin sayısının az olması, hastanelerin kapasitesinin üstünde çalışması ve yakıt eksikliği nedeniyle enkaz altında kalanların hayatta kalma şansının son derece düşük olduğu belirtiliyor. Bölgede faaliyet gösteren yardım kuruluşları bir konuda hemfikir: Gazze’de kadınlar, çocuklar ve bebekler küçücük bir bölgede aylardır süren çatışmaların yükünü orantısız bir şekilde taşıyor. 7 Ekim’den bu yana Gazze’de hayatını kaybedenlerin sayısı 9488’e ulaştı.
Times of Israel’in aktardığına göre Otzma Yehudit Partisi’nden Miras Bakanı Amichai Eliyahu, Kol Berama Radyosu’na verdiği demeçte, Filistin halkının “İrlanda ya da çöle gidebileceğini, Gazze’deki ‘canavarların’ kendi başlarına bir çözüm bulması gerektiğini” söyleyerek, Filistin ya da Hamas bayrağı sallayanların “yeryüzünde nefes almaya devam etmemeleri gerektiğini” dile getirdi.
Eliyahu’nun Gazze Şeridi’ne atom bombası atmanın “olasılıklardan biri” olarak değerlendirildiğini ve sivillere yapılmasına izin verilen insani yardımın kısıtlanması gerektiğini söylediğini aktaran gazete, bakanın sözlerine “Nazilere insani yardım verilmemeli. Gazze’de savaşa dahil olmayan sivil diye bir şey yok” diyerek devam ettiğini yazdı.
Bunun üzerine İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu bir açıklama yaparak, Eliyahu’nun sözlerinin “gerçeğe dayanmadığını” söyledi. Netanyahu, “İsrail ve ordu masumlara zarar vermemek için uluslararası hukuk standartlarına uygun bir şekilde hareket etmektedir. Zafer elde edene kadar da böyle devam edeceğiz” dedi. Ne var ki Uluslararası Kızılhaç Komitesi, Uluslararası Af Örgütü ve İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün de dahil olduğu bir grup insani yardım kuruluşu, bir süredir bölgede savaş suçu işlenmiş olabileceğini söylüyor.
Prime Minister Benjamin Netanyahu:
Minister Amihai Eliyahu’s statements are not based in reality. Israel and the IDF are operating in accordance with the highest standards of international law to avoid harming innocents. We will continue to do so until our victory.
— Prime Minister of Israel (@IsraeliPM) November 5, 2023
İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant da Eliyahu’yu eleştirerek, “Böyle insanların İsrail’in güvenliğinden sorumlu olmaması iyi bir şey” dedi. Amerikan haber ajansı AP’nin bildirdiğine göre Netanyahu, atom bombası açıklaması nedeniyle Eliyahu’nun “ikinci bir emre kadar” kabine toplantılarından uzaklaştırıldığını duyurdu.
Ülkenin ana muhalefet lideri Yair Lapid ise Eliyahu’nun uzaklaştırılmasının yeterli olmadığını vurgulayarak, söz konusu bakanın görevden alınmasını istedi. Lapid sosyal medya hesabından, “Sorumsuz bir bakandan şok edici ve akıldışı bir açıklama. Kaçırılanların ailelerine, İsrail toplumuna ve uluslararası konumumuza zarar veren bir açıklama bu. Radikallerin hükümetteki varlığı hem bizi hem de Hamas’a karşı zafer elde etmek ve rehinelerin iadesi gibi hedeflerimizin başarısını tehlikeye atıyor. Netanyahu, Eliyahu’yu kovmalıdır” dedi.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, İsrail ve Ürdün ziyaretlerinin ardından bu sefer işgal altındaki Batı Şeria’nın Ramallah kentine sürpriz ziyaret düzenleyerek Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas ile bir araya geldi.
Abbas ve Blinken’in kameraya yansıyan görüntülerinde el sıkıştığı görüldü. Her ne kadar Blinken’in ziyareti, Batı Şeria’dan ayrılana kadar doğrulanmasa da ABD’li bakanın Abbas’la görüştüğü duyulduğu anda bölgedeki halk, savaşta İsrail’e desteğini açık bir şekilde gösteren ABD karşıtı protesto düzenlemek için sokağa döküldü.
Blinken daha önce yaptığı bir açıklamada “yeniden canlandırılacak ve etkin hale getirilecek” Filistin Yönetimi’nin gelecekte Gazze Şeridi’ni yönetmesinin “en mantıklı yol” olacağını öne sürmüş, ancak Gazze’nin güvenliği ve yönetiminde “diğer ülkeler ile uluslararası kuruluşların” da rol oynayabileceğini söylemişti. Bu da aslında Gazze’de özerk bir yönetim değil de göstermelik bir yönetim kurulması istendiği anlamına geliyor.
Detaylı haberimizi aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Rize Merkez Kentsel Dönüşümü, Isırlık Tabiat Parkı, Müyesser Kart Huzurevi ve yapımı tamamlanan diğer projelerin toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada Gazze’de yaşanan insani krize bir kez daha değindi.
Dünyanın mevcut durumunu “ateş çemberi” olarak nitelendiren Erdoğan, “Suriye ve Irak sınırlarımızın, bu ülkede kardeşlerimizin güvende kalmasını biz sağlayacağız. Balkanlar’da, Kafkaslar’da huzur ve güveni biz temin edeceğiz. Dostlarımızın ve kardeşlerimizin olduğu yerde beklenen biz olacağız. Filistinli kardeşlerimizin İsrail zulmünden kurtarılması, Gazze’deki katliamın durdurulması bizim boynumuzun borcudur” dedi.
“Katillerin yakasına yapışmak bizim insani vazifemizdir” sözlerini dile getiren Erdoğan, Gazze konusunda “görünenden fazlasını yaptıklarını” temin etti. Hamas liderlerinden Halid Meşal, savaşın ilk günlerinde yaptığı açıklamada, “Türkiye’den daha etkili adımlar beklediklerini” belirtmiş, gazeteci Fehim Taştekin Al Monitor’da Filistinli kaynaklarına dayanarak yazdığı haberinde Hamas’ın Türkiye’nin tavrından memnun olmadığını belirtmişti.
Erdoğan konuşmasına, “Gazze’deki kardeşlerimizi sahipsiz ve çaresiz bırakmayacağız. Elbette üzerimize düşeni yaparken ayaklarımızı yerden kesmiyoruz. Dünyadaki tüm mazlumların haklarını koruyacak inisiyafiler geliştirdik. Kimi alanlarda 3-5 yıllık, kimi alanlarda 5-10 yıllık vakit gerektiren projeleri tamamladığımızda Türkiye başka bir yere gelecek” diyerek devam etti.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Mısırlı mevkidaşı Sami Şükri ve Ürdünlü mevkidaşı Ayman Safadi ayrı ayrı görüşerek Gazze’deki durumu ele aldı. Diplomatik kaynağın aktardığına göre Fidan, “Gazze’de sivil halkı hedef alan saldırıların durdurulması” ve acil ateşkes sağlanması konusunda görüş alışverişlerinde bulunmuş. Fidan ayrıca Şükri ile Gazze’ye insani yardımın “engelsiz” ve “kesintisiz” bir şekilde ulaştırılmasını güvence altına almayı da görüşmüş.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, dün yaptığı açıklamada Tel Aviv Büyükelçisi Şakir Özkan Torunlar’ın geri çağrıldığını açıklamış, Dışişleri Bakanlığı da “İsrail’in sivillere yönelik devam eden saldırıları nedeniyle Gazze’de yaşanan insani trajedi göz önünde bulundurularak” ve İsrail’in ateşkesi kabul etmemesini gerekçe göstererek böyle bir karar alındığını açıklamıştı.
Fidan’ın pazartesi günü Ankara’da Blinken ile Gazze meselesini görüşmesi bekleniyor.